|
- She felt unprepared for the exam.
- Kadın, sınav için hazırlıksız bir durumda olduğunu hissetti.
- Public opinion is unprepared and uninformed.
- Kamuoyu hazırlıksız ve bilgisiz.
- Europe suddenly felt vulnerable and unprepared.
- Avrupa aniden kendini savunmasız ve hazırlıksız hissetti.
- I'm unprepared for this.
- Bunun için hazırlıksızım.
- They were woefully unprepared.
- Ne yazık ki hazırlıksızdılar.
- Tom is unprepared.
- Tom hazırlıksız.
- Tom wasn't unprepared.
- Tom hazırlıksız değildi.
- Dan went to his first exam unprepared.
- Dan ilk sınavına hazırlıksız gitti.
- I was unprepared.
- Hazırlıksızdım.
- Tom was unprepared.
- Tom hazırlıksızdı.
- We were woefully unprepared.
- Biz de ne yazık ki hazırlıksızdık.
- They were woefully unprepared.
- Onlar ne yazık ki hazırlıksızdılar.
- Tom was woefully unprepared.
- Tom ne yazık ki hazırlıksızdı.
- We were woefully unprepared.
- Biz ne yazık ki hazırlıksızdık.
- I was totally unprepared for this.
- Bunun için tamamen hazırlıksızdım.
Show More (12)
|