blow something - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

blow something



Bedeutungen von dem Begriff "blow something" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
blow something v. bir şeyi elinden kaçırmak
blow something v. bir şeyi kaybetmek
blow something v. bir şeyi boşa harcamak
blow something v. bir şeyi berbat etmek
blow something v. bir çuval inciri berbat etmek
blow something v. bir şeyi mahvetmek

Bedeutungen, die der Begriff "blow something" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 174 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
blow something up v. şişirmek
blow something up v. havaya uçurmak
blow something up v. patlatmak
Phrasals
blow on something v. bir şeyi üflemek (çorba vb)
blow into something v. (balon vb) şişirmek
blow something out v. üfleyerek söndürmek
blow someone or something over v. birini/bir şeyi alabora etmek
blow someone or something over v. birini/bir şeyi altüst etmek
blow someone or something over v. birini/bir şeyi devirmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe gölge düşürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) itibarsızlaştırmak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe leke sürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birine/bir şeye) kara çalmak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ismini lekelemek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) namına leke sürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gözden düşürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) ele vermek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gammazlamak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) aleyhinde konuşmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe gölge düşürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) itibarsızlaştırmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe leke sürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birine/bir şeye) kara çalmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ismini lekelemek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) namına leke sürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gözden düşürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) ele vermek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gammazlamak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) aleyhinde konuşmak
blow someone or something away v. birini/bir şeyi alıp götürmek
blow someone or something away v. birini/bir şeyi uçurmak
blow someone or something away v. birini/bir şeyi sürüklemek
blow someone or something down v. birini/bir şeyi yıkmak
blow someone or something down v. birini/bir şeyi devirmek
blow someone/something off v. birini/bir şeyi ihmal etmemek
blow someone/something off v. birini/bir şeyi savsaklamamak
blow someone/something off v. birini/bir şeyi boşlamamak
blow someone/something off v. birini/bir şeyi göz ardı etmemek
blow someone/something off v. birini/bir şeyi kandırmak
blow someone/something off v. birini/bir şeyi yemek
blow someone/something off v. birini/bir şeyi aldatmak
Colloquial
blow (one) to (something) v. (yemek/içki) ısmarlamak
blow someone to something v. (yemek/içki) ısmarlamak
Idioms
blow (something) sky-high v. havaya uçurmak
blow (something) sky-high v. tamamen ortadan kaldırmak
blow (something) sky-high v. çürütmek
blow (something) sky-high v. geçersiz kılmak
blow the doors off (something) v. (bir şeyi) sollamak
blow the doors off (something) v. geride bırakmak
blow the doors off (something) v. solda sıfır bırakmak
blow the lid off something v. afişe etmek
deal something a death blow v. büyük darbe indirmek
blow something wide open v. başarısızlığa uğratmak
blow something sky-high v. bir çuval inciri berbat etmek
deal something a death blow v. bitirici darbeyi vurmak
blow something out of all proportion v. çok abartmak
blow something out of proportion v. çok abartmak
blow someone or something to kingdom come v. havaya uçurmak
blow the lid off something v. gözler önüne sermek
blow something sky-high v. havaya uçurmak
blow something out of proportion v. pireden deve yapmak
deal something a death blow v. son darbeyi vurmak
blow something out of proportion v. pireyi deve yapmak
blow something out of all proportion v. pireden deve yapmak
blow something out of all proportion v. pireyi deve yapmak
blow someone or something to smithereens v. (patlama sonrası) paramparça etmek
blow a hole in something v. (bütçede) delik açmak
blow someone or something to bits v. (patlama sonrası) paramparça etmek
blow a hole in something v. (fikirlerini/iddialarını) çürütmek
blow something sky-high v. yerle bir etmek
blow the lid off something v. (skandalı) gözler önüne sermek
blow something wide open v. (skandalı) gözler önüne sermek
blow something wide open v. (rezaleti) açığa çıkarmak
blow the lid off something v. (rezaleti) açığa çıkarmak
blow someone or something to pieces v. (patlama sonrası) paramparça etmek
blow (something) wide open v. (bir şeyin) sonucunu tahmin edilemez kılmak
blow (something) wide open v. bir yarışmanın/rekabetin sonucunu tahmin edilemez kılmak
blow past (something) v. bir eşiği/sınırı kolayca geçmek
blow past (something) v. (bir şeyi) rahatça geçmek
blow past (something) v. (bir şeyi) kolaylıkla geçmek
blow past (something) v. bir eşiği/sınırı kolaylıkla ve büyük ölçüde geçmek
blow past (something) v. (bir şeyin) çok ötesine geçmek
blow past (something) v. bir sınırı/eşiği aşmak
blow (someone or something) out of the water v. (birini/bir şeyi) yerin dibine batırmak
blow (someone or something) out of the water v. (birini/bir şeyi) dümdüz etmek
blow (someone or something) out of the water v. (birini/bir şeyi) hezimete uğratmak
blow (someone or something) out of the water v. (birini/bir şeyi) bozguna uğratmak
blow (someone or something) out of the water v. (birini/bir şeyi) açık ara/farklı yenmek
blow someone or something out of the water v. birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow someone or something out of the water v. birinin/bir şeyin canına okumak
blow (something) up out of proportion v. (bir şeyi) çok abartmak
blow (something) up out of proportion v. pireyi deve yapmak
blow (something) up out of proportion v. pireden deve yapmak
blow a hole in something v. sistemde delik açmak
blow a hole in something v. sistemi bozmak
blow a hole in something v. bir şeyin etkinliğini azaltmak
blow a hole in something v. bir şeyi sömürmek
blow a hole in something v. bir şeyi azaltmak
blow a hole in something v. bir şeyde sızıntı yaratmak
blow past (something) v. (bir şeyin) çok üstünde olmak
blow past (something) v. (belli bir eşiği/sınırı) aşmak
blow past (something) v. (belli bir barajı) aşmak
blow past (something) v. (belli bir düzeyin) çok üstüne çıkmak/üstünde olmak
blow somebody/something out of the water v. birini/bir şeyi tamamen yerle bir etmek
blow somebody/something out of the water v. birini/bir şeyi dümdüz etmek
blow somebody/something out of the water v. birini/bir şeyi yerin dibine batırmak
blow somebody/something out of the water v. birini/bir şeyi yıkıp geçmek
blow somebody/something sky-high v. birini/bir şeyi havaya uçurmak
blow somebody/something sky-high v. birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow someone/something to kingdom come v. birini/bir şeyi havaya uçurmak
blow someone/something to kingdom come v. birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow someone/something from here to kingdom come v. birini/bir şeyi havaya uçurmak
blow someone/something from here to kingdom come v. birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow something wide open v. bir şeyi tamamen değiştirmek
blow something wide open v. bir şeyi patlatmak
blow the whistle (on) (someone or something) v. (biri/bir şey hakkındaki) skandalı açığa çıkartmak
blow the whistle (on) (someone or something) v. (biri/bir şey hakkındaki) rezaleti gözler önüne sermek
blow the whistle (on) (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ipliğini pazara çıkarmak
blow the whistle on someone/something v. birini/bir şeyi ((polise, yetkililere) bildirmek
blow the whistle on someone/something v. birini/bir şeyi (polise, yetkililere) şikayet etmek
blow the whistle on someone/something v. birini/bir şeyi ihbar etmek
blow the whistle on someone/something v. birini/bir şeyi ispiyonlamak
blow the whistle on someone/something v. birini/bir şeyi ele vermek
blow the whistle on someone/something v. birinin/bir şeyin ipliğini pazara çıkarmak
blow something to smithereens v. bir şeyi çürütmek
blow something to smithereens v. bir şeyi paramparça etmek
blow something to smithereens v. bir şeyi yerle bir etmek
blow something to bits v. bir şeyi çürütmek
blow something to bits v. bir şeyi paramparça etmek
blow something to bits v. bir şeyi yerle bir etmek
blow something to pieces v. bir şeyi çürütmek
blow something to pieces v. bir şeyi paramparça etmek
blow something to pieces v. bir şeyi yerle bir etmek
blow, smash, something to smithereens v. bir şeyi paramparça etmek
blow, smash, something to smithereens v. bir şeyi tuz buz etmek
blow, smash, something to smithereens v. bir şeyi yerle bir etmek
blow, smash, something to smithereens v. bir şeyi hurdahaş etmek
blow, smash, something to smithereens v. bir şeyi tarumar etmek
blow someone or something away v. birini/bir şeyi uzağa taşımak
blow someone or something away v. birini/bir şeyi uçurmak
deal (someone or something) a blow v. (birine/bir şeye) büyük zarar vermek
deal (someone or something) a blow v. (birine/bir şeye) zarar vermek
deal (someone or something) a blow v. (birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek
deal (someone or something) a blow v. (birini/bir şeyi) kötü etkilemek
deal (someone or something) a blow v. (birini/bir şeyi) yerle bir etmek
deal (someone or something) a blow v. (birine/bir şeye) büyük bir darbe vurmak
deal somebody/something a blow v. birine/bir şeye büyük zarar vermek
deal somebody/something a blow v. birine/bir şeye zarar vermek
deal somebody/something a blow v. birini/bir şeyi olumsuz etkilemek
deal somebody/something a blow v. birini/bir şeyi kötü etkilemek
deal somebody/something a blow v. birini/bir şeyi yerle bir etmek
deal somebody/something a blow v. birine/bir şeye büyük bir darbe vurmak
deal a blow to somebody/something v. birine/bir şeye büyük zarar vermek
deal a blow to somebody/something v. birine/bir şeye zarar vermek
deal a blow to somebody/something v. birini/bir şeyi olumsuz etkilemek
deal a blow to somebody/something v. birini/bir şeyi kötü etkilemek
deal a blow to somebody/something v. birini/bir şeyi yerle bir etmek
deal a blow to somebody/something v. birine/bir şeye büyük bir darbe vurmak
blow the gaff (on somebody/something) [uk] v. (biri/bir şey hakkında) pot kırmak
blow the gaff (on somebody/something) [uk] v. (birinin/bir şeyin) sırrını açıklamak
blow the gaff (on somebody/something) [uk] v. (biri/bir şey hakkında) gaf yapmak
strike a blow against (something) v. (bir şeye) bir darbe indirmek
strike a blow against (something) v. (bir şeye) karşı mücadeleye destek olmak
strike a blow at (something) v. (bir şeye) bir darbe indirmek
strike a blow at (something) v. (bir şeye) karşı mücadeleye destek olmak
strike a blow for (something) v. (bir şeye) destek olmak/vermek
Ottoman Turkish
blow up (something) v. berhava etmek
Slang
blow (one) to (something) v. (içki/yemek) ısmarlamak
blow someone to something v. (içki/yemek) ısmarlamak
blow someone to something v. (içki/yemek) ısmarlamak