sunday - Turkish English Dictionary
History

sunday

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "sunday" in Turkish English Dictionary : 11 result(s)

English Turkish
Common Usage
sunday n. pazar
General
sunday n. pazar günü
sunday n. pazar günü dağıtılan gazete
sunday v. pazarı geçirmek
sunday v. pazar etkinliklerine katılmak
sunday adj. bayramlık
sunday adj. pazar gününe ait veya ilgili
sunday adj. pazar gününe uygun
sunday adj. amatör hobicilik yapan
sunday adj. yüzeysel ilgi duyan
sunday abrev. pzr (pazar)

Meanings of "sunday" with other terms in English Turkish Dictionary : 202 result(s)

English Turkish
General
palm sunday n. paskalyadan önceki pazar günü
passion sunday n. paskalyadan önceki ikinci pazar
whit sunday n. paskalyadan sonraki yedinci pazar
one sunday afternoon n. bir pazar öğleden sonrası
sunday school n. pazar okulu
sunday evening n. pazar akşamı
last sunday n. geçen pazar
whit sunday n. hamsin yortusu
white sunday n. hamsin yortusu
sunday night n. pazar gecesi
sunday holiday n. pazar tatili
sunday morning n. pazar sabahı
sunday night blues n. pazar sendromu
sunday blues n. pazar sendromu
advent sunday n. noel öncesi dört haftanın ilk pazar günü
shrove sunday n. kül çarşambasından önceki pazar
sunday clothes n. bayramlıklar
sunday clothes n. özel güne saklanan kıyafetler
sunday paper n. sadece pazar günleri yayımlanan gazete
sunday school n. pazar okulunun mensupları
go to church every sunday v. her pazar kiliseye gitmek
hang around at home on sunday v. pazar günü evde takılmak
sunday-go-to-meeting adj. temiz ve şık
sunday-go-to-meeting adj. bayramlık
sunday-go-to-meeting adj. özel günlere saklanan (giysi)
on sunday adv. pazar günü
until sunday adv. pazara kadar
until sunday adv. pazar gününe kadar
next sunday adv. önümüzdeki pazar
next sunday adv. gelecek pazar
Phrases
after saturday comes Sunday [rare] expr. cumartesiden sonra pazar gelir
after saturday comes Sunday [rare] expr. yahudilerden sıra hıristiyanlara gelecek
after saturday comes Sunday [rare] expr. ilkin yahudiler sonra hıristiyanlar öldürülecek anlamında söz
I really need a day between saturday and sunday expr. cumartesi ve pazar arasında bir güne daha ihtiyacım var gerçekten
I really need a day between saturday and sunday expr. cumartesi ve pazar'ın arasında bir gün daha olmasına ihtiyacım var
have a happy sunday expr. mutlu pazarlar
sunday afternoon expr. pazar öğleden sonra
Colloquial
sunday driver n. tarlada gezer gibi yavaş araba kullanan sürücü
sunday driver n. yavaş sürüşüyle trafiğin akışını tıkayan veya yavaşlatan sürücü
a month of sunday expr. çok uzun zaman
a month of sunday expr. çok uzun süre
every sunday after church expr. her pazar kiliseden sonra
from here to sunday expr. çarşamba pazarı gibi
from here to sunday expr. her yer her yerde
from here to sunday expr. dağınık
from here to sunday expr. darmadağın
from here to sunday expr. karman çorman
from here to sunday expr. altı üstüne gelmiş
from here to sunday expr. -in her yerinde
from here to sunday expr. -in her yerini kaplayan
from here to sunday expr. iyiden iyiye
from here to sunday expr. çok fazla
from here to sunday expr. uzun uzadıya
from here to sunday expr. uzun uzun
Idioms
(one's) sunday finest n. bayramlıkları
(one's) sunday finest n. en güzel giysisi
(one's) sunday finest n. en şık giysisi
sunday-go-to-meeting clothes n. bayramlık elbise
sunday-go-to-meeting clothes n. bayramlık giysi
(one's) sunday best n. (birinin) bayramlıkları
(one's) sunday best n. (birinin) en güzel/şık giysileri
(one's) sunday best n. (birinin) en güzel/şık kıyafetleri
sunday best n. bayramlıklar
sunday best n. en güzel/şık giysiler
sunday best n. en güzel/şık kıyafetler
(one's) sunday-go-to-meeting clothes n. (birinin) bayramlıkları
(one's) sunday-go-to-meeting clothes n. (birinin) en güzel/şık giysileri
(one's) sunday-go-to-meeting clothes n. (birinin) en güzel/şık kıyafetleri
your sunday best n. bayramlıkları
your sunday best n. en güzel/şık giysileri
your sunday best n. en güzel/şık kıyafetleri
get into (one's) sunday best v. bayramlıklarını giymek/çekmek
get into (one's) sunday best v. en iyi giysilerini giymek
get into (one's) sunday best v. iki dirhem bir çekirdek olmak/giymek
know as much about something as a hog knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know as much about as a hog knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şey) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şeyi) zerre kadar bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday v. (bir şeyden) zerre kadar haberi olmamak
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know no more about (something) than a pig knows about sunday v. (bir konuyu) hiç bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
know as much about (something) as a pig knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
be in (one's) sunday best v. en güzel kıyafetlerini giymek
be in (one's) sunday best v. bayramlıklarını giymek
be in (one's) sunday best v. şık kıyafetlerini giymek
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
know no more about (something) than a hog knows about sunday [us] v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak
forty ways from sunday adv. her yönden
forty ways from sunday adv. her açıdan
forty ways from sunday adv. mümkün olan her şekilde
forty ways from sunday adv. her türlü
forty ways from sunday adv. tamamen
forty ways from sunday adv. baştan sona
after saturday comes sunday expr. (aşırı islamcılara atfedilen arapça deyiş) önce yahudilerin, sonra hristiyanların kellesi gidecek
in one's sunday clothes expr. bayramlıklarıyla
in-one's-sunday-best expr. bayramlıklarıyla
in one's sunday best expr. en güzel elbiselerini giyerek
in one's sunday best expr. en güzel elbiseleriyle
in one's sunday best expr. en şık kıyafetlerini giyerek
eight ways from sunday expr. tümüyle
eight ways from sunday expr. tamamıyla
eight ways from sunday expr. her bakımdan
eight ways from sunday expr. akla gelebilecek her şekilde/her açıdan
eight ways from sunday expr. etraflıca
eight ways from sunday expr. her türlü
eight ways from sunday expr. bir güzel
eight ways from sunday expr. bir temiz
eight ways from sunday expr. büsbütün
eight ways from sunday expr. adamakıllı
eight ways from sunday expr. düpedüz
eight ways to sunday expr. tümüyle
eight ways to sunday expr. tamamıyla
eight ways to sunday expr. her bakımdan
eight ways to sunday expr. akla gelebilecek her şekilde/her açıdan
eight ways to sunday expr. etraflıca
eight ways to sunday expr. her türlü
eight ways to sunday expr. bir güzel
eight ways to sunday expr. bir temiz
eight ways to sunday expr. büsbütün
eight ways to sunday expr. adamakıllı
eight ways to sunday expr. düpedüz
forty ways to sunday expr. tamamen
forty ways to sunday expr. her yönden
forty ways to sunday expr. her açıdan
forty ways to sunday expr. her türlü
forty ways to sunday expr. baştan sona
in sunday best expr. bayramlıklarla
in sunday best expr. en güzel elbiselerle
in sunday best expr. en şık kıyafetleri giyerek
in sunday best expr. en güzel elbiseleri giyerek
six ways to sunday expr. mümkün olan her şekilde
six ways to sunday expr. her açıdan
six ways to sunday expr. tamamen
Speaking
it's sunday expr. bugün pazar
it was my birthday last sunday expr. geçen pazar doğum günümdü
we used to come here every sunday evening expr. eskiden her pazar akşamı buraya gelirdik
have a good sunday expr. iyi pazarlar
we trust in your taste! what do you suggest this sunday? expr. senin damak tadına güveniyoruz! bu pazar günü için ne önerirsin?
Trade/Economic
saturday sunday holiday included n. sshinc
saturday sunday holiday excluded n. sshex
Law
whit sunday n. (iskoç hukukunda) hem kasabadaki hem de kırsal bölgelerdeki kiracıların taşınma günü olan 15 mayıs günü
Politics
remembrance Sunday n. I. ve II. dünya savaşlarında ölenlerin anıldığı, kasım ayının ikinci haftasındaki pazar günü
Psychology
sunday neurosis n. pazar nevrozu
History
bloody sunday n. kanlı pazar (rusya)
Religious
advent sunday n. 30 kasıma en yakın olan pazar günü
alb sunday n. paskalya bayramından sonraki ilk pazar günü
carling sunday n. palmiye pazarı
carling sunday n. hıristiyanlıkta paskalyadan önceki ikinci pazar günü
laetare sunday n. kırk günlük paskalya orucundaki dördüncü pazar gününe denk gelen kutlama günü
laetere sunday n. kırk günlük paskalya orucundaki dördüncü pazar gününe denk gelen kutlama günü
reminiscere sunday n. paskalya perhizinin ikinci pazar günü
tradition sunday n. palmiye pazarı
tradition sunday n. paskalyadan önceki pazar günü
trinity sunday n. paskalyayı takip eden sekizinci pazar
palm sunday n. diriliş bayramı'ndan bir önceki pazar kutlanan özel gün
palm sunday n. palmiye pazarı
easter sunday n. paskalya günü
easter sunday n. kıyam yortusu
easter sunday n. diriliş pazarı
easter sunday n. diriliş günü
jubilate sunday n. paskalyadan sonraki üçüncü pazar
quadragesima sunday n. paskalya öncesi orucun ilk pazar günü
quadrigesima sunday n. paskalya öncesi orucun ilk pazar günü
quinquagesima sunday n. lent'ten önceki pazar
hospital sunday n. kiliselerin hastanelere yardımda bulunduğu pazar günü
low sunday n. paskalya'yı takip eden pazar günü
low sunday n. kutlu pazar
god's sunday n. paskalya
rogation sunday n. paskalya'dan sonraki beşinci pazar
sunday letter n. (özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf
septuagesima sunday n. paskalya perhizi'nden önceki üçüncü pazar
septuagesima sunday n. paskalya yortusu'ndan önceki dokuzuncu pazar
Boxing
sunday punch n. nakavt eden yumruk
sunday punch n. rakibin devam etmesini engelleyen bitirici sert yumruk
Art
sunday painter n. hobi olarak resim yapan kimse
Archaic
mothering sunday [uk] n. anneler günü
Slang
sunday punch n. ağır darbe
sunday punch n. güçlü darbe
sunday punch n. birini yere yığabilecek kadar güçlü yumruk/darbe
sunday punch n. yıkıcı zarar veren darbe/söylem/hareket
sunday punch n. ezici darbe/söylem/hareket
sunday punch n. harap edici darbe/söylem/hareket
sunday punch n. sert darbe
sunday punch n. birinin en iyi/güçlü yumruğu
sunday punch n. birinin tüm gücüyle attığı yumruk/vurduğu darbe
six ways from sunday expr. mümkün olan her şekilde