|
- These will now be started at the weekend and on Monday.
- Bunlar artık hafta sonu ve Pazartesi günü başlatılacaktır.
- A general expansion of weekend driving bans is a very sensitive issue in our group.
- Hafta sonu araç kullanma yasaklarının genel olarak genişletilmesi grubumuzda çok hassas bir konudur.
- We did not just want weekends of between 24 and 45 hours, but also 36 hours.
- Sadece 24 ila 45 saatlik hafta sonları değil, 36 saatlik hafta sonları da istedik.
- A weekend ban, well-known in the transport world, is being recommended by Dutch fishermen.
- Taşımacılık dünyasında iyi bilinen bir hafta sonu yasağı Hollandalı balıkçılar tarafından tavsiye ediliyor.
- But according to reports published over the weekend he has sold out on these as well.
- Ancak hafta sonu yayınlanan raporlara göre bunları da sattı.
- It would not be enough just to ban transporting goods by road at weekends.
- Sadece hafta sonları karayoluyla mal taşımacılığını yasaklamak yeterli olmayacaktır.
- It would not be enough just to ban transporting goods by road at weekends.
- Sadece hafta sonları karayoluyla mal taşınmasını yasaklamak yeterli olmayacaktır.
- Weekend traffic bans and traffic jams are a curse to road transport.
- Hafta sonu trafik yasakları ve trafik sıkışıklıkları karayolu taşımacılığı için bir lanettir.
- Nobody needs to cut down the current weekend driving bans by even one minute.
- Hiç kimsenin mevcut hafta sonu sürüş yasaklarını bir dakika bile azaltmasına gerek yok.
- This is primarily about weekend journeys.
- Bu öncelikle hafta sonu yolculuklarıyla ilgilidir.
- Unfortunately, however, after the weekend, very few stayed in Johannesburg until the end.
- Ancak ne yazık ki hafta sonundan sonra çok az kişi Johannesburg'da sonuna kadar kaldı.
- The Bilderberg meeting is starting at the weekend.
- Bilderberg toplantısı hafta sonu başlıyor.
- We can't go through the whole weekend without health insurance.
- Bütün hafta sonunu sağlık sigortası olmadan geçiremeyiz.
- You've had the whole weekend to get yourself a lawyer.
- Kendinize bir avukat bulmak için bütün bir hafta sonu vaktiniz vardı.
- We stayed on the island one weekend with our little boy.
- Küçük oğlumuzla bir hafta sonu adada kalmıştık.
- This is an awfully nice hotel room for a hunting weekend.
- Burası avlanarak geçirilecek bir hafta sonu için gerçekten güzel bir otel odası.
- This is an awfully nice hotel room for a hunting weekend.
- Avlanmayla geçen bir hafta sonu için fazlasıyla güzel bir otel odası.
- I hope for sunshine at the weekend, as well.
- Umarım hafta sonu da güneşli olur.
- We were in Boston all weekend.
- Bütün hafta sonu Boston'daydık.
- What are you going to do over the weekend?
- Hafta sonu ne yapacaksın?
- Did you enjoy your weekend?
- Hafta sonunu iyi geçirdin mi?
- I plan to go camping with some of my friends the weekend after next.
- Önümüzdeki hafta sonu bazı arkadaşlarımla kampa gitmeyi planlıyorum.
- He took adequate clothes for a weekend trip.
- Hafta sonu gezisi için yeterli kıyafet aldı.
- She plays hockey on the weekends.
- O hafta sonları hokey oynuyor.
- Aren't you enjoying your weekend?
- Sen hafta sonunun keyfini çıkarmıyor musun?
- Did you have fun over the weekend?
- Hafta sonunda eğlendin mi?
- I wonder what happens around here on weekends.
- Hafta sonları buralarda neler oluyor merak ediyorum.
- He persuaded his mother to lend him the car for the weekend.
- Annesini hafta sonu için arabayı ödünç vermeye ikna etti.
- Tom has gone away for a weekend.
- Tom bir hafta sonu için gitti.
- He works out every day except weekends.
- Hafta sonları hariç her gün spor yapıyor.
- I spent the weekend with him.
- Hafta sonunu onunla geçirdim.
- Would you like to have supper with us on the weekend?
- Hafta sonu bizimle akşam yemeği yemek ister misin?
- Do you prefer going out or staying at home on weekends?
- Hafta sonları dışarı çıkmayı mı yoksa evde kalmayı mı tercih edersin?
- Have a great weekend, folks.
- İyi hafta sonları, arkadaşlar.
- We usually wake up late on the weekends.
- Hafta sonu genellikle geç uyanıyoruz.
- I take courses on the weekends.
- Hafta sonları ders alıyorum.
- It's going to be a fun weekend.
- Eğlenceli bir hafta sonu olacak.
- On weekends, I get up later than usual.
- Hafta sonlarında her zamankinden daha geç kalkarım.
- Tom often spends his weekends in his cabin in the woods.
- Tom sık sık hafta sonlarını ormanda kulübesinde geçirir.
- Do you have any plans for the weekend?
- Hafta sonu için bir planın var mı?
- I spent the weekend with them.
- Hafta sonunu onlarla geçirdim.
- Kate stays in Izu on weekends.
- Kate hafta sonları Izu'da kalıyor.
- How will you be spending your weekend?
- Hafta sonunu nasıl geçiriyor olacaksın?
- Are you staying there for the weekend?
- Hafta sonu orada mı kalacaksın?
- I wish you a beautiful weekend!
- Size güzel bir hafta sonu diliyorum!
- I spent the weekend with my friends.
- Hafta sonunu arkadaşlarımla geçirdim.
- I asked Tom to spend the weekend with us.
- Tom'dan hafta sonunu bizimle geçirmesini istedim.
- I don't have many weekends off.
- Hafta sonları pek boş zamanım olmuyor.
- I seldom go out on weekends.
- Hafta sonları nadiren dışarı çıkarım.
- We could drive to Boston for the weekend.
- Hafta sonu için Boston'a gidebiliriz.
- Tom spent the weekend at our place.
- Tom hafta sonunu evimizde geçirdi.
- Tom and Mary went away for the weekend.
- Tom ve Mary hafta sonu için uzaklara gitti.
- I had to work all weekend.
- Bütün hafta sonu çalışmam gerekti.
- He works out every day except weekends.
- Hafta sonları hariç her gün antrenman yapar.
- It rained all weekend.
- Tüm hafta sonu yağmur yağdı.
- I'm in Boston for the weekend.
- Hafta sonluğuna Boston'dayım.
- The weekend can't come quick enough.
- Hafta sonu yeterince çabuk gelemez.
- I don't work on the weekend.
- Ben hafta sonu çalışmam.
- I like three day weekends.
- Üç günlük hafta sonlarını severim.
- I was in Boston all weekend.
- Bütün hafta sonu Boston'daydım.
- Tom hosted a party on the weekend.
- Tom hafta sonu bir partiye ev sahipliği yaptı.
- I'm going to spend the weekend in Boston.
- Hafta sonunu Boston'da geçireceğim.
- I don't work on weekends.
- Ben hafta sonları çalışmam.
- See you on the weekend.
- Hafta sonu görüşürüz.
- He invited her for a spa weekend.
- Hafta sonu için onu bir kaplıcaya davet etti.
- Sami came for the weekend.
- Sami hafta sonu için geldi.
- Sami drove to Cairo for a romantic weekend.
- Sami romantik bir hafta sonu için Kahire'ye gitti.
- Tom is in Boston for the weekend.
- Tom hafta sonu için Boston'da.
- We can't wait for the weekend.
- Hafta sonu için sabırsızlanıyoruz.
- How are you going to spend your weekend?
- Hafta sonunu nasıl geçireceksin?
- What did you do over the weekend?
- Hafta sonunda ne yaptın?
- I don't usually work on weekends.
- Genelde hafta sonları çalışmam.
- I know a guy who goes fishing almost every weekend.
- Neredeyse her hafta sonu balığa giden bir adam tanıyorum.
- Did you hear about Tom's plans for the weekend?
- Tom'un hafta sonu için planlarını duydun mu?
- The employees who spent all weekend working on the problem should be rewarded.
- Tüm hafta sonunu bu sorun üzerinde çalışarak geçiren çalışanlar ödüllendirilmelidir.
- I like three day weekends.
- Ben üç günlük hafta sonlarını severim.
- Tom stays at home on weekends.
- Tom hafta sonları evde kalıyor.
- Are you enjoying your weekend?
- Hafta sonunun tadını çıkarıyor musun?
- Tom wondered where Mary had spent the weekend.
- Tom Mary'nin hafta sonunu nerede geçirdiğini merak etti.
- Tom spent the whole weekend partying.
- Tom tüm hafta sonunu parti yaparak geçirdi.
- Enjoy the weekend.
- Hafta sonunun tadını çıkarın.
- I'm in Boston for the weekend.
- Hafta sonu için Boston'dayım.
- Find out how Tom plans to spend his weekend.
- Tom'un hafta sonunu nasıl geçirmeyi planladığını öğrenin.
- It'll be a fun weekend.
- Eğlenceli bir hafta sonu olacak.
- I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
- It's going to be a great weekend.
- Bu harika bir hafta sonu olacak.
- Robert used to help his father in the store on weekends.
- Robert hafta sonlarında dükkânda babasına yardım ederdi.
- A sunny weekend is perfect for a mountain getaway.
- Güneşli bir hafta sonu bir dağ kaçamağı için mükemmeldir.
- We've been working on this problem all weekend.
- Bütün hafta sonu bu problem üzerinde çalıştık.
- What's the weather for the weekend?
- Hafta sonu hava nasıl olacak?
- On weekends, I get up later than usual.
- Hafta sonlarında normalden daha geç kalkarım.
- Have a good weekend.
- İyi hafta sonları.
- Tom stays at home on weekends.
- Tom hafta sonları evde kalır.
- We went whitewater rafting over the weekend.
- Hafta sonu beyaz su raftingine gittik.
- I don't like the idea of working on the weekends.
- Hafta sonları çalışma fikrini sevmiyorum.
- Where do you spend your weekends?
- Hafta sonlarını nerede geçiriyorsun?
- My wife is away for the weekend.
- Karım hafta sonu için uzakta.
- Tom often hangs out with Mary on weekends.
- Tom Mary ile çoğunlukla hafta sonlarında takılır.
- Weekends are very busy.
- Hafta sonları çok yoğundur.
- On weekends, I get up later than usual.
- Hafta sonları, normalden daha geç kalkıyorum.
- Have a pleasant weekend!
- İyi hafta sonları!
- Find out how Tom plans to spend his weekend.
- Tom'un hafta sonunu nasıl geçirmeyi planladığını öğren.
- Tom spent all weekend reading a historical novel.
- Tom bütün hafta sonunu tarihi bir roman okuyarak geçirdi.
- He often stays away from home on the weekend.
- Hafta sonu sık sık evden uzakta kalır.
- Tom often comes to see me on weekends.
- Tom hafta sonları sık sık beni görmeye gelir.
- Have a great weekend.
- İyi hafta sonları.
- He invited her for a spa weekend.
- Onu hafta sonu spa için davet etti.
- During the weekends, she does housekeeping as a second job.
- Hafta sonları ikinci bir iş olarak ev temizliği yapıyor.
- He plays golf on weekends.
- Hafta sonları golf oynuyor.
- Tom never told Mary about what he did that weekend.
- Tom o hafta sonu ne yaptığını Mary'ye hiç anlatmadı.
- He took adequate clothes for a weekend trip.
- Hafta sonu gezisi için yeterince kıyafet aldı.
- How is your weekend going so far?
- Hafta sonun nasıl geçiyor?
- Nothing seems to happen around here except on weekends.
- Hafta sonları dışında burada hiçbir şey olmuyor gibi görünüyor.
- The cold weather is expected to last until the weekend.
- Soğuk havanın hafta sonuna kadar sürmesi bekleniyor.
- We're having a three-day weekend this week.
- Bu hafta üç günlük hafta sonu tatilimiz var.
- Where do you spend your weekends?
- Hafta sonlarını nerede geçiriyorsunuz?
- Tom and I only see each other on weekends.
- Tom ve ben sadece hafta sonlarında birbirimizi görürüz.
- Tom told Mary that he'd gone to the beach that weekend.
- Tom Mary'ye o hafta sonu plaja gittiğini söyledi.
- On weekends, many people work instead of having a rest.
- Hafta sonlarında birçok kişi dinlenme yerinde çalışır.
- I usually ride my bike on weekends.
- Hafta sonlarında genellikle bisikletime binerim.
- I'm home for the weekend.
- Hafta sonu için evdeyim.
- Tom is spending the weekend on Mary's ranch.
- Tom hafta sonunu Mary'nin çiftliğinde geçirecek.
- I wish I could see you at the weekend.
- Keşke hafta sonu seni görebilseydim.
- Tom spent the weekend at his beach house.
- Tom hafta sonunu sahildeki evinde geçirdi.
- I never work during weekends.
- Hafta sonları hiç çalışmam.
- I hate to be alone at home on the weekends.
- Hafta sonları evde yalnız olmaktan nefret ediyorum.
- Tom spent the whole weekend studying.
- Tom bütün hafta sonunu ders çalışarak geçirdi.
- I had to stay home all weekend because I was sick.
- Hasta olduğum için bütün hafta sonu evde kalmak zorunda kaldım.
- Tom borrowed some books from the bookstore to read over the weekend.
- Tom hafta sonu okumak için kitapçıdan bazı kitaplar ödünç aldı.
- Tom stays in Boston on weekends.
- Tom hafta sonları Boston'da kalıyor.
- What are you going to do over the weekend?
- Hafta sonunda ne yapacaksın?
- I often go yachting on weekends.
- Hafta sonları sık sık yat gezisine giderim.
- I just spent the weekend with my children.
- Hafta sonunu çocuklarımla geçirdim.
- I'm the weekend nurse.
- Hafta sonu nöbetindeki hemşire benim.
- Tom is in town for the weekend.
- Tom hafta sonu için şehirde.
- We used to visit each other on weekends.
- Hafta sonlarında birbirimizi ziyaret ederdik.
- Did you enjoy your weekend?
- Hafta sonundan zevk aldın mı?
- We often spend the weekends together.
- Hafta sonlarını sık sık birlikte geçiririz.
- I frequently go fishing with Tom on weekends.
- Hafta sonları Tom'la sık sık balığa gideriz.
- Tom borrowed Mary's car over the weekend.
- Tom hafta sonu Mary'nin arabasını ödünç aldı.
- What'll you be doing over the weekend?
- Hafta sonu ne yapacaksın?
- I'm hoping that I can write two or three songs over the weekend.
- Hafta sonunda iki ya da üç şarkı yazabileceğimi umuyorum.
- Will you put us up for the weekend?
- Hafta sonu için bizi misafir eder misiniz?
- Have a great weekend, folks.
- İyi hafta sonları, millet.
- I'm off on weekends.
- Hafta sonları izinliyim.
- She spent the weekend by herself.
- Hafta sonunu tek başına geçirdi.
- There's always a lot of traffic in the city centre at the weekend.
- Hafta sonu şehir merkezinde her zaman çok fazla trafik olur.
- I'm off on weekends.
- Hafta sonlarında izinliyim.
- On the weekend you'll have enough time to learn.
- Hafta sonu yeterince zamanın olacak.
- It's likely to rain all weekend.
- Muhtemelen bütün hafta sonu yağmur yağacak.
- Tom spent the weekend at our place.
- Tom hafta sonunu bizim evde geçirdi.
- Aren't you enjoying your weekend?
- Hafta sonunun tadını çıkarmıyor musunuz?
- How has your weekend been going so far?
- Hafta sonun nasıl geçti?
- I'll be gone by the weekend.
- Hafta sonu gitmiş olacağım.
- Tom stays in Boston on weekends.
- Tom hafta sonları Boston'da kalır.
- Tom comes home almost every weekend.
- Tom neredeyse her hafta sonu eve gelir.
- We spend the weekends in our country house.
- Hafta sonlarını kır evimizde geçiriyoruz.
- I have a lot of work to clear up by the weekend.
- Hafta sonuna kadar halletmem gereken bir sürü iş var.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
- Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
- We look after Tom's cat at weekends.
- Biz hafta sonları Tom'un kedisine bakarız.
- Do you have any big plans for the weekend?
- Hafta sonu için büyük planlarınız var mı?
- Tom told me that he and Mary were planning on going to the beach this coming weekend.
- Tom bana o ve Mary'nin bu gelen hafta sonunda sahile gitmeyi planladıklarını söyledi.
- I also work at the weekend.
- Ben de hafta sonu çalışıyorum.
- Did you have a good weekend?
- Hafta sonun iyi geçti mi?
- Tom spent the whole weekend working in his garden.
- Tom bütün hafta sonunu bahçesinde çalışarak geçirdi.
- Kate stayed in Izu for the weekend.
- Kate hafta sonu İzu'da kaldı.
- She called to tell me that her husband would be out of town for the weekend.
- Kocasının hafta sonu şehir dışında olacağını söylemek için beni aradı.
- I spent the weekend with her.
- Hafta sonunu onunla birlikte geçirdim.
- I spent the weekend with Tom.
- Hafta sonunu Tom'la geçirdim.
- Reservations are suggested on weekends.
- Hafta sonları rezervasyon öneriliyor.
- I usually ride my bike on weekends.
- Genellikle hafta sonları bisiklete binerim.
- I'll be in Boston just for the weekend.
- Sadece hafta sonu için Boston'da olacağım.
- Tom thought it would be fun to go visit John and Mary for the weekend.
- Tom hafta sonu John ve Mary'yi ziyaret etmenin eğlenceli olacağını düşündü.
- I plan to go camping with some of my friends the weekend after next.
- Birkaç hafta sonu sonra arkadaşlarımdan bazılarıyla kamp yapmayı planlıyorum.
- What's your favorite thing to do on weekends?
- Hafta sonları yapmayı en çok sevdiğin şey nedir?
- I only drink on weekends.
- Sadece hafta sonları içerim.
- We want to go to the Baltic Sea over the weekend.
- Hafta sonunda Baltık Denizi'ne gitmek istiyoruz.
- I am the weekend nurse.
- Hafta sonu nöbetindeki hemşire benim.
- He comes home almost every weekend.
- Neredeyse her hafta sonu eve gelir.
- It's likely to rain all weekend.
- Bütün hafta sonu yağmur ihtimali var.
- Things came to a head at the weekend when Tom found out that Mary had been having an online affair.
- Hafta sonu Tom, Mary'nin internette bir ilişkisi olduğunu öğrenince işler sarpa sardı.
- We can call for free on the weekend.
- Hafta sonu ücretsiz arayabiliriz.
- Tom spent the whole weekend partying.
- Tom bütün hafta sonunu parti yaparak geçirdi.
- I pigged out over the weekend.
- Hafta sonunda çok yemek yedim.
- I rarely get out on weekends.
- Hafta sonları nadiren dışarı çıkarım.
- Let's do something this weekend.
- Hafta sonu bir şeyler yapalım.
- Tom stayed at home all weekend.
- Tom tüm hafta sonu evde kaldı.
- He was looking forward to spending the weekend with her in their little cottage in Somerset.
- Hafta sonunu onunla birlikte Somerset'teki küçük kır evinde geçirmeyi dört gözle bekliyordu.
- Tom does all the cooking on weekends.
- Tom hafta sonları bütün yemekleri yapıyor.
- We only see each other on weekends.
- Birbirimizi sadece hafta sonları görüyoruz.
- I want to spend the whole weekend in Boston.
- Bütün hafta sonunu Boston'da geçirmek istiyorum.
- It's going to rain all weekend.
- Bütün hafta sonu yağmur yağacak.
- Tom comes here almost every weekend.
- Tom buraya neredeyse her hafta sonu gelir.
- It took all weekend.
- Bu bütün hafta sonu sürdü.
- We usually wake up late on the weekends.
- Hafta sonları genelde geç kalkarız.
- Did you have fun over the weekend?
- Hafta sonu eğlendiniz mi?
- Tom often comes to see me on weekends.
- Tom hafta sonlarında sık sık beni görmeye gelir.
- Where can I find a pharmacy that's open on the weekends?
- Hafta sonları açık olan bir eczaneyi nerede bulabilirim?
- I had to work all weekend.
- Tüm hafta sonu çalışmak zorundaydım.
- Tom goes back home almost every weekend.
- Tom neredeyse her hafta sonu eve dönüyor.
- Tom goes back home almost every weekend.
- Tom neredeyse her hafta sonu eve döner.
- It's going to be a great weekend.
- Harika bir hafta sonu olacak.
- I always wash my clothes at the weekend.
- Kıyafetlerimi her zaman hafta sonu yıkarım.
- Are you going to see any of your friends over the weekend?
- Hafta sonu herhangi bir arkadaşını görecek misin?
- Tom told Mary that he'd gone to the beach that weekend.
- Tom o hafta sonu plaja gittiğini Mary'ye söyledi.
- Tom and Mary invited us to spend the weekend with them.
- Tom ve Mary hafta sonunu onlarla geçirmemiz için bizi davet etti.
- I like to sleep-in on weekends.
- Hafta sonları uyumayı severim.
- How late do you stay out on weekends?
- Hafta sonları kaça kadar dışarıda kalıyorsunuz?
- What do you say we hang out together on the weekend?
- Hafta sonu birlikte takılmaya ne dersin?
- We planned a romantic weekend in Kabylie.
- Kabylie'de romantik bir hafta sonu planladık.
- I'm the weekend nurse.
- Ben hafta sonu hemşiresiyim.
- Tom doesn't even let his daughter go out on weekends.
- Tom kızının hafta sonlarında dışarı çıkmasına bile izin vermiyor.
- He works out every day except weekends.
- Hafta sonları hariç her gün idman yapar.
- We used to visit each other on the weekend.
- Eskiden hafta sonları birbirimizi ziyaret ederdik.
- I spent the weekend with them.
- Hafta sonunu onlarla birlikte geçirdim.
- We look after Tom's cat at weekends.
- Hafta sonları Tom'un kedisiyle ilgileniyoruz.
- Tom works as a bartender on weekends.
- Tom hafta sonları barmen olarak çalışıyor.
- We go to the country on weekends.
- Hafta sonları kırlara gideriz.
- I don't like the idea of working on the weekends.
- Hafta sonları çalışma düşüncesinden hoşlanmıyorum.
- Let's spend all weekend together.
- Tüm hafta sonunu birlikte geçirelim.
- I'll be home all weekend.
- Bütün hafta sonu evde olacağım.
- I don't work on weekends.
- Hafta sonları çalışmıyorum.
- They used to go for a drive to Nagoya Port on weekends.
- Hafta sonları Nagoya Limanı'na gezmeye giderlerdi.
- Tom was supposed to hand in his homework before the weekend.
- Tom'un ödevini hafta sonundan önce teslim etmesi gerekiyordu.
- Tom persuaded his mother to lend him the car for the weekend.
- Tom annesini hafta sonu için arabayı ödünç vermeye ikna etti.
- What're your plans for the weekend?
- Hafta sonu için planlarınız neler?
- I spent the weekend with friends.
- Hafta sonunu arkadaşlarla geçirdim.
- She called to tell me that her husband would be out of town for the weekend.
- O, kocasının hafta sonunda şehir dışında olacağını bana söylemek için aradı.
- I like to sleep-in on weekends.
- Hafta sonlarında uykudan geç kalkmayı severim.
- Tom is looking forward to seeing Mary this coming weekend.
- Tom önümüzdeki hafta sonu Mary'yi görmek için sabırsızlanıyor.
- Have a great weekend, everybody.
- Herkese iyi hafta sonları dilerim.
- What sort of things do you do on weekends?
- Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?
- It rained all weekend.
- Bütün hafta sonu yağdı.
- I don't often have weekends off.
- Hafta sonları pek izin yapmıyorum.
- Tom and Mary invited us to spend the weekend with them.
- Tom ve Mary hafta sonunu onlarla geçirmemiz için bizi davet ettiler.
- Enjoy the weekend.
- Hafta sonunun keyfini çıkar.
- What'll you be doing over the weekend?
- Hafta sonunda ne yapıyor olacaksın?
- We can't wait for the weekend.
- Biz hafta sonu için sabırsızlanıyoruz.
- What are your plans for the weekend?
- Hafta sonu için planın ne?
- We go mountain climbing almost every weekend.
- Neredeyse her hafta sonu dağa tırmanmaya gideriz.
- Tom visited us this past weekend.
- Tom geçtiğimiz hafta sonu bizi ziyaret etti.
- Did you hear about Tom's plans for the weekend?
- Tom'un hafta sonu planlarından haberin var mıydı?
- How do you usually spend your weekends?
- Hafta sonlarını genelde nasıl geçirirsin?
- Tom likes to stay home and read books on weekends.
- Tom hafta sonları evde kalıp kitap okumayı seviyor.
- Tom often goes fishing on weekends.
- Tom hafta sonları sık sık balığa gider.
- The schedule dictates that this work be done by the weekend.
- Program bu işin hafta sonuna kadar yapılması gerektiğini belirtir.
- We were in Boston all weekend.
- Tüm hafta sonu Boston'daydık.
- Tom rented a car for the weekend.
- Tom hafta sonu için bir araba kiraladı.
- How will you be spending your weekend?
- Hafta sonunu nasıl geçireceksin?
- I spent the weekend with friends.
- Hafta sonunu arkadaşlarımla geçirdim.
- Tom and Mary spent the weekend working on a jigsaw puzzle.
- Tom ve Mary hafta sonunu bir yapboz üzerinde çalışarak geçirdiler.
- What do you usually do on weekends?
- Hafta sonları genellikle ne yaparsınız?
- She spent the whole weekend revising.
- O bütün hafta sonunu düzeltme yapmakla geçirdi.
- Where can I find a pharmacy that's open on the weekends?
- Hafta sonlarında açık olan bir eczaneyi nerede bulabilirim?
- I spent the whole weekend at home on the computer.
- Bütün hafta sonunu evde bilgisayarda geçirdim.
- Tom invited Mary to Boston for the weekend.
- Tom, Mary'yi hafta sonu için Boston'a davet etti.
- Do you go shopping at the weekend?
- Hafta sonunda alışverişe gidiyor musun?
- I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için kaçmak istiyorum.
- She goes to the cram school on weekends.
- Hafta sonları dershaneye gidiyor.
- Tom wondered where Mary had spent the weekend.
- Tom, Mary'nin hafta sonunu nerede geçirdiğini merak etti.
- Tom doesn't even let his daughter go out on weekends.
- Tom kızının hafta sonları dışarı çıkmasına bile izin vermiyor.
- What do you usually do on weekends?
- Hafta sonlarında genellikle ne yaparsınız?
- He's away for the weekend.
- Hafta sonu için uzakta.
- He often stays away from home on the weekend.
- Hafta sonları genellikle evden uzakta kalıyor.
- Tom visited us this past weekend.
- Tom geçen hafta sonu bizi ziyaret etti.
- We want to go to the Baltic Sea over the weekend.
- Hafta sonu Baltık Denizi'ne gitmek istiyoruz.
- Let's take advantage of the long weekend.
- Uzun bir hafta sonundan yararlanalım.
- We used to visit each other on weekends.
- Eskiden hafta sonları birbirimizi ziyaret ederdik.
- Tom often hangs out with Mary on weekends.
- Tom hafta sonları sık sık Mary ile takılır.
- Tom had planned to catch up on some work over the weekend.
- Tom hafta sonu bazı işleri yetiştirmeyi planlamıştı.
- I'll be home all weekend.
- Tüm hafta sonu evde olacağım.
- I also hope for sunny weather at the weekend.
- Ayrıca hafta sonunda güneşli bir hava olmasını umuyorum.
- Jimmy often comes to see me on weekends.
- Jimmy genellikle hafta sonları beni görmeye geliyor.
- Tom went home for the weekend.
- Tom hafta sonu için eve gitti.
- During the weekends, she does housekeeping as a second job.
- Hafta sonlarında o, ikinci bir iş olarak otel temizlik ve bakımı yapar.
- See you on the weekend.
- Hafta sonunda görüşürüz.
- I'll be gone by the weekend.
- Hafta sonuna kadar gitmiş olacağım.
- Our grandparents would come to see us on the weekends.
- Bizim büyük ebeveynlerimiz hafta sonlarında bizi görmeye gelirlerdi.
- Tom likes to go fishing on the weekends.
- Tom hafta sonları balığa çıkmayı seviyor.
- I was in Boston all weekend.
- Tüm hafta sonu Boston'taydım.
- Tom couldn't wait until the weekend.
- Tom hafta sonuna kadar bekleyemedi.
- He plays golf on weekends.
- O hafta sonlarında golf oynar.
- Kate stays in Izu over the weekend.
- Kate hafta sonu Izu'da kalıyor.
- Sami slept away the weekend.
- Sami hafta sonunu uyuyarak geçirdi.
- He works out every day except weekends.
- Hafta sonları hariç her gün spor yapar.
- When Friday comes around, it's time for me to let my hair down and enjoy the weekend.
- Cuma geldiğinde benim rahatlama ve hafta sonunun keyfini çıkarma zamanım.
- The weekend is here.
- Hafta sonu geldi.
- How is your weekend so far?
- Hafta sonun nasıl geçiyor?
- Let's go camping this coming weekend.
- Önümüzdeki hafta sonu kampa gidelim.
- Tom ruined my weekend.
- Tom hafta sonumu mahvetti.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
- Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmekten korkuyordu.
- It gets very crowded here on weekends.
- Hafta sonları burası çok kalabalık oluyor.
- Did Tom tell Mary where John spent the weekend?
- Tom Mary'ye John'un hafta sonunu nerede geçirdiğini söyledi mi?
- Tom was in Boston all weekend.
- Tom bütün hafta sonu Boston'daydı.
- I asked Tom to spend the weekend with us.
- Tom'un hafta sonunu bizimle geçirmesini istedim.
- What're your plans for the weekend?
- Hafta sonun için planların nedir?
- There's always a lot of traffic in the city centre at the weekend.
- Hafta sonu şehir merkezinde her zaman çok fazla trafik var.
- How was your weekend?
- Hafta sonun nasıl geçti?
- I spent the weekend with him.
- Hafta sonunu onunla birlikte geçirdim.
- What kind of plans do you have for the weekend?
- Hafta sonu için ne tür planlarınız var?
- Would you like to have supper with us on the weekend?
- Hafta sonunda bizimle akşam yemeği yemek ister misin?
- How did you spend your weekend?
- Hafta sonunu nasıl geçirdin?
- Tom went duck hunting a couple of weekends ago.
- Tom birkaç hafta sonu önce ördek avına çıktı.
- People often lie about what they did on the weekend, so their friends won't realize how boring they really are.
- İnsanlar genellikle hafta sonu ne yaptıkları hakkında yalan söylerler, böylece arkadaşları gerçekte ne kadar sıkıcı olduklarını fark etmezler.
- A sunny weekend is perfect for a mountain getaway.
- Güneşli bir hafta sonu, dağ kaçamağı için mükemmeldir.
- Well, did you have a good weekend?
- Hafta sonun iyi geçti mi?
- I am going to spend the weekend in Tokyo.
- Hafta sonunu Tokyo'da geçireceğim.
- We usually wake up late on the weekends.
- Hafta sonları genellikle geç uyanırız.
- I'm going to the country for the weekend.
- Hafta sonu için taşraya gidiyorum.
- I can't wait for the weekend to begin.
- Hafta sonunun başlaması için sabırsızlanıyorum.
- Tom and I used to visit each other every other weekend.
- Tom ve ben her hafta sonu birbirimizi ziyaret ederdik.
- Sami and Layla headed for a romantic weekend in Cairo.
- Sami ve Layla romantik bir hafta sonu için Kahire'ye gittiler.
- I don't work on the weekend.
- Hafta sonları çalışmıyorum.
- I work at the supermarket on the weekends.
- Hafta sonları süpermarkette çalışıyorum.
- Have a nice weekend.
- İyi hafta sonları.
- Are you going to see any of your friends over the weekend?
- Hafta sonu arkadaşlarından herhangi birini görecek misin?
- I think I caught a bug over the weekend.
- Sanırım hafta sonu bir böcek yakaladım.
- Sami agreed to watch Layla's place during the weekend.
- Sami hafta sonu Layla'nın evine bakmayı kabul etti.
- I work at the supermarket on the weekends.
- Hafta sonları süpermarkette çalışırım.
- Tom likes to go fishing on the weekends.
- Tom hafta sonları balığa gitmekten hoşlanır.
- Tom stayed at home all weekend.
- Tom bütün hafta sonu evde kaldı.
- I have a lot of work to clear up by the weekend.
- Hafta sonuna kadar halledecek çok işim var.
- Marina read magazines on weekends.
- Marina hafta sonları dergi okur.
- My brother likes to wash his car on the weekend.
- Kardeşim hafta sonları arabasını yıkamayı sever.
- Tom wanted to spend the weekend in Boston.
- Tom hafta sonunu Boston'da geçirmek istedi.
- Tom should definitely go visit Mary next weekend.
- Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
- On weekends, many people work instead of having a rest.
- Hafta sonları birçok insan dinlenmek yerine çalışır.
- I spent the whole weekend at home on the computer.
- Bütün hafta sonunu evde bilgisayar başında geçirdim.
- What are your weekend plans?
- Hafta sonu planlarınız nedir?
- Our grandparents would come to see us on the weekends.
- Büyükannem ve büyükbabam hafta sonları bizi görmeye gelirlerdi.
- Tom borrowed some books from the library to read over the weekend.
- Tom hafta sonu okumak için kütüphaneden birkaç kitap ödünç aldı.
- Let the weekend begin.
- Hafta sonu başlasın.
- Enjoy your weekend.
- Hafta sonunuzun tadını çıkarın.
- The schedule dictates that this work be done by the weekend.
- Programa göre bu iş hafta sonuna kadar bitmeli.
- It snowed all weekend.
- Bütün hafta sonu kar yağdı.
- I was tired, because I had to work at the weekend.
- Yorgundum çünkü hafta sonunda çalışmak zorunda kaldım.
- On weekends, I get up later than usual.
- Hafta sonları, normalden daha geç kalkarım.
- What did you do over the weekend?
- Hafta sonu ne yaptın?
- What sort of things do you do on weekends?
- Hafta sonları ne tür şeyler yaparsınız?
- I'll be gone for the weekend.
- Hafta sonu için gitmiş olacağım.
- We used to visit each other on the weekend.
- Hafta sonunda birbirimizi ziyaret ederdik.
- Tom had planned to catch up on some work over the weekend.
- Tom hafta sonunda biriken işleri bitirmeyi planladı.
- We only see each other on weekends.
- Biz birbirlerimizi sadece hafta sonları görüyoruz.
- This Thanksgiving weekend, I have a surprise for Fadil.
- Bu Şükran Günü hafta sonu, Fadıl için bir sürprizim var.
- What kind of plans do you have for the weekend?
- Hafta sonu için ne tür planların var?
- Union members railed against proposals to cut weekend penalty rates.
- endika üyeleri hafta sonu ceza oranlarının düşürülmesi önerilerine karşı çıktı.
- I told you not to call me on weekends.
- Sana beni hafta sonları arama demiştim.
- We spent the weekend with friends.
- Hafta sonunu arkadaşlarla geçirdik.
- What are your plans for the weekend?
- Hafta sonu için planların nedir?
- I hope this fine weather lasts till the weekend.
- Umarım bu güzel hava hafta sonuna kadar sürer.
- How do you plan to spend your weekend?
- Hafta sonunu nasıl geçirmeyi planlıyorsun?
- I don't like working on weekends.
- Hafta sonları çalışmayı sevmiyorum.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Arap ülkeleri ve İsrail hariç çoğu ülkede Cumartesi ve Pazar günleri hafta sonu olarak tanımlanır.
- They used to go for a drive to Nagoya Port on weekends.
- Hafta sonları arabayla Nagoya Limanı'na giderlerdi.
- I waited for an important call all weekend.
- Tüm hafta sonu, önemli bir çağrı için bekledim.
- Marina read magazines on weekends.
- Marina hafta sonları dergi okurdu.
- He is going to stay with his uncle for the weekend.
- O, hafta sonu amcasıyla kalacak.
- Tom likes to stay at home alone on weekends.
- Tom hafta sonlarında evde yalnız kalmayı seviyor.
- What did you do on the weekend?
- Hafta sonu ne yaptın?
- I didn't know Tom's parents let him stay out late on weekends.
- Tom'un ailesinin hafta sonları geç saatlere kadar dışarıda kalmasına izin verdiğini bilmiyordum.
- Let's spend all weekend together.
- Bütün hafta sonunu birlikte geçirelim.
- I wonder what happens around here on weekends.
- Hafta sonlarına buralarda ne olduğunu merak ediyorum.
- Kate stayed in Izu for the weekend.
- Kate hafta sonu için Izu'da kaldı.
- Have a great weekend, everybody.
- Herkese harika bir hafta sonu dilerim.
- I pigged out over the weekend.
- Hafta sonu çok yedim.
- I spent the weekend with her.
- Hafta sonunu onunla geçirdim.
- I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
- Hizmetlerim için hafta sonu başına 2,000 dolar sabit ücret alıyorum.
- Tom and I only see each other on weekends.
- Tom ve ben birbirimizi sadece hafta sonları görüyoruz.
- We've been working on this problem all weekend.
- Bu sorun üzerinde bütün hafta sonu çalışıyoruz.
- We go to the country on weekends.
- Biz hafta sonları kırlara gideriz.
- She plays hockey on the weekends.
- Hafta sonları hokey oynuyor.
- I drink wine on weekends.
- Hafta sonları şarap içerim.
- Do you go shopping at the weekend?
- Hafta sonu alışverişe gider misin?
- She spent the whole weekend revising.
- Bütün hafta sonunu gözden geçirme yaparak geçirdi.
- What do you like to do on weekends?
- Hafta sonları ne yapmaktan hoşlanırsın?
- He was supposed to hand in his homework before the weekend.
- Hafta sonundan önce ödevini teslim etmesi gerekiyordu.
- I'll be gone for the weekend.
- Bu hafta sonu gitmiş olacağım.
- Tom works as a bartender on weekends.
- Tom hafta sonlarında bir barmen olarak çalışır.
- He is going to stay with his uncle for the weekend.
- Hafta sonu amcasının yanında kalacak.
- What do you like to do on weekends?
- Hafta sonlarında ne yapmayı seversin?
- I don't like working on weekends.
- Hafta sonlarında çalışmayı sevmiyorum.
- He's away for the weekend.
- O hafta sonu için uzakta.
- Kate stays in Izu on weekends.
- Kate hafta sonları Izu'da kalır.
- Sami came for the weekend.
- Sami hafta sonu için gelmişti.
- I was tired, because I had to work at the weekend.
- Hafta sonu çalışmak zorunda olduğum için yorgundum.
- My mother bakes bread and cookies on weekends.
- Annem hafta sonları ekmek ve kurabiye pişirir.
- It took all weekend.
- Bütün hafta sonu sürdü.
- Robert used to help his father in the store on weekends.
- Robert hafta sonları dükkanda babasına yardım ederdi.
- Will you put us up for the weekend?
- Hafta sonu için bizi misafir eder misin?
- Tom and Mary went away for the weekend.
- Tom ve Mary hafta sonu için bir yere gittiler.
- Tom does all the cooking on weekends.
- Tom hafta sonları tüm yemek pişirme işini yapar.
- Have a good weekend, everyone.
- Herkese iyi hafta sonları.
- Weekends are very busy.
- Hafta sonları çok yoğun oluyor.
- Tom spent the weekend by himself.
- Tom hafta sonunu tek başına geçirdi.
- I am the weekend nurse.
- Ben hafta sonu hemşiresiyim.
- Tom likes to stay at home alone on weekends.
- Tom hafta sonları evde yalnız kalmayı seviyor.
- Tom and Mary spent the weekend working on a jigsaw puzzle.
- Tom ve Mary hafta sonunu bir yazboz üzerinde geçirdi.
- Tom was in Boston all weekend.
- Tom tüm hafta sonu Boston'daydı.
- You can't park in front of my house on weekends.
- Hafta sonları evimin önüne park edemezsin.
- The two of them are spending a weekend somewhere by the sea.
- İkisi hafta sonunu deniz kenarında bir yerde geçirecekler.
- I frequently go fishing with Tom on weekends.
- Sık sık hafta sonları Tom ile balık tutmaya giderim.
- I love three-day weekends.
- Üç günlük hafta sonlarını seviyorum.
- He was looking forward to spending the weekend with her in their little cottage in Somerset.
- Somerset'teki küçük yazlıklarında hafta sonunu onunla geçirmeye can atıyordu.
- I told you not to call me on weekends.
- Hafta sonları beni aramamanı söyledim.
- Tom told me that he and Mary were planning on going to the beach this coming weekend.
- Tom bana Mary ile önümüzdeki hafta sonu plaja gitmeyi planladıklarını söyledi.
- The employees who spent all weekend working on the problem should be rewarded.
- Bütün hafta sonunu sorun üzerinde çalışarak geçiren işçilerin ödüllendirilmesi gerekiyor.
- I'm only here for the weekend.
- Sadece hafta sonu için buradayım.
- Tom comes home almost every weekend.
- Tom eve neredeyse her hafta sonu gelir.
- I waited for an important call all weekend.
- Bütün hafta sonu önemli bir telefon bekledim.
- Tom is spending the weekend on Mary's ranch.
- Tom hafta sonunu Mary'nin çiftliğinde geçiriyor.
- I don't usually work on weekends.
- Genellikle hafta sonları çalışmıyorum.
- Tom invited Mary to Boston for the weekend.
- Tom hafta sonu için Mary'i Boston'a davet etti.
- On the weekend you'll have enough time to learn.
- Hafta sonu, öğrenmek için yeterli zamanınız olacak.
- Tom often spends his weekends in his cabin in the woods.
- Tom hafta sonlarını genellikle ormandaki kulübesinde geçirir.
- We planned a romantic weekend in Kabylie.
- Kabiliye'de romantik bir hafta sonu planladık.
- I am going to spend the weekend in Kanazawa.
- Hafta sonunu Kanazawa'da geçireceğim.
- Tom often goes fishing on weekends.
- Tom hafta sonlarında sık sık balığa gider.
- How do you usually spend your weekends?
- Genellikle hafta sonlarını nasıl geçirirsiniz?
- After working hard all the weekend, finally we have a livable apartment!
- Bütün hafta sonu çok çalıştıktan sonra, sonunda yaşanabilir bir dairemiz oldu!
- It took all weekend for us to paint the garage.
- Garajı boyamak bütün hafta sonumuzu aldı.
- I often go sailing on weekends.
- Hafta sonları sık sık denize açılıyorum.
- I hope it doesn't rain all weekend.
- Umarım bütün hafta sonu yağmur yağmaz.
- Are you staying there for the weekend?
- Hafta sonu boyunca orada kalacak mısın?
- Tom is here for the weekend.
- Tom hafta sonu için burada.
- Tom was supposed to hand in his homework before the weekend.
- Tom'un hafta sonundan önce ev ödevini teslim etmesi gerekiyordu.
- Jimmy often comes to see me on weekends.
- Jimmy hafta sonları sık sık beni görmeye gelir.
Show More (423)
|
