(bir şey) yaptırmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(bir şey) yaptırmak



Bedeutungen von dem Begriff "(bir şey) yaptırmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Colloquial
(bir şey) yaptırmak get to (do something) v.

Bedeutungen, die der Begriff "(bir şey) yaptırmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 96 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kandırıp bir şey yaptırmak induce v.
birisine bir şey yaptırmak have someone do something v.
birisine bir şey yaptırmak make someone do something v.
birisine zorla/zor kullanarak bir şey yaptırmak torment someone into doing something v.
birine bir şey yaptırmak/yapmasına neden olmak lead someone to do something v.
kendine (olumsuz) bir şey yaptırmak bring oneself v.
Phrasals
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak beguile (someone) into (doing something) v.
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak beguile someone into something v.
birine sahtekarlıkla bir şey yaptırmak fool someone into something v.
işkence ederek birine bir şey yaptırmak torture someone into something v.
ittirerek, zorla bir şey yaptırmak yank (someone or something) into (something or some place) v.
(birine) korkudan (bir şey yaptırmak/bir duruma sokmak) frighten (one) into (something) v.
bir şey yaptırmak için yakasına yapışmak badger into v.
bir şey yaptırmak için yakasından düşmemek badger into v.
bir şey yaptırmak için başının etini yemek badger into v.
bir şey yaptırmak için rahat vermemek badger into v.
bir şey yaptırmak için taciz etmek badger into v.
bir şey yaptırmak için kafa ütülemek badger into v.
bir şey yaptırmak için askıntı/musallat olmak badger into v.
bir şey yaptırmak için birinin yakasına yapışmak badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birinin yakasından düşmemek badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birinin başının etini yemek badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birine rahat vermemek badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birini taciz etmek badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birinin kafasını ütülemek badger someone into something v.
bir şey yaptırmak için birine askıntı/musallat olmak badger someone into something v.
(birini) kandırıp bir şey yaptırmak provoke (one) to v.
(birini korkutup) bir şey yaptırmak terrify (one) into (something) v.
(birine) zorla (bir şey) yaptırmak terrify (one) into (something) v.
(birine) tehditle (bir şey) yaptırmak terrify (one) into (something) v.
birini korkutup bir şey yaptırmak terrify someone into something v.
birine zorla bir şey yaptırmak terrify someone into something v.
birine tehditle bir şey yaptırmak terrify someone into something v.
birini korkutup bir şey yaptırmak terrorize someone into something v.
birine zorla bir şey yaptırmak terrorize someone into something v.
birine tehditle bir şey yaptırmak terrorize someone into something v.
(birini) korkutup (bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) zorla (bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) şiddet kullanarak (bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) terör estirerek) bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) v.
(birine) baskıyla (bir şey) yaptırmak wring (something) out of (someone) v.
(birini/bir hayvanı) korkutup bir şey yaptırmak frighten (someone or an animal) into doing something v.
(birine/bir hayvana) korkudan bir şey yaptırmak frighten (someone or an animal) into doing something v.
(birini/bir hayvanı) tehdit ederek bir şey yaptırmak frighten (someone or an animal) into doing something v.
(birine/bir hayvana) bir şey yaptırmak için gözünü korkutmak frighten (someone or an animal) into doing something v.
işinin başından kaldırıp başka bir şey yaptırmak call away v.
korkudan bir şey yaptırmak/bir duruma sokmak frighten into v.
korkutup bir şey yaptırmak frighten into doing v.
korkudan bir şey yaptırmak frighten into doing v.
tehdit ederek bir şey yaptırmak frighten into doing v.
bir şey yaptırmak için gözünü korkutmak frighten into doing v.
(birini) kafesleyip (bir şey yaptırmak) hoodwink (someone) into (doing something) v.
(birini) oyuna/üçkağıda getirip (bir şey yaptırmak) hoodwink (someone) into (doing something) v.
(birini) kandırıp (bir şey yaptırmak) hoodwink (someone) into (doing something) v.
(birini) kafalayıp (bir şey yaptırmak) hoodwink (someone) into (doing something) v.
(birine) tehditle (bir şey) yaptırmak intimidate (one) into (something) v.
(birine) korkudan (bir şey) yaptırmak/yaptırmamak intimidate (one) into (something) v.
(birini) sindirip (bir şey) yaptırmak/yaptırmamak intimidate (one) into (something) v.
(birinin) gözünü korkutup (bir şey) yaptırmak/yaptırmamak intimidate (one) into (something) v.
(birine) hileyle (bir şey) yaptırmak maneuver (one) into (doing something) v.
(birine) dalavereyle (bir şey) yaptırmak maneuver (one) into (doing something) v.
(birini) kandırarak (bir şey) yaptırmak maneuver (one) into (doing something) v.
aç bırakarak bir şey yaptırmak starve into v.
(birini kerizleyip) bir şey yaptırmak sucker (one) into (doing something) v.
korkutup (bir şey) yaptırmak terrify into v.
(birine bir şey yaptırmak) için kafasını ütülemek torment (one) into (doing something) v.
(birine) eziyetle/işkenceyle (bir şey yaptırmak) torment (one) into (doing something) v.
(birine) zorla/zor kullanarak (bir şey yaptırmak) torment (one) into (doing something) v.
(birine) eziyetle/işkenceyle (bir şey yaptırmak) torture (one) into (doing something) v.
(birine) zorla/zor kullanarak (bir şey yaptırmak) torture (one) into (doing something) v.
eziyetle/işkenceyle (bir şey yaptırmak) torture into v.
zorla/zor kullanarak (bir şey yaptırmak) torture into v.
(birine/bir şeye) tuzak kurarak (bir şey) yaptırmak trap (someone or something) into (something) v.
(birini) kandırarak (bir şey) yaptırmak trick (one) into (doing something) v.
(birine) üçkağıtla (bir şey) yaptırmak trick (one) into (doing something) v.
baskıyla (bir şey) yaptırmak wring out of v.
(bir kimseye) bir şey yaptırmak start off v.
Idioms
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak browbeat (one) into (something) v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat (one) into (something) v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat (one) into (something) v.
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak browbeat someone into something v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat someone into something v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak browbeat someone into something v.
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak bully (one) into (something) v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak bully (one) into (something) v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak bully (one) into (something) v.
tehditle/gözdağı vererek (birine bir şey) yaptırmak bully someone into something v.
yıldırarak/sindirerek zorla (birine bir şey) yaptırmak bully someone into something v.
gözünü korkutarak/zorla (birine bir şey) yaptırmak bully someone into something v.
döverek/kırbaçlayarak birisine bir şey yaptırmak whip someone into doing something v.
birine isteği dışında bir şey yapmak/yaptırmak drag someone kicking and screaming v.
(birine) neredeyse (bir şey) yaptırmak drive (one) over the edge v.
(birine) tehditle bir şey yaptırmak hold (one) to ransom v.
(birine) tehdit ederek bir şey yaptırmak hold someone or something to ransom v.
birine tehdit ederek bir şey yaptırmak hold someone to ransom [uk] v.
(birine bir şey) yaptırmak lead (one) to (do something) v.