deadlock - Turkish English Dictionary
History

deadlock

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "deadlock" in Turkish English Dictionary : 25 result(s)

English Turkish
General
deadlock n. çıkmaz
deadlock n. kördüğüm
deadlock n. tıkanıklık
deadlock n. durgunluk
deadlock n. hareketin tamamen durması
deadlock n. çözümsüzlük
deadlock n. sürmeli kilit
deadlock n. karşılıklı kilitlenme
deadlock n. kilitlenme
deadlock n. açmaz
deadlock n. sürme dilli kilit
deadlock n. sürgü kilit
deadlock n. çözümlenemeyen anlaşmazlık
deadlock n. hücre hapsinde kullanılan maksimum güvenlikli oda
deadlock v. çıkmaza sokmak
deadlock v. yerinde saymak
deadlock v. tıkanmak
deadlock v. çıkmaza girmek
Idioms
deadlock v. çıkmaza girmek
deadlock v. tamamen durmak
Technical
deadlock n. kaynak bekleme
Computer
deadlock n. ölükilit
Telecom
deadlock n. kilitlenme
Railway
deadlock n. demiryolu makasında ray kilitleme aygıtı
Military
deadlock n. kilitlenme

Meanings of "deadlock" with other terms in English Turkish Dictionary : 19 result(s)

English Turkish
General
deadlock [us] n. (müsabakada) beraberlik puanı
come to a deadlock v. yerinde saymak
come to deadlock v. açmaza girmek
bring to a deadlock v. çıkmaza sokmak
reach deadlock v. çözümsüzlüğe ulaşmak
reach deadlock v. çıkmaza düşmek
drag something into a deadlock v. açmaza sürüklemek
reach a deadlock v. çözümsüzlüğe ulaşmak
come to a deadlock v. çıkmaza girmek
come to a deadlock v. tıkanmak
come to a deadlock v. olduğu yerde saymak
break the deadlock v. çıkmazdan kurtarmak
deadlock [us] v. berabere kalmak
Idioms
end in deadlock v. kördüğüm olmak
reach deadlock v. kördüğüm olmak
Politics
protracted political deadlock n. uzun süren politik çözümsüzlük
Technical
deadlock condition n. kaynak bekleme durumu
Computer
deadlock condition n. kilitlenme durumu
Slang
come to a total deadlock v. boka batmak