bir şey atmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bir şey atmak



Bedeutungen von dem Begriff "bir şey atmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Colloquial
bir şey atmak let fly v.

Bedeutungen, die der Begriff "bir şey atmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 77 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birine bir şey atmak/fırlatmak fling something at someone v.
(çöp gibi) bir yere bir şey atmak fling something into something v.
(çöp gibi) bir yere bir şey atmak fling something in v.
birine bir şey atmak throw something at someone v.
birine bir şey atmak heave something at someone v.
kendine jilet atmak/kendini bir şey ile kesmek self-cut v.
(belirsiz bir şey için) değerli bir şeyi riske atmak gamble v.
Phrasals
birine bir şey atmak heave something at someone v.
birine bir şey atmak lob something at someone v.
birine bir şey atmak sling something at someone v.
birine bir şey atmak throw something at someone v.
birine bir şey atmak toss something at someone v.
birine bir şey atmak pitch something at someone v.
birine bir şey atmak hurl something at someone v.
(bir şey karşısında) beti benzi atmak/uçmak pale at something v.
silahla bir şey (kurşun, mermi) atmak discharge (someone or something) from (something) v.
(bir şey karşısında) beti benzi atmak/solmak/uçmak blanch at (something) v.
(birine veya bir yere bir şey) atmak lob (something) at v.
(birine veya bir yere) hedef alıp (bir şey) atmak pitch (something) at v.
(birine bir şey) atmak sling (something) at (someone) v.
(birine bir şey) atmak throw at v.
(birine bir şey) atmak throw something at someone v.
(bir şey) nedeniyle yumruk atmak punch out of (something) v.
(birine bir şey vererek) destek atmak/olmak stake (one) to (something) v.
'-e (bir şey) atmak pitch (something) to v.
bir şeye tuzak olarak bir şey atmak/koymak salt something with something v.
(bir şey) ortaya atmak strike upon (something) v.
bir şey hakkında bir teori ortaya atmak theorize on something v.
(birine bir şey) için fırça çekmek/atmak admonish (one) for (something) v.
(birine bir şey) için fırça çekmek/atmak admonish (one) for (something) v.
(bir şey) için yazı tura atmak flip for (something) v.
(birini/bir şey) yabana atmak forget about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında nutuk atmak hold forth (on someone or something) v.
(biri/bir şey) için can atmak pant for (someone or something) v.
(birine/bir şeye bir şey için/bir şey yaptığı için) fırça atmak reprimand (someone or something) for (doing) (something) v.
(bir şeyi biri/bir şey) üzerinden riske atmak risk (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi biri/bir şey) üzerine iddiaya/bahse girerek riske atmak risk (something) on (someone or something) v.
tuzak olarak bir şey atmak/koymak salt with v.
(bir şey) için yüzeyine dik çizikler atmak score for (something) v.
(bir şey) için yüzeyine çentik atmak score for (something) v.
(bir şey) için yüzeyine düz kesikler atmak score for (something) v.
(bir şey) için (bir şeyi) riske atmak stake (something) on (something) v.
(bir şey) uğruna (bir şeyi) riske atmak stake (something) on (something) v.
(bir şey) için yazı tura atmak toss for (something) v.
Colloquial
(bir şey yapmaya) can atmak crave to (do something) v.
öksürüp bir şey atmak hawk v.
birine bir şey hakkında suç atmak lay something on someone v.
(bir şey yapmak) için can atmak be down to (do something) v.
(bir şey) için can atmak be dying for (something) v.
bir şey/bir şey yapmak için can atmak be dying for something/to do something v.
(bir şey olmasını) riske atmak chance (doing) (something) v.
(bir şey yapmak) için can atmak be dying to (do something) v.
bir şey yapmaya can atmak be in a hurry to do something v.
Idioms
bir şey için yazı tura atmak flip someone for something v.
bir şey için can atmak have one's heart set on v.
birine/bir şeye doğru bir şey atmak direct something to(ward) someone or something v.
bir şey yapmak için can atmak be bursting to do something v.
(bir şey) için can atmak be hell-bent on (something) v.
aptalca, tehlikeli bir şey/bir şey yapmak için can atmak be hell-bent on something/on doing something v.
bir şey için her şeyini riske atmak bet the farm v.
bir şey için her şeyini riske atmak bet the ranch v.
(bir şey/bir şey yapmak için) yazı tura atmak cast lots (for something/to do something) v.
(bir şey/bir şey yapmak için) yazı tura atmak draw lots (for something/to do something) v.
birine/bir şeye bir şey atmak/atıvermek fling something at someone or something v.
(bir şey) için can atmak get an itch for (something) v.
(bir şey) için can atmak get the itch for (something) v.
(bir şey yapmaya) can atmak get an itch to (do something) v.
(bir şey yapmaya) can atmak get the itch to (do something) v.
(bir şey yapmaya) can atmak have a wild hair to (do something) v.
(bir şey yapmaya) can atmak have an itch to (do something) v.
(bir şey yapmaya) can atmak have the itch to (do something) v.
(bir şey) atmak let fly with (something) v.
bir şey çığlığı atmak let loose something v.
(bir şey) için can atmak set (one's) hopes on (something) v.
(biri/bir şey) için itibarını/ününü riske atmak stake (one's) reputation on (someone or something) v.
(biri/bir şey) uğruna ün/şöhret/namını tehlikeye atmak stake (one's) reputation on (someone or something) v.
(bir şey yapmak) için gerekli adımları atmak take steps to (do something) v.