belirli bir yerde - Türkisch Englisch Wörterbuch

belirli bir yerde

Bedeutungen von dem Begriff "belirli bir yerde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
belirli bir yerde up here adv.
belirli bir yerde yonder adv.
belirli bir yerde in adv.

Bedeutungen, die der Begriff "belirli bir yerde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bulunmak (belirli bir yerde) occupy v.
The president occupied his position for ten consecutive years.
Başkan, on yıl üst üste mevkiinde bulunmuştur.

More Sentences
(belirli bir yerde) yaygın endemic adj.
The use of child soldiers and sexual assaults on Sri Lankan women is endemic.
Çocuk askerlerin kullanımı ve Sri Lankalı kadınlara yönelik cinsel saldırılar oldukça yaygındır.

More Sentences
ataları eski çağlardan beri belirli bir yerde yaşamış olanlar aborigines n.
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade native daughter n.
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade native son n.
belirli bir yerde ikamet etmeme nonresidence n.
belirli bir yerde olma durumu ubeity n.
belirli bir yerde olma ubication n.
belirli bir yerde olma durumu whereness n.
kışı belirli bir yerde geçirme hyemation n.
belirli bir süre ile bir yerde kalan kimse denizen n.
belirli bir yerde bulunan kimse inhabitant n.
tehlikeli görülen bir kimseyi belirli yerde oturtmak intern v.
-in yeri (belirli bir yerde) olmak belong v.
belirli bir yerde yerleşmek populate v.
belirli bir yerde durmak land v.
(belirli bir yerde) kışı geçirmek overwinter v.
belirli bir yerde veya bölgede kurmak plant v.
ataları çok eski çağlardan bu yana belirli bir yerde yaşamış olan aboriginal adj.
belirli bir yerde doğmuş olan homeborn adj.
(belirli bir şekilde veya yerde) üretilen -grown adj.
belirli bir kurumun sahip olmadığı bir yerde off-site adj.
uzak bir yerde belirli bir mesafede at a distance adv.
Phrasals
(belirli bir yerde) yaşamak lodge in v.
Transportation
belirli bir yerde ve zamanda kullanılan ulaşım modu oranlarının dağılımı mode split n.
belirli bir yerde ve zamanda bir ulaşım modunu kullanan yolcu ve yolculukların oranı mode share n.
Medical
belirli bir hastalığın bir yerde zaman zaman veya sürekli olarak görülmesi endemia n.
Pathology
belirli bir yerde yaşayan insanlarda veya bir insan grubunda sürekli görülen hastalık endemic disease n.
Astrology
gezegenlerin, güneşin, ayın vb. konumlarını belirli bir zamanda ve yerde gösteren diyagram chart n.
Linguistics
belirli bir yerde ortaya çıkarak orayla sınırlı kalan dil indigenous language n.
Geology
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlarla ilgili time-stratigraphic n.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçları teşkil eden time-stratigraphic n.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlara ait time-stratigraphic n.
Archaic
belirli bir yerde olma ubiety n.