Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
universal personal telecommunication (upt)
yılan biçiminde
put one over on
maviye çalmak
bariz
(gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile) donatmak/teçhiz etmek
yarı arktik bölge kıyı sularında yaşayan yılan balığı benzeri balıklara verilen ad
principes et lignes directrices pour une utilisation efficace des avis relatifs aux sciences et à la technologie dans le processus décisionnel du gouvernement
breeze
savaş borusu
batting
sıralar halinde ekim yapabilmek için toprağı işaretlemek üzere kullanılan alet veya parça
deri dökmek (yılan)
(birinin) gözünden bir şey kaçmaz
grappling
torqued off
non-skid
principal horn
scrutin sur les dernières offres
capital flows
bir şey yürütmek
(örgü ipini) arkadan yürütmek
zili çalmak
equity under ıfrss
kocabaş yılan
üreyebilen
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"üreyebilen"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
üreyebilen
progenitive
adj.
Medical
2
Medical
üreyebilen
fertile
adj.
Zoology
3
Zoology
üreyebilen
nuptial
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"üreyebilen"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 13 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
(mantar) üreyebilen
perfect
adj.
Biology
2
Biology
eşeysiz üreyebilen
schizogonic
adj.
3
Biology
kendiliğinden üreyebilen
parthenogenitive
adj.
4
Biology
kendiliğinden üreyebilen
parthenogenous
adj.
5
Biology
kendiliğinden üreyebilen
parthenogenetic
adj.
6
Biology
kendiliğinden üreyebilen
parthenogenic
adj.
7
Biology
kendi poleni veya spermiyle üreyebilen
self-fertile
adj.
Marine Biology
8
Marine Biology
aseksüel üreyebilen olgunlaşmamış medüz
ephyra
n.
Botanic
9
Botanic
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar
morchella angusticeps
n.
10
Botanic
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar
black morel
n.
11
Botanic
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar
narrowhead morel (morchella conica)
n.
12
Botanic
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar
conic morel
n.
Breeding
13
Breeding
doğru düzgün kısırlaştırılamadığı için iyi et veremeyip nadiren üreyebilen horoz
slip
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of üreyebilen
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy