1 |
vocabulary |
kelime dağarcığı |
n. |
|
- I do not, therefore, believe it is a matter of vocabulary.
- Dolayısıyla bunun bir kelime dağarcığı meselesi olduğuna inanmıyorum.
- Let us hope that this new development will provide more than just a change in vocabulary.
- Umarız ki bu yeni gelişme sadece kelime dağarcığında bir değişiklikten daha fazlasını sağlar.
- As I said, there are barriers, such as double taxation, the lack of legislation, and a common technical vocabulary.
- Dediğim gibi, çifte vergilendirme, mevzuat eksikliği ve ortak bir teknik kelime dağarcığı gibi engeller var.
- Clearly "stay" isn't in their vocabulary.
- Belli ki "kalmak" onların kelime dağarcığında yok.
- This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
- Bu makale kelime dağarcığını geliştirmek isteyenler için ipuçları içeriyor.
- No one is more dangerous than a fool with a large vocabulary.
- Hiç kimse, kelime dağarcığı geniş bir aptaldan daha tehlikeli değildir.
- In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language.
- Dilbilgisi ve kelime dağarcığı açısından bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır.
- The vocabulary of a language is unlimited.
- Bir dilin kelime dağarcığı sınırsızdır.
- Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
- My vocabulary is limited.
- Benim kelime dağarcığım sınırlı.
- You should spend a little time each day reviewing vocabulary.
- Her gün kelime dağarcığını gözden geçirmek için biraz zaman ayırmalısınız.
- You need a large vocabulary to read that book.
- Bu kitabı okumak için geniş bir kelime dağarcığına ihtiyacınız var.
- She has a rich vocabulary of English words.
- Zengin bir İngilizce kelime dağarcığı var.
- His vocabulary is inadequate.
- Onun kelime dağarcığı yetersiz.
- My French vocabulary is limited.
- Fransızca kelime dağarcığım sınırlı.
- You have a meager vocabulary.
- Yetersiz bir kelime dağarcığın var.
- Vocabulary is the basis of language.
- Kelime dağarcığı dilin temelidir.
- Goethe's personal vocabulary consisted of about eighty thousand words.
- Goethe'nin kişisel kelime dağarcığı yaklaşık seksen bin kelimeden oluşuyordu.
- Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardımcı olur.
- The vocabulary of young people is not so great.
- Gençlerin kelime dağarcığı çok iyi değil.
- You have a meager vocabulary.
- Kelime dağarcığın kıt.
- I want to increase my vocabulary.
- Kelime dağarcığımı geliştirmek istiyorum.
Show More (19)
|
2 |
vocabulary |
kelime hazinesi |
n. |
|
- Clearly "stay" isn't in their vocabulary.
- Açıkça görülüyor ki "kalmak" onların kelime hazinelerinde bulunmuyor.
- Tom has an incredible vocabulary.
- Tom'un inanılmaz bir kelime hazinesi var.
- This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
- Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
- She has a rich vocabulary of English words.
- Zengin bir İngilizce kelime hazinesine sahiptir.
- My vocabulary is limited.
- Benim kelime hazinem sınırlı.
- The vocabulary of a language is unlimited.
- Bir dilin kelime hazinesi sınırsızdır.
Show More (3)
|
3 |
vocabulary |
kelime bilgisi |
n. |
|
- You need a large vocabulary to read that book.
- O kitabı okumak için büyük bir kelime bilgisine ihtiyacın var.
- If you want some help with vocabulary, let me know!
- Kelime bilgisi konusunda yardım istersen, bana haber ver!
- Learn vocabulary in a natural way.
- Kelime bilgisini doğal bir şekilde öğrenin.
- Sami improved his Arabic vocabulary.
- Sami Arapça kelime bilgisini geliştirdi.
- My French vocabulary is limited.
- Fransızca kelime bilgim sınırlıdır.
Show More (2)
|
4 |
vocabulary |
kelime haznesi |
n. |
|
- I want to increase my vocabulary.
- Kelime haznemi artırmak istiyorum.
- You have a meager vocabulary.
- Kelime haznen güdük.
Show More (-1)
|
5 |
vocabulary |
sözlük |
n. |
|
- Clearly "stay" isn't in their vocabulary.
- Açıkçası "kalmak" onların sözlüğünde yok.
Show More (-2)
|