adequate - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

adequate

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "adequate" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
adequate adj. yeterli
adequate adj. kafi
adequate adj. elverişli
General
adequate adj. kifayetli
adequate adj. ehven
adequate adj. uygun
adequate adj. yeterli
adequate adj. yeter
adequate adj. münasip
adequate adj. ortalamanın üstü
adequate adj. ne iyi ne kötü
adequate adj. kabul edilebilir
Trade/Economic
adequate adj. kafi
adequate adj. yeterli
adequate adj. yetecek kadar
Technical
adequate adj. uygun
Computer
adequate adj. yeterli
adequate adj. upuygun

Bedeutungen, die der Begriff "adequate" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 59 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
adequate consideration n. yeterli oranda düşünme
adequate consideration n. yeterli derecede düşünme
more than adequate n. yeterinden fazlası
adequate cooking n. yeterince pişirme
adequate amount n. yeterli miktar
adequate explanation n. yeterli açıklama
adequate information n. yeterli bilgi
adequate image drawing n. yeterli görünüş çizimi
be adequate v. ihtiyacı karşılamak
find adequate v. yeterli bulmak
find adequate v. yeterli görmek
more than adequate adj. gereğinden fazla
adequate to adj. e uygun
adequate to adj. muktedir
adequate to adj. gücü yeter
adequate to adj. liyakatli
adequate to adj. layık
adequate to adj. ehliyetli
adequate to adj. kapasiteye sahip
in adequate quality adv. yeterli kalitede
Trade/Economic
adequate price n. değer pahası
adequate pay n. ecri misil
adequate sample n. uygun örnek
adequate sample n. uygun numune
Law
adequate pay n. ecrimisil
adequate price n. ecri misil
without adequate remedy at law n. kanuni yolların kısıtlı olması
without adequate remedy at law n. kanunda yeterli çare olmaması
adequate cause n. kafi sebep
adequate care n. orta derecede ihtimam
adequate care n. orta derecede dikkat
adequate causality n. uygun nedensellik
adequate remuneration n. uygun bedel
adequate cause n. yeterli neden
adequate evidence n. yeterli delil
adequate causality n. yeterli illiyet
adequate consideration n. yeterli ivaz/bedel
adequate evidence n. yeterli kanıt
adequate care n. yeterli dikkat ve ihtimam
Politics
adequate safeguards n. yeterli koruma önlemleri
Technical
adequate strength n. uygun dayanım
adequate strength n. yeterli dayanım
Aeronautic
adequate warning time n. yeterli uyarı zamanı
Marine
adequate temperature for sea bathing n. denize girmek için uygun su sıcaklığı
Medical
adequate level of protection n. yeterli derecede koruma
adequate respiration n. yeterli solunum
adequate oxygenation n. yeterli oksijenlenme
adequate medical care n. yeterli tıbbi bakım
adequate bone marrow n. yeterli kemik iliği
adequate care n. yeterli bakım
adequate caloric intake n. yeterli kalori alımı
adequate and balanced nutrition n. yeterli ve dengeli beslenme
Psychology
adequate treatment analysis n. yeterli tedavi analizi
adequate sample n. yeterli örneklem
Statistics
adequate subset n. uygun altküme
Environment
adequate tariff structure n. uygun tarife yapısı
Military
lack adequate mobility n. yeterli hareket yeteneği eksikliği
Modern Slang
adequate tittage adj. idare eder
adequate tittage adj. yeterli