digger - Türkisch Englisch Wörterbuch

digger

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "digger" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
digger n. kazıcı
Aardvarks are excellent diggers.
Karıncayiyenler mükemmel kazıcılardır.

More Sentences
General
digger n. ekskavatör
The engine failed, and the digger stopped.
Motor arızalandı ve ekskavatör durdu.

More Sentences
digger n. toprak kazan
digger n. hafriyat makinası
digger n. kepçe
digger n. sarıca arı
digger n. kazma
digger n. greyder
digger n. avustralya askeri
Technical
digger n. ekskavatör
digger n. kazıcı
digger n. kazmacı
digger n. toprak kazıcısı
Automotive
digger n. drag yarış otomobili
Mining
digger n. madenci
Agriculture
digger n. (ingiltere'de) toprak parçalarını döndürüp parçalayan bir tür saban
History
digger n. kazıcılar hareketine mensup kimse
digger n. ingiliz iç savaşı döneminde özel mülkiyet karşıtı bir siyasi hareketin mensubu kimse
Card
digger n. maça
Slang
digger n. asker
digger n. kıymetli bir şey arayan kişi
digger n. tecrit odası
digger n. kökleri kazıp çıkararak yemek bulan kuzey amerika yerlisi
digger n. komisyoncular için tiyatro bileti satın alan kimse

Bedeutungen, die der Begriff "digger" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
a gold digger n. zengin koca avcısı
Tom was sad when he discovered that Mary was a gold digger and Mary was sad when she discovered that Tom was poor.
Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.

More Sentences
Slang
gold digger n. servet avcısı
Mary is a gold digger.
Mary tam bir servet avcısı.

More Sentences
General
digger wasp n. sarıca arı
ditch digger n. hendek kazıcısı
gold digger n. altın arayıcısı
grave digger n. mezar kazıcısı
gold-digger n. zengin koca avcısı
gold-digger n. altın arayıcısı
digger [dialect] n. düşüş
Colloquial
a gold digger n. servet avcısı kadın
hole digger n. hamburgercide köfte çevirmek kadar basit
hole digger n. vasıfsız/niteliksiz işçi
hole digger n. az maaşlı bir işte çalışan kişi
hole digger n. hamburgerleri pişiren/çeviren kişi
digger [australia] exclam. dost
digger [australia] exclam. ahbap
digger [australia] exclam. kanka
Idioms
hole digger n. ikinci sınıf bir işçi
hole digger n. basit işleri yapan işçi
hole digger n. basit bir işçi
Trade/Economic
gold digger n. altın arayıcısı
Industry
mud digger n. hendek kazan işçi
Technical
gold digger n. altın arayıcı
Mechanic
trench digger n. hendek kazma makinesi
Construction
road digger machine n. yol kazma makinesi
earth digger n. kepçe
earth digger n. kazıcı
earth digger n. ekskavatör
digger driver n. kepçe operatörü
digger operator n. kepçe operatörü
Petrol
post-hole digger n. toprak burgusu
post-hole digger n. direk çukuru kazıcı
posthole digger n. toprak burgusu
posthole digger n. direk çukuru kazıcı
Mining
dig (digger 4) (gold miner) abrev. altın madencisi
Marine Biology
mussel digger n. gri balina
Agriculture
hydraulic motor-driven posthole digger n. hidrolik motorla tahrik edilen toprak burgusu
post hole digger n. toprak burgusu
hole digger n. toprak burgusu
Apiculture
digger wasp n. toprak kazıcı yaban arısı
Forestry
tree digger n. ağaç sökme makinesi
Geology
gum digger [new zealand] n. ana kaynağı yeni zelanda'ya özgü kauri ağaçları olan fosilleşmiş reçineleri kazarak çıkaran kimse
Slang
grade digger n. sadece dersleriyle ilgili destek almak amacıyla yakın davranan kimse
gold digger n. erkekleri parası için sömüren kadın
gold-digger n. servet avcısı
digger (au) n. adam
digger indian n. kökleri kazıp çıkararak yemek bulan kuzey amerika yerlisi
stall the digger [ireland] expr. yavaşla
stall the digger [ireland] expr. dur