The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Englisch	Türkisch
1	write something	bir şeyler yazmak	v.
	Mr Howitt wrote something in the explanatory statement that I disagree with. Bay Howitt açıklama metninde katılmadığım bir şey yazmış. Now I need to write something here. Artık buraya bir şeyler yazmam gerekiyor. Why can’t I just write something else? Neden başka bir şey yazamıyorum? I do not know if he wrote something during the time of these discussions. Bu tartışmalar sırasında bir şeyler yazıp yazmadığını bilmiyorum. I want to sit down and write something. Oturup bir şeyler yazmak istiyorum. It is better to write something neutral. Tarafsız bir şeyler yazmak daha iyidir. You should make sure of the facts before you write something. Bir şey yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın. I wanted to write something meaningful. Anlamlı bir şey yazmak istedim. I've been trying to write something for hours, but nothing comes to my mind. Saatlerdir bir şey yazmaya çalışıyorum ama aklıma bir şey gelmiyor. Tom wrote something on the blackboard. Tom tahtaya bir şey yazdı. Write something about this picture. Bu resim hakkında bir şey yaz. Write something. Bir şey yaz. He thought that he would write something for the newspaper. Gazete için bir şey yazacağını düşündü. The teacher wrote something on the blackboard, but it was too small for me to read. Öğretmen tahtaya bir şey yazdı, ama okuyamayacağım kadar küçüktü. He wrote something on a piece of paper. Bir kağıt parçasına bir şey yazdı. The girl wrote something on the page of the book. Kız kitabın sayfasına bir şey yazdı. The teacher wrote something on the blackboard in a language I didn't know. Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şey yazdı. The teacher wrote something on the blackboard. Öğretmen tahtaya bir şey yazdı. Tom took out his notebook and wrote something in it. Tom not defterini çıkardı ve içine bir şey yazdı. Tom wrote something in his notebook. Tom defterine bir şey yazdı. Tom wrote something on the back of the envelope. Tom zarfın arkasına bir şey yazdı. Tom wrote something in his notebook. Tom defterine bir şey yazmış. Tom wrote something on the back of the envelope. Tom zarfın arkasına bir şey yazmış. How did I accept to write something like this? Böyle bir şeyi yazmayı nasıl kabul ettim? Write something. Bir şeyler yaz. He thought that he would write something for the newspaper. Gazete için bir şeyler yazacağını düşündü. The teacher wrote something on the blackboard, but it was too small for me to read. Öğretmen tahtaya bir şeyler yazdı ama benim okuyamayacağım kadar küçüktü. Ann wrote something on the blackboard. Ann tahtaya bir şeyler yazdı. He wrote something on a piece of paper. Bir kağıda bir şeyler yazdı. Mary wrote something in Tom's notebook while he was away from his desk. Mary, Tom masasından uzaktayken onun defterine bir şeyler yazdı. The teacher wrote something on the blackboard in a language I didn't know. Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şeyler yazdı. Tom took out his notebook and wrote something in it. Tom defterini çıkardı ve içine bir şeyler yazdı. Tom wrote something on a piece of paper. Tom bir kağıt parçası üzerine bir şeyler yazdı. Tom wrote something on a piece of paper. Tom bir kağıda bir şeyler yazdı. Tom wrote something on the back of the letter. Tom mektubun arkasına bir şeyler yazdı. Tom wrote something on the blackboard. Tom tahtaya bir şeyler yazdı. Write something about this picture. Bu resim hakkında bir şeyler yazın. Tom writes something in his diary every evening, no matter how tired he is. Tom ne kadar yorgun olursa olsun her akşam günlüğüne bir şeyler yazıyor. You should make sure of the facts before you write something. Bir şeyler yazmadan önce gerçeklerden emin olmalısın. I wanted to write something meaningful. Anlamlı bir şeyler yazmak istedim. I think Tom needs to write something. Sanırım Tom'un bir şeyler yazması gerek. I think Tom needs to write something. Bence Tom'un bir şeyler yazması gerek. I've been trying to write something for hours, but nothing comes to my mind. Saatlerdir bir şeyler yazmaya çalışıyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor. Jim set out to write something in his notebook. Jim, defterine bir şeyler yazmaya koyuldu. Jim set out to write something in his notebook. Jim, dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu. Tom wrote something on the back of the letter. Tom mektubun arkasına bir şeyler yazmış. Tom wrote something on the dirty window. Tom kirli cama bir şeyler yazmış. Show More (44)