backbone - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

backbone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "backbone" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
backbone n. belkemiği
backbone n. omurga
General
backbone n. temel
backbone n. karakter gücü
backbone n. şey
backbone n. karakter kuvveti
backbone n. metanet
backbone n. en önemli destek
backbone n. maneviyat
backbone n. direk
backbone n. yürek gücü
backbone n. dayanak
backbone n. destek
backbone n. destekleyen şey
backbone n. azim
backbone n. dayanıklılık
backbone n. dayanma gücü
backbone n. (kitaplıkta görünür şekilde) kitabın arka kısmı
backbone n. dağın ana eksenini oluşturan sırt
Computer
backbone n. küçük yerel ağları birbirine bağlayan yüksek hızlı iletişim hattı
backbone n. omurga
Telecom
backbone n. omurga
Marine
backbone n. gemi omurgası temel kirişi
Medical
backbone n. bel kemiği
Anatomy
backbone n. belkemiği
backbone n. omurga
Gastronomy
backbone n. bel kemiği
Chemistry
backbone n. bir polimerdeki ana atom zinciri
Ottoman Turkish
backbone n. sulp

Bedeutungen, die der Begriff "backbone" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 52 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
backbone of a fish n. çopra
form the backbone of v. belkemiğini oluşturmak
constitute the backbone of v. belkemiğini oluşturmak
Phrases
to the backbone expr. sapına kadar
to the backbone expr. tam anlamıyla
success depends on your backbone, not your wishbone expr. başarı kararlılık ve çabayla elde edilir şans ya da umutla değil
Proverb
success depends on your backbone, not your wishbone lafla/düşle peynir gemisi yürümez
success depends on your backbone, not your wishbone çalışan kazanır
Idioms
grow a backbone v. cesur olmak
grow a backbone v. güçlu karakter sahibi olmak
put (one's) backbone into (something) v. (bir işe) tüm gücünü vermek
put (one's) backbone into (something) v. (bir işi) var gücüyle yapmak
put (one's) backbone into (something) v. (bir işe) olanca kuvvetini vermek
put (one's) backbone into (something) v. (bir işe) çok emek vermek
put (one's) backbone into (something) v. (bir işi) çok çaba harcayarak yapmak
put backbone into (one) v. (birini) cesaretlendirmek
put backbone into (one) v. (birini) teşvik etmek
put backbone into (one) v. (birine) cesaret vermek
put backbone into (one) v. (birinin) kararını kesinleştirmek
put backbone into (one) v. (birinin) kesin bir karar vermesini sağlamak
put backbone into someone v. birini cesaretlendirmek
put backbone into someone v. birini teşvik etmek
put backbone into someone v. birine cesaret vermek
put backbone into someone v. birinin kesin bir karar vermesini sağlamak
to the backbone expr. adamakıllı
to the backbone expr. bütünüyle
to the backbone expr. her yoldan
to the backbone expr. sapına kadar
to the backbone expr. tamamen
Technical
backbone structure n. destek yapı
backbone switch n. omurga anahtarı
backbone switch n. omurga anahtar
Computer
backbone sites n. omurga bilgisayar sistemleri
backbone network n. omurga ağ
virtual backbone network n. sanal omurga ağı
Informatics
network backbone n. ağ omurgası
internet backbone n. internet omurgası
Telecom
network backbone n. ağ omurgası
very high speed backbone network service n. çok yüksek hızlı omurga şebeke hizmeti
backbone wiring n. omurga kablolaması
backbone network n. omurga şebekesi
collapsed backbone n. omurga çökmesi
backbone network n. omurga ağı
backbone routing service n. omurga yönlendirme hizmeti
trans-national broadband backbone n. uluslararası genişbant omurgası
Electric
backbone cables n. omurga kabloları
Construction
building backbone cables n. bina ana omurga kabloları
building backbone cables n. bina kabloları
Automotive
backbone frame n. merkezi boru şasi
Football
the backbone of the defense n. defansın bel kemiği
Bookbindery
tight backbone n. kitabın kapağa sağlam bir şekilde yapıştırılmış arka kısmı
Ottoman Turkish
to the backbone expr. haza (arapça)