yell - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
yell bağırmak v.
  • You can't solve your problems by yelling at people.
  • İnsanlara bağırarak sorunlarınızı çözemezsiniz.
  • We heard yelling and ran to help.
  • Bağırışları duyduk ve yardıma koştuk.
  • On the third day started yelling at me for no reason.
  • Üçüncü gün hiç bir sebep yokken bana bağırmaya başladı.
Show More (308)
yell seslenmek v.
  • Give a yell if you need anything.
  • Bir şeye ihtiyacın olursa seslen.
  • Tom didn't yell at us.
  • Tom bize seslenmedi.
  • Tom turned around when he heard someone yell his name.
  • Tom birinin onun ismini seslendiğini duyduğunda geriye döndü.
Show More (4)
yell çığlık atmak v.
  • She yelled for help.
  • Yardım çığlığı attı.
  • When we reached the summit, we all yelled out into the void.
  • Zirveye vardığımızda hepimiz çığlık attık.
  • I could hear Tom yelling for help.
  • Tom'un yardım çığlıkları attığını duyabiliyordum.
Show More (0)
yell haykırış n.
  • Tom yelled Mary's name.
  • Tom, Mary'nin ismini haykırdı.
  • Yell.
  • Haykır.
Show More (-1)
yell çığlık n.
  • She gave a yell of surprise when she saw the cake.
  • Pastayı görünce şaşkınlıkla bir çığlık attı.
Show More (-2)
yell tezahürat n.
  • We prepared some puns for the yells of cheerleaders.
  • Amigo kızların tezahüratları için bazı kelime oyunları hazırladık.
Show More (-2)
yell haykırmak v.
  • Sami started yelling.
  • Sami haykırmaya başladı.
Show More (-2)