facial - Türkisch Englisch Wörterbuch

facial

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "facial" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
facial adj. yüz (ile ilgili)
Facial covering has become mandatory in many parts of the country; the movement of women is heavily restricted.
Ülkenin birçok yerinde yüzün kapatılması zorunlu hale gelmiştir; kadınların hareketleri büyük ölçüde kısıtlanmıştır.

More Sentences
General
facial n. yüz masajı
Facial massage from wrinkles can be carried out both in the salon and at home.
Kırışıklıklardan yüz masajı hem salonda hem de evde yapılabilir.

More Sentences
facial n. yüz bakımı
Many facial treatments will cost you a bomb.
Birçok yüz bakımı size bir bombaya mal olacak.

More Sentences
facial n. cilt bakımı
facial adj. yüz
facial adj. yüze ait
facial adj. veçhi
facial adj. yüze ilişkin
facial adj. yüzle ilgili
Technical
facial adj. alına ilişkin
facial adj. alınla ilgili
facial adj. cepheye ait
facial adj. yüzeye ilişkin
facial adj. yüzeyle ilgili

Bedeutungen, die der Begriff "facial" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 111 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
facial expression n. yüz ifadesi
Adobe Character Animator can track facial expressions and movements using a simple webcam and apply them to 2D characters.
Adobe Character Animator, basit bir web kamerası kullanarak yüz ifadelerini ve hareketleri izleyebilir ve bunları 2D karakterlere uygulayabilir.

More Sentences
facial recognition n. yüz tanıma
Facial recognition is nothing new to Facebook.
Yüz tanıma Facebook için yeni bir şey değil.

More Sentences
facial mask n. yüz maskesi
Some facial masks are not suitable for frequent use.
Bazı yüz maskeleri sık kullanım için uygun değildir.

More Sentences
facial feature n. yüz özelliği
The surgeon will evaluate the structures of your nose and other facial features.
Cerrah burnunuzun yapılarını ve diğer yüz özelliklerini değerlendirecektir.

More Sentences
facial hair n. sakal
I want to pluck your facial hair.
Sakalını yolmak istiyorum.

More Sentences
facial cleanser n. yüz temizleyici
Rice water can be used as an everyday facial cleanser.
Pirinç suyu günlük yüz temizleyicisi olarak kullanılabilir.

More Sentences
facial expression n. yüz ifadesi
Any changes would need to occur reliably enough that we could call them a facial expression.
Herhangi bir değişikliğin, onlara yüz ifadesi diyebileceğimiz kadar güvenilir bir şekilde gerçekleşmesi gerekir.

More Sentences
facial tissue n. yüz dokusu
facial muscle n. yüz kası
facial expressions n. yüz ifadeleri
facial beauty n. yüz güzelliği
facial line n. yüz çizgisi
facial line n. yüzdeki çizgi
facial care n. yüz bakımı
facial lotion n. yüz losyonu
gestures and facial expressions n. jest ve mimikler
facial similarity n. yüz benzerliği
facial hair n. yüzdeki kıllar
facial hair n. yüzdeki kıl/tüy
facial cleaning gel n. yüz temizleme jeli
facial cleansing gel n. yüz temizleme jeli
facial tonic n. yüz toniği
facial tissue n. kutu mendil
facial gesture n. yüz mimiği
have facial wrinkles v. yüzü kırışmak
gesture and facial expression v. jest ve mimik
Law
facial composite n. robot resim
facial profiling n. yüz profilleme
Technical
longitudinal facial crack n. boyuna yüzey çatlağı
facial recognition software n. yüz tanıma yazılımı
Textile
facial kid leather n. yüzlük oğlak derisi
Medical
facial neuralgia n. fasiyal nevralji
facial paralysis n. yüz felci
facial neoplasms n. fasiyel tümörler
facial palsy n. yüz felci
facial nerve n. fasiyal sinir
facial bones n. yüz kemikleri
facial nerve n. fasiyel sinir
facial injuries n. yüz yaralanmaları
facial muscles n. fasiyel kaslar
facial pain n. fasiyel ağrı
facial sign n. faslyal belirti
facial paralysis n. fasiyal paralizi
facial paralysis n. fasiyel paraliz
facial tic n. yüz tiki
facial nerve diseases n. fasiyel sinir hastalıkları
facial plastic surgery n. yüz plastik cerrahisi
facial plastic surgery n. yüz çene cerrahisi
pathophysiology of idiopathic facial nerve palsy n. idiyopatik fasiyal sinir paralizisinin patofizyolojisi
congenital facial paralysis n. konjenital fasiyal paraliz
dysmorphic facial findings n. dismorfik yüz bulguları
facial asymmetry n. fasial asimetri
hemi-facial spasm n. hemifasiyal spazm
vesico-vaginal facial defect n. vezikovajinal fasya defekti
peripheral facial paralysis developed on both sides n. iki taraflı periferik tipte fasiyal paralizi
cranial and facial bones n. kafa ve yüz kemikleri
oral facial dystonia n. orofasiyal diskinezi
mild paresis of the facial nerve n. hafif fasiyal sinir parezisi
neonatal facial coding system n. yenidoğan yüz kodlama sistemi
distinct facial appearance n. karakteristik yüz görünümü
facial abnormalities n. yüz anormallikleri
facial anomalies n. yüz anomalileri
facial necrosis n. fasyal nekroz
facial dermatoses n. yüz dermatozları
facial rejuvenation n. yüz gençleştirme
facial granulomatous disease n. yüzün granülomatöz hastalığı
facial collapse n. yüz çökmesi
peripheral facial paralysis n. periferik fasiyal paralizi
recurrent peripheral facial palsy n. rekürren periferik fasiyal paralizi
acute peripheral facial palsy n. akut periferik fasyal paralizi
idiopathic facial nerve paralysis n. idyopatik fasyal sinir felci
herpetic facial paralysis n. herpetik fasyal paralizi
facial nerve surgery n. fasiyal sinir cerrahisi
traumatic facial paralysis n. travmatik fasiyal paraliz
devil facial tumour disease n. tazmanya canavarı yüz tümörü hastalığı
mid-facial and lower-facial fracture n. orta ve alt yüz bölgesi kırığı
facial aesthetics n. yüz estetiği
Anatomy
transverse facial artery n. yüzün enine atardamarı
transverse facial vein n. transvers fasiyal ven
anterior facial vein n. anterior fasiyal ven
anterior facial vein n. anguler venin devamı olan bir damar
facial artery n. yüz damarı
facial artery n. fasiyal arter
facial vein n. yüz damarı
facial index n. fasiyal endeks
facial angle n. fasiyal açı
facial vein n. yüzdeki kanı drene eden toplardamarlardan her biri
posterior facial vein n. fasiyel toplardamarın arka kolu
facial vein n. fasiyal venler
facial artery n. yüzün ve burnun yanından geçen atardamar
common facial vein n. fasiyel toplardamar ile bu damarın arka kolunun birleşiminden oluşarak kanı şahdamarına boşaltan damar
Psychology
facial vision n. yüzle görme
facial nerve paralysis n. yüz siniri felci
facial tics n. yüz tikleri
facial nerve n. yüz siniri
facial feedback hypothesis n. yüzden geridenetim hipotezi
oculomotor and facial nerve mononeuritis n. okülomotor ve fasiyal sinir mononöropatisi
Pathology
facial nerve disorder n. fasiyal sinir bozukluğu
birth trauma to facial nerve n. fasial sinirin doğum yaralanması
disorders of facial nerve n. fasiyal sinir bozuklukları
injury of facial nerve n. fasial sinir yaralanması
disorder of facial nerve n. fasiyal sinir bozukluğu
atypical facial pain n. atipik fasiyal ağrı
facial myokymia n. fasiyal miyokimi
Veterinary
facial eczema n. küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda görülen bir hastalık
Archaeology
facial reconstruction n. yeniden yüzlendirme
Volleyball
facial disgracial n. yüze vurma
Ottoman Turkish
facial appearance n. nâsiye-i hâl
facial features n. nasiye-i hal
facial features n. nâsiye-i hâl
facial appearance n. nasiye-i hal