Verlauf

a bear

Bedeutungen, die der Begriff "a bear" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 142 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	growl of a bear n.	ayı homurtusu
2	General	bear a grudge v.	kin beslemek
3	General	bear a grudge v.	kin gütmek
4	General	bear a torch v.	ışık tutmak
5	General	bear a grudge against v.	kin beslemek
6	General	bear a hand v.	yardım eli uzatmak
7	General	bear a hand v.	yardım etmek
8	General	bear a grudge against v.	kuyruk acısı olmak
9	General	bear a grudge against v.	kin duymak
10	General	bear a child v.	doğum yapmak
11	General	bear a child v.	karnında çocuk taşımak
12	General	bear a child v.	çocuk dünyaya getirmek
13	General	bear somebody a grudge v.	kin gütmek
14	General	bear somebody a grudge v.	kin duymak
15	General	bear somebody a grudge v.	kin beslemek
16	General	bear a resentment v.	kin gütmek
17	General	bear a resentment v.	kin beslemek
18	General	bear a resentment v.	garezi olmak
19	General	bear somebody a grudge v.	garezi olmak
20	General	bear a resentment v.	kin duymak
21	General	bear a grudge v.	düşmanlık beslemek
22	General	bear a loss v.	zarara tahammül etmek
23	General	bear a striking resemblance to v.	bire bir benzemek
24	General	bear a striking resemblance to v.	şaşırtıcı derecede benzemek
25	General	bear a striking resemblance to v.	tam bir kopyası olmak
26	General	bear a message v.	mesajı iletmek
27	General	bear a message v.	mesaj iletmek
28	General	shoot a bear v.	ayı vurmak
29	General	bear a slight resemblance v.	hafif bir benzerlik taşımak
30	General	bear a striking similarity v.	aşırı derecede benzerlik göstermek
31	General	bear a loss v.	zararı telafi etmek
Phrasals
32	Phrasals	bear a resemblance to v.	benzerlik göstermek
33	Phrasals	bear a resemblance to v.	benzerlik taşımak
34	Phrasals	bear a resemblance to v.	benzemek
Colloquial
35	Colloquial	a bear in the air n.	polis helikopteri
36	Colloquial	a bear in the air n.	uçakta veya helikopterdeki polis
37	Colloquial	like a bear with a sore head expr.	aksi
38	Colloquial	like a bear garden expr.	darmadağınık yer
39	Colloquial	like a bear garden expr.	denetimsiz
40	Colloquial	like a bear garden expr.	gürültülü yer
41	Colloquial	like a bear with a sore head expr.	huzursuz
42	Colloquial	like a bear with a sore head expr.	huysuz
43	Colloquial	like a bear garden expr.	kargaşa dolu
44	Colloquial	like a bear with a sore head expr.	sinirli
45	Colloquial	like a bear garden expr.	patırtılı
46	Colloquial	like a bear with a sore head expr.	sol tarafından kalkmış
Idioms
47	Idioms	a bear in the air n.	hava polisi
48	Idioms	a bear in the air n.	hava yolları polisi
49	Idioms	a bear of a man n.	iri yarı, genellikle tüylü ve sakallı erkek
50	Idioms	a cross to bear n.	kabullenilmesi gereken sorun
51	Idioms	a cross somebody has to bear n.	kabullenilmesi gereken sorun
52	Idioms	a cross to bear n.	katlanılması gereken külfet
53	Idioms	a cross somebody has to bear n.	katlanılması gereken külfet
54	Idioms	a cross somebody has to bear n.	katlanılması gereken durum
55	Idioms	a cross to bear n.	katlanılması gereken durum
56	Idioms	a bear hug n.	sımsıkı sarılma
57	Idioms	a cross somebody has to bear n.	yerine getirilmesi gereken sorumluluk/zor durum
58	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına üstlenmek
59	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına sırtlanmak
60	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına yüklenmek
61	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına üzerine almak
62	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına omuzlamak
63	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına taşımak
64	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	(ağır bir/bütün) yük/sorumluluk (birine) kalmak
65	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıyı/yükü çekmek
66	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıyı/yükü yüklenmek
67	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıyı/yükü sırtlanmak
68	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıyı/yükü üstüne almak
69	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıyı/yükü omuzlamak
70	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe göğüs germek
71	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe dayanmak
72	Idioms	bear a millstone (around one's neck) v.	ağır bir sıkıntıya/derde/güçlüğe katlanmak
73	Idioms	poke a bear v.	birinin üstüne üstüne gitmek
74	Idioms	poke a bear v.	birinin üstüne giderek onu sinirlendirmeye çalışmak
75	Idioms	bear a grudge (against someone) v.	birisine (karşı) kin beslemek
76	Idioms	bear a grudge (against someone) v.	birisine (karşı) kin gütmek
77	Idioms	bear a charmed life v.	çok şanslı olmak
78	Idioms	bear a charmed life v.	her türlü sorundan şansıyla kurtulmak
79	Idioms	be as hungry as a bear v.	kurt gibi acıkmak
80	Idioms	bear a grudge against v.	kin beslemek
81	Idioms	be like a bear with a sore head v.	küplere binmek
82	Idioms	be like a bear with a sore head v.	sinirlenmek
83	Idioms	bear a charmed life v.	şanslı bir yaşam sürmek
84	Idioms	have a bear by the tail v.	sert bir kayaya çarpmak
85	Idioms	bear a striking resemblance to v.	tıpatıp benzemek
86	Idioms	bear a striking resemblance to v.	tıpkısının aynısı olmak
87	Idioms	have a bear by the tail v.	zor bir işe kalkışmak
88	Idioms	have a bear by the tail v.	zora çatmak
89	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	ağır bir yükün altına girmek
90	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	zor bir sorumluluk üstlenmek
91	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	altından kalkması güç bir sorumluluğu olmak
92	Idioms	have a (heavy) cross to bear v.	bütün sorumluluğu tek başına üstlenmek
93	Idioms	have a cross to bear v.	yükü/sorumluluğu tek başına üstlenmek
94	Idioms	have a cross to bear v.	yükü/sorumluluğu tek başına sırtlanmak
95	Idioms	have a cross to bear v.	yükü/sorumluluğu tek başına yüklenmek
96	Idioms	have a cross to bear v.	yükü/sorumluluğu tek başına üzerine almak
97	Idioms	have a cross to bear v.	yükü/sorumluluğu tek başına omuzlamak
98	Idioms	bear a liking to v.	benzemek
99	Idioms	bear a liking to v.	benzerlik taşımak
100	Idioms	bear a relation/relationship to v.	ile alakası olmak
101	Idioms	as gruff as a bear adj.	aşırı hırçın
102	Idioms	gruff as a bear adj.	aşırı hırçın
103	Idioms	hungry as a bear [cliché] adj.	kurt gibi aç
104	Idioms	as gruff as a bear expr.	aşırı aksi
105	Idioms	gruff as a bear expr.	aşırı aksi
106	Idioms	as busy as a hibernating bear expr.	aşırı durgun
107	Idioms	busy as a hibernating bear expr.	aşırı durgun
108	Idioms	as cross as a bear expr.	aşırı huysuz
109	Idioms	cross as a bear with a sore head expr.	aşırı huysuz
110	Idioms	cross as a bear expr.	aşırı huysuz
111	Idioms	as cross as a bear with a sore head expr.	aşırı huysuz
112	Idioms	gruff as a bear expr.	aşırı huysuz
113	Idioms	as gruff as a bear expr.	aşırı huysuz
114	Idioms	cross as a bear with a sore head expr.	aşırı somurtkan
115	Idioms	as cross as a bear with a sore head expr.	aşırı somurtkan
116	Idioms	cross as a bear expr.	aşırı somurtkan
117	Idioms	as cross as a bear expr.	aşırı somurtkan
118	Idioms	as cross as a bear expr.	aşırı ters/huysuz
119	Idioms	cross as a bear expr.	aşırı ters/huysuz
120	Idioms	as cross as a bear with a sore head expr.	aşırı ters/huysuz
121	Idioms	cross as a bear with a sore head expr.	aşırı ters/huysuz
122	Idioms	busy as a hibernating bear expr.	hiç meşgul değil
123	Idioms	as hungry as a bear expr.	kurt gibi aç
Speaking
124	Speaking	it's more than a man can bear expr.	bu, bir insanın kaldırabileceğinden daha ağır
Trade/Economic
125	Trade/Economic	bear a loss v.	zarara katlanmak
Law
126	Law	bear a loss v.	zarara katlanmak
Marine
127	Marine	bear a hand v.	çabucak yardım etmek
128	Marine	bear a hand v.	acele etmek
129	Marine	bear a hand v.	hızlı olmak
Slang
130	Slang	a bear in the air n.	uçak ya da helikopterdeki polis
131	Slang	a bear in the air n.	havadaki ayı
132	Slang	does a bear crap in the woods? expr.	herhalde yani
133	Slang	does a bear poop in the woods? expr.	herhalde yani
134	Slang	does a bear poop in the woods? expr.	sormaya bile gerek yok
135	Slang	does a bear poop in the woods? expr.	bu da soru mu?
136	Slang	does a bear poop in the woods? expr.	bir de soruyor musun?
137	Slang	does a bear poop in the woods? expr.	evet dememe gerek var mı?
138	Slang	does a bear shit in the woods? expr.	herhalde yani
139	Slang	does a bear shit in the woods? expr.	sormaya bile gerek yok
140	Slang	does a bear shit in the woods? expr.	bu da soru mu?
141	Slang	does a bear shit in the woods? expr.	bir de soruyor musun?
142	Slang	does a bear shit in the woods? expr.	evet dememe gerek var mı?