do so - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

do so

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "do so" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
do so v. öyle yapmak
do so v. bahsedilen şeyi yapmak

Bedeutungen, die der Begriff "do so" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 88 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
not mean to do so v. böyle yapmak istememek
not mean to do so v. böyle olmasını istememek
not mean to do so v. böyle olsun istememek
not mean to do so v. öyle olsun istememek
not mean to do so v. öyle yapmak istememek
not mean to do so v. öyle olmasını istememek
be so bold as to do something v. (bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
be so bold as to do something v. (bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
make so bold as to do something v. (bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
make so bold as to do something v. (bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
Phrases
if I do say so n. ayıptır söylemesi
if I do say so myself expr. övünmek gibi olmasın
Colloquial
not so much as (do something) v. (bir şeyi) kibarca yapmamak
not so much as (do something) v. (bir şeyi) normal bir şekilde yapmamak
not so much as (do something) v. (bir şeyi) beklenen şekilde yapmamak
not so much as (do something) v. (bir şeyi) birinden beklenen şekilde yapmamak
not so much as (do something) v. (bir şeyi) olması gerektiği gibi yapmamak
not so much as (do something) v. birinde suçladığı (bir şeyi) kendisi de yapmamak
only do so much v. pek bir fark yaratmamak
only do so much v. pek bir gelişme sağlamamak
only do so much v. pek bir fayda/yarar sağlamamak
only do so much v. kısmi bir fayda sağlamak
only do so much v. sadece kısmen yararlı olmak
only do so much v. sadece küçük bir fayda sağlamak
only do so much v. önemsiz bir gelişme sağlamak
only do so much v. pek bir işe yaramamak
only do so much v. yalnızca kısmen işe yaramak
go so far as to do something v. işi bir şey yapma raddesine vardırmak
go so far as to do something v. işi bir şey yapma raddesine getirmek
go so far as to do something v. işi bir şey yapacak kadar ileri götürmek
go so far as to do something v. bir şey yapacak kadar ileri gitmek
so pigs do fly expr. bir yaşıma daha girdim
so what do I get in return? expr. karşılığında ben ne alacağım?
so what if I do? expr. yaparsam yaparım, sana ne?
so what if I do? expr. yaptım, ne olmuş yani?
so what if I do? expr. evet, yapacağım, ne olacak?
so what if I do? expr. yaptım diyelim, ne olacak?
so as to do something expr. bir şey yapmak için
so as to do something expr. bir şey yapmak niyetiyle
Idioms
not so much as (do something) v. kurallara dikkat etmeden bir şeyi yapmak
not so much as (do something) v. sandığı/düşündüğü kadar çok yapmamak
go so far as to do something v. işi o raddeye getirmek
go so far as to do something v. işi o raddeye vardırmak
stoop so low (as to do something) v. (kötü bir şey yapmak için) kendini küçültmek
stoop so low (as to do something) v. (kötü bir şey yapmak için) kendini alçaltmak
stoop so low (as to do something) v. (kötü bir şey yapmak için) kendi seviyesini düşürmek
stoop so low (as to do something) v. (kötü bir şey yapmak için) etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak
make so bold (as to do something) v. haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
make so bold (as to do something) v. haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
make so bold (as to do something) v. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) v. haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) v. haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) v. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) v. (bir şey yapacak kadar) cesur olmak
be so bold as to (do something) v. (bir şey yapacak) cesareti olmak
be so bold as to (do something) v. (bir şey yapmaya) cüret etmek
be so bold as to (do something) v. haddini aşarak (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) v. haddini aşıp (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) v. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold as to do v. yapacak kadar cesur olmak
be so bold as to do v. yapacak cesareti olmak
be so bold as to do v. yapmaya cüret etmek
be so bold as to do v. haddini aşarak yapmak
be so bold as to do v. haddini aşıp yapmak
be so bold as to do v. haddi olmadan yapmak
Speaking
so do I expr. ben de
a father can only do so much at the birth expr. bir baba doğum sırasında ancak bu kadarını yapabilir
do you have to make so much noise? expr. bu kadar çok ses çıkartmak zorunda mısın?
it is usual to do so expr. böyle yapmak adettir
so do I expr. ben de öyle (olumlu)
a father can only do so much at the birth expr. doğum sırasında babanın elinden ancak bu kadarı gelir
do you really think so expr. gerçekten öyle mi düşünüyorsun
why do you have to make everything so difficult? expr. niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?
why do you have to make everything so difficult? expr. neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsunuz ki?
why do you think she/he still hates me so much? expr. neden hala benden bu kadar nefret ediyor dersin?
why do you care about her/him so much? expr. niye onu bu kadar önemsiyorsun?
why do you have to make everything so difficult? expr. neden her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?
why do you have to make everything so difficult? expr. niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorsun ki?
why do you want to go there so bad? expr. neden oraya gitmeyi bu kadar (fena halde) çok istiyorsun?
it looks like it will continue to do so expr. olmaya devam edecek gibi görünüyor
how do you like it so far? expr. şu ana kadar nasıl buldun?
why do you think it’s so popular? expr. sence neden bu kadar popüler?
why do you think it’s so popular? expr. sence niye bu kadar popüler?
do you think so? expr. sence de öyle değil mi?
do you swear to tell the truth the whole truth nothing but the truth so help you god? expr. tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
there's so many things i want to do expr. yapmak istediğim çok şey var
I defy you to do so expr. yap da göreyim
there's so much you can do expr. yapabileceğin ne de çok şey var