boys - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

boys

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "boys" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
boys n. erkek çocuklar
boys n. uymacı
boys n. konformist
boys n. belirli bir uzmanlık alanı, meslek veya kesimden kimse
Textile
boys n. erkek çocuk bedeni
boys n. erkek çocuk bedeninde bir kıyafet
boys n. erkek çocuk giysisi bölümü
boys n. erkek çocuk giyim mağazası
Military
boys n. askeri personel
boys n. muharebe askeri

Bedeutungen, die der Begriff "boys" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 123 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
jigger boys n. rişteli erkekler
jigger boys n. pireli herifler
boys in literature n. edebiyatta erkek çocuklar
school for boys n. erkek okulu
boys and girls n. erkekler ve kızlar
boys' high-school n. erkek lisesi
afro-american teenage boys n. afro-amerikalı delikanlılar
jobs for the boys n. torpilli iş
lost boys n. kayıp çocuklar
boys wearing earrings n. küpe takan erkekler
girls and boys n. kızlar ve erkekler
girls and boys n. kızlar ve oğlanlar
think about the boys v. erkekleri düşünmek
girls and boys together adv. kızlı erkekli
Phrases
more than half of the boys n. erkek çocuklarının yarıdan fazlası
more than half of the boys n. erkek çocuklarının yarısından fazlası
boys and their toys expr. erkekler ve oyuncakları
boys and their toys expr. erkeklerin araba ve alet edevata karşı aşırı ilgisini belirten bir ifade
more than half of the boys expr. oğlanların yarısından fazlası
mixed company of girls and boys expr. kızlı erkekli
more than half of the boys expr. oğlanların yarıdan fazlası
Proverb
boys will be boys çocuktur yapacak
boys will be boys erkekler yaramazdır
boys will be boys erkek çocuklar sert olur
Colloquial
the big boys n. en güçlü şirketler
the boys n. bir grup erkek
the boys n. bir grup iş arkadaşı
big boys n. büyükler veya yöneticiler
big boys n. büyük oyuncular
big boys n. kodamanlar
big boys n. ağır toplar
bike boys n. polis
bike boys n. aynasızlar
bike boys n. polisler
boys and girls in blue n. polis
boys and girls in blue n. polis memurları
boys and girls in blue n. polis gücü
boys and girls in blue n. aynasızlar
boys and girls in blue n. polisler
boys and girls in blue n. polis memurları
big boys/girls don't cry expr. koskoca erkek/kız hiç ağlar mı
big boys/girls don't cry expr. büyüyen erkekler/kızlar ağlamaz
big boys/girls don't cry expr. yetişkinler ağlamaz
big boys/girls don't cry expr. koskoca adam/kadın ağlamaz
boys and girls exclam. hanımlar beyler
Idioms
back room boys [uk] n. işin perde arkasındaki kişiler
back room boys [uk] n. arka plandaki kişiler
back room boys [uk] n. ön planda olmayan kişiler
back room boys [uk] n. gizli kahramanlar
the big boys n. ağababalar
the boys in the back room n. arka plandaki kişiler
the backroom boys n. arka plandaki kişiler
the big boys n. büyük adamlar
jobs for the boys n. eşe-dosta iş verme
one of the boys n. grubun bir parçası
the big boys n. kodamanlar
the big boys n. önemli adamlar
the boys in the back room n. perde arkasındaki kişileri
the boys in the back room n. perde arkasındaki kişiler
the backroom boys n. perde arkasındaki adamlar
the backroom boys n. perde arkasındaki kişileri
the boys in blue n. polisler
the backroom boys n. perde arkasındaki kişiler
the boys in blue n. polis
the boys in the back room n. perde arkasındaki adamlar
boys in blue n. polisler
boys in blue n. polis memurları
boys in blue n. aynasızlar
little boys' room n. oğlanlar/erkekler tuvaleti
the back-room boys [uk] n. arka plandaki kişiler
the back-room boys [uk] n. perde arkasındaki adamlar
the back-room boys [uk] n. perde arkasında asıl işi yapan ve göz önünde olmayan kişiler (bilim adamları, araştırmacılar
go out with the boys v. erkek gecesi yapmak
go out with the boys v. bizim çocuklarla buluşmak/dışarı çıkmak
sort out the men from the boys v. iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmak
separate the men from the boys v. iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmak
sort out the men from the boys v. sapla samanı ayırmak
separate the men from the boys v. sapla samanı ayırmak
be one of the boys [us] v. grubun bir parçası/üyesi olmak
be one of the boys [us] v. çocuklardan biri olmak
be one of the boys [us] v. gruptan biri olmak
one of the boys expr. çocuklardan biri
boys will be boys expr. erkekler böyledir
boys will be boys expr. erkektir, yapar
boys will be boys expr. erkek/erkek çocuğu işte
boys will be boys expr. erkek/erkek çocuğu değil mi
Speaking
these boys are dying in vain expr. bu çocuklar boşuna ölüyor
boys don't cry expr. erkekler ağlamaz
I expect it of boys but expr. hadi erkekler neyse de (onlardan beklerim)
Trade/Economic
yellow boys n. eski bir ingiliz altın parası
Politics
peep-o'-day boys n. (1784 yılı) irlandalı isyancılar
proud boys n. sadece erkeklerden oluşan abd'li aşırı sağcı militan örgüt
Institutes
general directorate of technical education for boys n. erkek teknik öğretim genel müdürlüğü
boys' brigade [uk] n. erkek çocuklarına disiplin ve kendine saygıyı aşılamak için kurulan bir organizasyon
boys’ brigade [uk] n. erkek çocuklarına disiplin ve kendine saygıyı aşılamak için kurulan bir organizasyon
Textile
boys' size n. erkek çocuk bedeni
Botanic
naked boys n. yılan yastığı
naked boys n. avrupa'da yaygın yetişen, mızrak şeklinde dik spatası ve mor çiçeği olan bir ilkbahar bitkisi
boys-and-girls n. yer fesleğeni
boys-and-girls n. avrupa ve afrika'ya özgü olup amerika'da da yetişen, eskiden müshil, idrar söktürücü ve antisifilitik ilaç olarak kullanılan tek yıllık bir bitki
boys-and-girls n. akbaş otu
boys-and-girls n. yer fesleğeni
boys-and-girls n. avrupa ve afrika'ya özgü müshil, idrar söktürücü veya antisifilitik olarak kurutularak kullanılan yıllık bir bitki
boys-and-girls n. parşen
boys-and-girls n. doğu abd'ye özgü, ilkbaharda çiçek açan narin bir ot
Education
all-boys school n. erkek okulu
boys school n. erkek okulu
History
teddy boys n. (1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan saldırgan gençlik grupları
commander of conscript boys n. acemi oğlanlar kahyası
conscript boys n. acemi oğlanlar
green mountain boys n. amerikan bağımsızlık savaşı'nda vermont'ta organize olan bir askeri birliğin üyeleri
scottsboro boys n. scottsboro davası
scottsboro boys n. dokuz siyahi gencin iki beyaz kadına cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile açılan dava
Geography
boys town n. nebraska eyaletinde yerleşim yeri
Sport
boys' youth european championship n. genç erkekler avrupa şampiyonası
Slang
bike boys n. motosikletli aynasız/polis
bike boys n. yunuslar (polis)
jump out boys n. cezaevi avlusunda güvenliği sağlamakla görevli olan ekip
jump out boys n. ekip (özellikle bir operasyonda olan emniyet elemanları)
blue boys n. polisler
British Slang
lager boys n. içkici tipler
Modern Slang
alphabet boys n. fbi, atf, irs gibi isimleri kısaltılarak anılan federal devlet kurumlarını ifade etmek için kullanılan argo bir ifade
Star Wars
support the boys in white n. beyazlı çocukları destekle