unprepared - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
unprepared hazırlıksız adj.
  • She felt unprepared for the exam.
  • Kadın, sınav için hazırlıksız bir durumda olduğunu hissetti.
  • Public opinion is unprepared and uninformed.
  • Kamuoyu hazırlıksız ve bilgisiz.
  • Europe suddenly felt vulnerable and unprepared.
  • Avrupa aniden kendini savunmasız ve hazırlıksız hissetti.
Show More (12)