bariyer - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bariyer



Bedeutungen von dem Begriff "bariyer" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bariyer barrier n.
General
bariyer bar n.
bariyer roadblock n.
bariyer crush barrier n.
bariyer safety fence n.
bariyer barrier n.
bariyer hedge n.
bariyer cordon n.
bariyer fire wall n.
bariyer flood gate n.
bariyer floodgate n.
bariyer fosse n.
Technical
bariyer barrier n.
bariyer guard fence n.
bariyer hurter n.
Architecture
bariyer closure n.
Automotive
bariyer barrier board n.
Traffic
bariyer safety fence n.
Food Engineering
bariyer barrier n.
Sport
bariyer barrace n.
Archaic
bariyer stile n.

Bedeutungen, die der Begriff "bariyer" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 118 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hareket edebilir bariyer movable barrier n.
özelikle abd'de toplumun alt seviyesindeki insanların üst seviyedeki insanların hayatlarına girmelerine engel olan sosyal bariyer marble ceiling n.
bariyer (yol kenarındaki) guardrail n.
bariyer testi barrier collision test n.
bariyer şeridi barrier tape n.
kalkan bariyer tollbar n.
bariyer resifi barrier reef n.
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer boom gates n.
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer boom barrier n.
ışıklı bariyer light barrier n.
ışık bariyer light barrier n.
havanın geçişine engel olan bariyer ya da duvar air tight n.
şerit bariyer retractable belt barrier n.
ortaçağ savaşlarında bariyer olarak kullanılan sivri uçlu döner çerçeve turnpike [obsolete] n.
bariyer kapı barrier gate n.
(tahkimat) yayaların sur duvarı gibi bariyer teşkil eden yapılardan geçmesini sağlayan ahşap dönerkapı moulinet n.
bariyer olarak kullanılan sarılı dikenli tel concertina n.
su kanalının iki bariyer arasında kalan bölümü pound n.
geçidi kapatan hareketli bariyer gate n.
koruyucu bariyer strength [obsolete] n.
bir bariyer veya engelden kurtarmak için açmak unbarricade v.
bariyer ile ayırmak fence v.
girişi fiziksel bariyer, özel güvenlik veya kontrollü geçitle kısıtlanan gated adj.
Phrasals
sınır, bariyer ya da toprak parçası aşarak bir yerden bir yere gitmek cross over v.
bir hayvanın etrafına bariyer koymak fence an animal in v.
Colloquial
güçlü, aşılması zor (savunma/bariyer) watertight adj.
Idioms
askerlikte kadınların yükselmesinin önündeki soyut engel/bariyer brass ceiling n.
çin ve komünist olmayan ülkeler arasındaki politik, ekonomik ve kültürel set/bariyer the bamboo curtain n.
arasına bariyer koymak drive a wedge between v.
(birilerinin/bir şeylerin) arasına bariyer koymak drive a wedge between (someone or something) v.
(iki kişinin) arasına bariyer koymak drive a wedge between a and b v.
(iki kişinin) arasına bariyer koymak drive a wedge between someone and someone v.
(biriyle birinin) arasına bariyer koymak drive a wedge between someone and someone v.
Speaking
bariyer dayanıyor the barrier is holding expr.
Technical
bariyer şeridi barrier tape n.
bariyer hattı barrier line n.
bariyer elemanı barrier element n.
geçirgen reaktif bariyer (grb) permeable reactive barrier (prb) n.
geosentetik bariyer geosynthetic barrier n.
havalı bariyer pneumatic barrier n.
ısıl bariyer thermal barrier n.
jiletli tel bariyer razor wire barrier n.
jeosentetik bariyer geosynthetic barrier n.
jiletli tel bariyer razor wire n.
keskin uçlu tel bariyer razor wire n.
kollu bariyer swing barrier n.
kollu bariyer arm barrier n.
kollu bariyer boom barrier n.
pnömatik bariyer pneumatic barrier n.
su taşkınlarını önlemek için yapılmış set/bariyer flood barrier n.
lambri ile duvar arasına yerleştirilen bariyer block n.
Electric
bariyer klemens barrier strip n.
bariyer klemens junction barrier n.
Automotive
bariyer etkisi barrier effect n.
bariyer katmanı barrier coat n.
bariyer testi barrier collision test n.
beton bariyer jersey barrier n.
koruyucu bariyer armco barrier n.
lastik bariyer tire stack n.
Transportation
düşme bariyer drop barrier n.
Traffic
(yol kenarındaki) bariyer traffic divider n.
hareketli mantar bariyer retractable bollard n.
mantar bariyer rising bollard n.
sabit mantar bariyer fixed bollard n.
araçların bir yoldan diğerine geçmesini engelleyen bariyer separator n.
Railway
bekçili mekanik bariyer manned mechanical gate n.
bekçili bariyer manually controlled barrier n.
bariyer bekçisi crossing keeper n.
bariyer kapısı side-gate n.
boylama bariyer longitudinal barrier n.
çift yarım bariyer double half- barrier n.
iki yarım bariyer double half- barrier n.
otomatik bariyer automatic barrier n.
sürgülü bariyer sliding barrier n.
Aeronautic
ısıl bariyer heat barrier n.
acil durum bariyer emergency barrier n.
Marine
bariyer ada barrier island n.
yüzer bariyer floating barrier n.
yakın çatışmada mürettebatı koruması için gemi güvertesine dikilmiş bariyer close-fights n.
yakın çatışmada mürettebatı koruması için gemi güvertesine dikilmiş bariyer close quarters n.
kötü havada masadakilerin kayıp düşmesini önlemek için masaya konan bariyer fiddle n.
güverteye giren suyu dışarı atmaya yarayan v şekilli bariyer spurnwater n.
Medical
bariyer hemşirelik barrier nursing n.
derinin bariyer immunolojik ve termoregulatuar fonksiyonlarının bozulması disturbance in barrier immunologic and thermoregulatory functions of the skin n.
intestinal bariyer intestinal barrier n.
mukozal bariyer mucosal barrier n.
bariyer doğum kontrol aracı barrier n.
Dentistry
bariyer membran barrier membrane n.
Food Engineering
bariyer malzeme barrier material n.
Biology
türler arası bariyer etkisi species-barrier effect n.
Marine Biology
bariyer resifi barrier reef n.
bariyer bankı barrier bank n.
büyük bariyer resifi great barrier reef n.
Agriculture
bariyer kaynağı barrier spring n.
Environment
koruyucu bariyer protective barrier n.
ön bariyer primary containment n.
Geography
kuzey karolina'nın doğu kıyısı açıklarında bir bariyer adanın güney ucu lookout cape n.
kuzey carolina'nın kıyısı boyunca uzanan uzun bir bariyer ada ocracoke island n.
kuzeybatı florida'da bir bariyer adası santa rosa island n.
Meteorology
bariyer rüzgarları barrier winds n.
Geology
bariyer resif barrier reef n.
Military
ağaç bariyer log hurdle n.
bariyer kaldırma sistemi barrier stanchion system n.
bariyer ağı barrier net n.
bariyer kuvvetleri barrier forces n.
bariyer, engel ve mayınla savaş planı barrier, obstacle, and mine warfare plan n.
savaşta dikenli telden yapılmış bariyer wire entanglement n.
koruyucu bariyer glacis n.
baraj balonlarından oluşan bariyer barrage n.
baraj balonlarından oluşan bariyer aerial barrage n.
Hunting
korkulukla gizlenip kuş vurmak için kullanılan bariyer butt n.
Sport
buz hokeyi pistini çevreleyen alçak ahşap bariyer the boards [usa] n.
(basketbolda) cam bariyer glass n.
yarışın başlangıç noktası olarak kabul edilen mekanik bariyer gate n.
yarış başlangıç noktasında yer alan portatif bariyer starting stall n.
Archaic
nehir ve denizlerde balık tutmak için kullanılan, ağlarla ve direklerle oluşturulmuş bariyer kiddle [uk] n.
bariyer ile çevirmek mound v.
Star Wars
kalkan-bariyer shield-barrier n.