The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
Englisch |
Türkisch |
|
| 1 |
write a book |
kitap yazmak |
v. |
|
- I knew I had to write a book about them.
- Onlar hakkında bir kitap yazmam gerektiğini biliyordum.
- I know how hard it is to write a book.
- Kitap yazmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum.
- I want to write a book about the spiders in my region.
- Bölgemdeki örümcekler hakkında bir kitap yazmak istiyorum.
- I want to write a book next year.
- Gelecek yıl bir kitap yazmak istiyorum.
- I want to write a book, what should I do?
- Kitap yazmak istiyorum, ne yapmalıyım?
- It’s really hard to write a book like that.
- Böyle bir kitap yazmak gerçekten zor.
- Why don’t you write a book on this?
- Neden bu konuda bir kitap yazmıyorsun?
- Why don't you write a book about this?
- Neden bu konuda bir kitap yazmıyorsun?
- Will you write a book on this?
- Bu konuda bir kitap yazacak mısınız?
- Do not be in a rush to write a book.
- Kitap yazmak için acele etmeyin.
- He later wrote a book on the same theme.
- Daha sonra aynı konuda bir kitap yazdı.
- Because I’m going to write a book.
- Çünkü bir kitap yazacağım.
- He wrote a book called The Jewish State.
- Yahudi Devleti adında bir kitap yazdı.
- He wrote a book while in China.
- Çin'deyken bir kitap yazdı.
- Why does everyone want to write a book?
- Neden herkes kitap yazmak istiyor?
- Why don’t you write a book about this?
- Neden bu konuda bir kitap yazmıyorsun?
- David Sheff wrote a book in 2008 that became a kind of landmark.
- David Sheff 2008'de bir tür dönüm noktası haline gelen bir kitap yazdı.
- Not everyone can write a book like this.
- Herkes böyle bir kitap yazamaz.
- Perhaps the idea is to write a book.
- Belki de fikir bir kitap yazmaktır.
- That's why I decided to do something about it and write a book.
- Bu yüzden bu konuda bir şeyler yapmaya ve bir kitap yazmaya karar verdim.
- How did you decide to write a book about it?
- Bu konuda bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
- I am going to write a book!
- Bir kitap yazacağım!
- I'd like to write a book.
- Bir kitap yazmak istiyorum.
- I wrote a book about this exact topic.
- Tam olarak bu konu hakkında bir kitap yazdım.
- Let's write a book.
- Hadi bir kitap yazalım.
- Perhaps I'll write a book.
- Belki bir kitap yazarım.
- I wrote a book about this.
- Bunun hakkında bir kitap yazdım.
- I wrote a book two years ago.
- Ben iki yıl önce bir kitap yazdım.
- He wrote a book about a jungle adventure.
- Bir orman macerası hakkında bir kitap yazdı.
- Finding time to write a book is not easy.
- Bir kitap yazmak için zaman bulmak kolay değildir.
- Finding time to write a book is not easy.
- Kitap yazmak için zaman bulmak kolay değil.
- I have not yet collected sufficient materials to write a book.
- Henüz bir kitap yazmak için yeterli materyal toplamadım.
- I want to write a book about the spiders in my region.
- Benim bölgemdeki örümcekler hakkında bir kitap yazmak istiyorum.
- I want to write a book about the spiders in my region.
- Bölgemdeki örümcekler hakkında bir kitap yazmak istiyorum.
- I want to write a book.
- Bir kitap yazmak istiyorum.
- I wanted to write a book.
- Bir kitap yazmak istedim.
- Maybe I'll write a book.
- Belki bir kitap yazarım.
- I wanted to write a book.
- Bir kitap yazmak istiyordum.
- I wrote a book, but it wasn't very good.
- Bir kitap yazdım ama çok iyi değildi.
- I just wrote a book.
- Yenilerde bir kitap yazdım.
- I bought a word processor in order to write a book of my own.
- Kendi kitabımı yazmak için bir kelime işlemci aldım.
- I could write a book.
- Bir kitap yazabilirim.
- We could write a book.
- Bir kitap yazabiliriz.
- I will write a book about that.
- Bu konuda bir kitap yazacağım.
- I'll write a book.
- Bir kitap yazacağım.
- Will I write a book in Polish?
- Lehçe bir kitap yazacak mıyım?
- Let's write a book together.
- Birlikte bir kitap yazalım.
- He wrote a book about birds.
- Kuşlar hakkında bir kitap yazdı.
- He wrote a book about his adventures in the jungle.
- O, ormandaki maceraları hakkında bir kitap yazdı.
- He wrote a book about his adventures in the jungle.
- Ormandaki maceraları hakkında bir kitap yazdı.
- He wrote a book about jungle adventures.
- O, orman maceraları hakkında bir kitap yazdı.
- He wrote a book about jungle adventures.
- Orman maceraları hakkında bir kitap yazdı.
- He wrote a book in China.
- O, Çin'de bir kitap yazdı.
- He wrote a book in China.
- Çin'de bir kitap yazdı.
- He wrote a book just by using his imagination.
- O, sadece hayal gücünü kullanarak bir kitap yazdı.
- He wrote a book just by using his imagination.
- Sadece hayal gücünü kullanarak bir kitap yazdı.
- He wrote a book on porcelain.
- Porselen üzerine bir kitap yazdı.
- He wrote a book on porcelain.
- O, porselen üzerine bir kitap yazdı.
- He wrote a book while in China.
- O, Çin'deyken bir kitap yazdı.
- It's been my lifelong dream to write a book.
- Bir kitap yazmak benim ömür boyu hayalim.
- Sami said he wanted to write a book about Layla.
- Sami, Layla hakkında bir kitap yazmak istediğini söyledi.
- Tom and Mary said they want to write a book together.
- Tom ve Mary birlikte bir kitap yazmak istediklerini söyledi.
- Tom and Mary said they want to write a book together.
- Tom ve Mary birlikte bir kitap yazmak istediklerini söylediler.
- Tom said he wants to write a book.
- Tom bir kitap yazmak istediğini söyledi.
- Tom took a year off to write a book.
- Tom bir kitap yazmak için bir yıl izin aldı.
- Tom took a year off to write a book.
- Tom kitap yazmak için bir yıl izin aldı.
- Someone should write a book about it.
- Birisi bunun hakkında bir kitap yazmalı.
- You should write a book!
- Bir kitap yazmalısın!
- You ought to write a book.
- Sen bir kitap yazmalısın.
- Let's hope Tom doesn't write a book.
- Umalım da Tom bir kitap yazmasın.
- He wrote a book while in China.
- Çin'deyken bir kitap yazdı.
- Mary wrote a book about squirrels.
- Mary sincaplar hakkında bir kitap yazdı.
- Sami wrote a book about Islam.
- Sami İslam hakkında bir kitap yazdı.
- She just wrote a book.
- Daha yeni bir kitap yazdı.
- She wrote a book about a bird.
- O bir kuş hakkında bir kitap yazdı.
- She wrote a book about animals.
- O, hayvanlar hakkında bir kitap yazdı.
- She wrote a book about animals.
- Hayvanlar hakkında bir kitap yazdı.
- She wrote a book about birds.
- O, kuşlar hakkında bir kitap yazdı.
- You ought to write a book.
- Bir kitap yazmalısın.
- She wrote a book about birds.
- Kuşlar hakkında bir kitap yazdı.
- You should write a book.
- Bir kitap yazmalısın.
- She wrote a book about her life as a dancer.
- O bir dansçı olarak hayatı hakkında bir kitap yazdı.
- You should write a book.
- Bir kitap yazman gerekir.
- She wrote a book about her life as a dancer.
- Bir dansçı olarak hayatı hakkında bir kitap yazdı.
- She wrote a book about the bird.
- O, kuş hakkında bir kitap yazdı.
- She wrote a book about the bird.
- Kuş hakkında bir kitap yazdı.
- Let's write a book.
- Bir kitap yazalım.
- She wrote a book about the visitors.
- O, ziyaretçiler hakkında bir kitap yazdı.
- She wrote a book about the visitors.
- Ziyaretçiler hakkında bir kitap yazdı.
- Tom just wrote a book.
- Tom sadece bir kitap yazdı.
- Tom just wrote a book.
- Tom az önce bir kitap yazdı.
- Tom wrote a book about birds.
- Tom kuşlar hakkında bir kitap yazdı.
- Tom wrote a book about his family.
- Tom ailesi hakkında bir kitap yazdı.
- Tom wrote a book about that.
- Tom onunla ilgili bir kitap yazdı.
- Tom wrote a book about that.
- Tom bunun hakkında bir kitap yazdı.
- Someone should write a book about it.
- Birinin o konuda bir kitap yazması gerekir.
- I began to write a book.
- Ben bir kitap yazmaya başladım.
- I began to write a book.
- Bir kitap yazmaya başladım.
- I started to write a book.
- Bir kitap yazmaya başladım.
- It was after a meeting in America that he decided to write a book for non-scientists.
- Amerika'da bir toplantıdan sonra bilim adamı olmayanlar için bir kitap yazmaya karar verdi.
- It was after a meeting in America that he decided to write a book for non-scientists.
- Amerika'daki bir toplantıdan sonra bilim insanı olmayanlar için bir kitap yazmaya karar verdi.
- It's been my lifelong dream to write a book.
- Hayatım boyunca bir kitap yazmayı hayal ettim.
- She wrote a book about a bird.
- Bir kuş hakkında kitap yazmıştı.
- I wrote a book two years ago.
- İki yıl önce bir kitap yazmıştım.
- Tom wrote a book on that subject.
- Tom bu konuda bir kitap yazdı.
- Tom wrote a book while he was in Australia.
- Tom Avustralya'dayken bir kitap yazdı.
- Tom and I wrote a book together.
- Tom'la birlikte bir kitap yazdık.
- Tom and I wrote a book together.
- Tom ve ben birlikte bir kitap yazdık.
Show More (105)
|