conjunction - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

conjunction

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "conjunction" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 28 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
conjunction n. bağlaç
General
conjunction n. tesadüf
conjunction n. birlikte
conjunction n. bağlaşım
conjunction n. birlik
conjunction n. aynı zamanda yer alma
conjunction n. rastlantı
conjunction n. birleşme
conjunction n. konjonksiyon
Technical
conjunction n. bağlaç
conjunction n. birleşme
Computer
conjunction n. birleşme
conjunction n. birletim
Logic
conjunction n. ortak doğrulayıcı yorum
conjunction n. bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
conjunction n. ikili bağlayıcı
conjunction n. iki elemanlı bağlayıcı
conjunction n. bağlaç oluşturma faaliyeti
Astronomy
conjunction n. birleşim
conjunction n. kavuşma konumu
conjunction n. kavuşum
conjunction n. güneş-gezegen kavuşumu
conjunction n. güneş-ay kavuşumu
Astrology
conjunction n. gezegen kavuşumu
conjunction n. iki veya daha fazla gök cisminin birbirine yakın hale gelmesi
conjunction n. hizalanma
Linguistics
conjunction n. bağlaç
conjunction n. birleştirme

Bedeutungen, die der Begriff "conjunction" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
coordinating conjunction n. eşgüdümlü bağlaç
coordinating conjunction n. düzenleme bağlacı
time conjunction n. zaman bağlacı
conjunction [obsolete] n. cinsel birleşme
conjunction [obsolete] n. cinsel birliktelik
conjunction [obsolete] n. cinsel ilişki
conjunction [obsolete] n. (evlilikte) cinsel yaşam
conjunction [obsolete] n. evlilik bağı
disjunctive conjunction n. anlamsal olarak ayrık olan birimler arasındaki bağlantı
conjunction with adj. ile birlikte
in conjunction with prep. ile bir arada
in conjunction with prep. bir arada
in conjunction with prep. bağlantılı olarak
in conjunction with prep. müştereken
in conjunction with prep. ile beraber/birlikte
in conjunction with prep. ile beraber
in conjunction with prep. bununla bağlantılı olarak
in conjunction with prep. ile birlikte
conj (conjunction) abrev. bağlaç
conj (conjunction) abrev. bağlaç görevi gören kip
conj. (conjunction) abrev. bağlaç
conj. (conjunction) abrev. bağlaç görevi gören kip
Phrases
in conjunction with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir arada
in conjunction with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bağlantılı olarak
in conjunction with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) beraber/birlikte
in conjunction with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) koordinasyon içinde
in conjunction with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa
in conjunction with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında
Technical
conjunction astronomical n. astronomik kavuşma
gauge used in conjunction with the taper thread n. konik vida dişi ile birlikte kullanılan mastar
Aeronautic
conjunction tickets n. birleştirilmiş bilet
Psychology
conjunction fallacy n. çakışma yanılgısı
conjunction rule n. çakışma kuralı
Astronomy
inferior conjunction n. alt kavuşma konumu
superior conjunction n. üst kavuşum
superior conjunction n. üst kavuşma konumu
solar conjunction n. güneş-gezegen kavuşumu
solar conjunction n. güneş-ay kavuşumu
Linguistics
adversative conjunction n. karşıtlık bağlacı
conjunction repetition n. bağlaç tekrarlanması
concessive conjunction n. ödünleyici bağlama
coordinate conjunction n. sıralama bağlacı
subordinating conjunction n. yantümce bağlacı
incorporating conjunction n. geçişimli bağlaç
conditional conjunction n. koşullu bağlaç
conjunction-reduction n. indirgeme
conjunction-reduction n. bağımlı sıralı cümlelerde iki ögenin bağlaç ile birleştirilmesi kuralı
correlative conjunction n. denklik bağlacı
correlative conjunction n. bileşik bağlaç