deadlock - Türkisch Englisch Wörterbuch

deadlock

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "deadlock" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
deadlock n. çıkmaz
The situation turned into a deadlock with his disappearance.
Adamın ortadan kaybolmasıyla durum çıkmaza girdi.

More Sentences
deadlock n. çözümsüzlük
Sami's first trial ended in a deadlock.
Sami'nin ilk duruşması çözümsüzlükle bitti.

More Sentences
deadlock n. sürmeli kilit
The deadlock can't be operated properly because of the rust.
Paslanma nedeniyle sürmeli kilit düzgün çalışmıyor.

More Sentences
deadlock n. kilitlenme
Given the deadlock at the political level, the Association Council has not been able to hold a meeting since April 1997.
Politik düzeydeki kilitlenme nedeniyle, Ortaklık Konseyi Nisan 1997'den beri toplanamamıştır.

More Sentences
deadlock n. kördüğüm
deadlock n. tıkanıklık
deadlock n. durgunluk
deadlock n. hareketin tamamen durması
deadlock n. karşılıklı kilitlenme
deadlock n. açmaz
deadlock n. sürme dilli kilit
deadlock n. sürgü kilit
deadlock n. çözümlenemeyen anlaşmazlık
deadlock n. hücre hapsinde kullanılan maksimum güvenlikli oda
deadlock v. çıkmaza sokmak
deadlock v. yerinde saymak
deadlock v. tıkanmak
deadlock v. çıkmaza girmek
Idioms
deadlock v. çıkmaza girmek
deadlock v. tamamen durmak
Technical
deadlock n. kaynak bekleme
Computer
deadlock n. ölükilit
Telecom
deadlock n. kilitlenme
Railway
deadlock n. demiryolu makasında ray kilitleme aygıtı
Military
deadlock n. kilitlenme

Bedeutungen, die der Begriff "deadlock" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 19 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
break the deadlock v. çıkmazdan kurtarmak
We must try to break the deadlock.
Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız.

More Sentences
deadlock [us] n. (müsabakada) beraberlik puanı
come to a deadlock v. yerinde saymak
come to deadlock v. açmaza girmek
bring to a deadlock v. çıkmaza sokmak
reach deadlock v. çözümsüzlüğe ulaşmak
reach deadlock v. çıkmaza düşmek
drag something into a deadlock v. açmaza sürüklemek
reach a deadlock v. çözümsüzlüğe ulaşmak
come to a deadlock v. çıkmaza girmek
come to a deadlock v. tıkanmak
come to a deadlock v. olduğu yerde saymak
deadlock [us] v. berabere kalmak
Idioms
end in deadlock v. kördüğüm olmak
reach deadlock v. kördüğüm olmak
Politics
protracted political deadlock n. uzun süren politik çözümsüzlük
Technical
deadlock condition n. kaynak bekleme durumu
Computer
deadlock condition n. kilitlenme durumu
Slang
come to a total deadlock v. boka batmak