workforce - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
workforce iş gücü n.
  • We must pursue a proactive policy and we must create better conditions for active workforce mobility.
  • Proaktif bir politika izlemeli ve aktif iş gücü hareketliliği için daha iyi koşullar yaratmalıyız.
  • Lebanon is rightly prized for the entrepreneurial skills of its workforce.
  • Lübnan, iş gücünün girişimcilik becerilerine haklı olarak değer vermektedir.
  • Two thirds of Europe's workforce are already employed in the service sector.
  • Avrupa'daki iş gücünün üçte ikisi halihazırda hizmet sektöründe istihdam edilmektedir.
Show More (3)
workforce işgücü n.
  • The workforce of a firm is of high importance.
  • Bir firmanın işgücü büyük önem taşır.
Show More (-2)