vocabulary - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
vocabulary kelime dağarcığı n.
  • The group changed the vocabulary of the metal genre.
  • Grup, metal türünün kelime dağarcığını değiştirdi.
  • I do not, therefore, believe it is a matter of vocabulary.
  • Dolayısıyla bunun bir kelime dağarcığı meselesi olduğuna inanmıyorum.
  • Let us hope that this new development will provide more than just a change in vocabulary.
  • Umarız ki bu yeni gelişme sadece kelime dağarcığında bir değişiklikten daha fazlasını sağlar.
Show More (20)
vocabulary kelime hazinesi n.
  • An average English-speaking person has a vocabulary of 20,000.
  • İngilizce konuşan ortalama bir insanın kelime hazinesi 20.000'dir.
  • Clearly "stay" isn't in their vocabulary.
  • Açıkça görülüyor ki "kalmak" onların kelime hazinelerinde bulunmuyor.
  • Tom has an incredible vocabulary.
  • Tom'un inanılmaz bir kelime hazinesi var.
Show More (4)
vocabulary kelime bilgisi n.
  • When you are translating a field-specific text, you should know the field's vocabulary.
  • Alana özgü bir metni çevirirken, alanın kelime bilgisine hakim olmanız gerekir.
  • Learn vocabulary in a natural way.
  • Kelime bilgisini doğal bir şekilde öğrenin.
  • You need a large vocabulary to read that book.
  • O kitabı okumak için büyük bir kelime bilgisine ihtiyacın var.
Show More (3)
vocabulary kelime haznesi n.
  • I want to increase my vocabulary.
  • Kelime haznemi artırmak istiyorum.
  • You have a meager vocabulary.
  • Kelime haznen güdük.
Show More (-1)
vocabulary lügatçe n.
  • Some of the words in Russian vocabulary come from French.
  • Rusçanın lügatçesindeki bazı kelimeler Fransızcadan gelmektedir.
Show More (-2)
vocabulary sözcük n.
  • He bought a French vocabulary book.
  • Fransızca bir sözcük kitabı satın aldı.
Show More (-2)
vocabulary sözlük n.
  • Clearly "stay" isn't in their vocabulary.
  • Açıkçası "kalmak" onların sözlüğünde yok.
Show More (-2)