violation - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
violation ihlal n.
  • The blockade of the Suez Canal was a violation of the international agreement.
  • Süveyş Kanalı'nın ablukaya alınması uluslararası anlaşmanın ihlaliydi.
  • If the violations continue, the Treaty will need to be suspended.
  • İhlallerin devam etmesi halinde Antlaşmanın askıya alınması gerekecektir.
  • Various sorts of violation of people’s privacy can happen on an absolutely massive scale.
  • İnsanların mahremiyetinin çeşitli şekillerde ihlali kesinlikle büyük ölçekte gerçekleşebilir.
Show More (70)
violation ihlal etme n.
  • They are in total violation of OSCE and European standards.
  • AGİT ve Avrupa standartlarını tamamen ihlal etmektedirler.
  • The Hanoi Government has justified these detentions by using violations of national security legislation as an excuse.
  • Hanoi Hükümeti, ulusal güvenlik mevzuatının ihlal edilmesini bahane ederek bu gözaltıları meşrulaştırmıştır.
  • This violation of the international legal order is unacceptable.
  • Uluslararası hukuk düzeninin bu şekilde ihlal edilmesi kabul edilemez.
Show More (13)
violation saygısızlık etme n.
  • The students were suspended because of the violation.
  • Öğrenciler saygısızlık etmeleri nedeniyle okuldan uzaklaştırıldı.
Show More (-2)
violation çiğneme n.
  • A violation of the way in which they feel they lead their life as a woman.
  • Bir kadın olarak hayatlarını sürdürdüklerini düşündükleri yöntemin çiğnenmesidir.
Show More (-2)