sakal - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sakal



Bedeutungen von dem Begriff "sakal" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sakal beard n.
General
sakal beard n.
sakal gill n.
sakal beaver n.
sakal whiskers n.
sakal barb n.
sakal wattle n.
sakal facial hair n.
Colloquial
sakal ziff [australia] n.
Idioms
sakal a sop to cerberus n.
Slang
sakal face fungus n.
sakal long green n.

Bedeutungen, die der Begriff "sakal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 127 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
fırça sakal beaver n.
top sakal goatee n.
köse sakal very sparse beard n.
fırça gibi sakal stubble n.
tıraştan sonraki bir iki gün içinde uzayan sakal stubble n.
çember sakal round trimmed beard n.
keçi sakal bırakan goatherder n.
sakal uzaması pogonotrophy n.
sakal teli whisker n.
sakal kılı whisker n.
tıraşı gelmiş sakal stubble n.
kirli sakal stubble n.
bir günlük sakal five o'clock shadow n.
kirli sakal (bir günlük) five o'clock shadow n.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık horns of a dilemma n.
uzun sakal long beard n.
takma sakal fake beard n.
az çıkmış sakal stubbly beard n.
kirli sakal stubbly beard n.
takma sakal false beard n.
keçi sakal goatee beard n.
keçi sakal pointed beard n.
üstten tıraşlı sakal neckbeard n.
cücük sakal soul patch n.
cücük sakal mouche n.
sakal tıraşı shaving beard n.
sakal maskesi beard cover n.
çenedeki ufak sakal tuft n.
cücük sakal attilio n.
dudak altındaki sakal attilio n.
sakal gibi kısım barb n.
kısa sivri sakal vandyke n.
adını anthony vandyke'den alan sakal vandyke n.
sivri uçlu sakal pike-devant n.
sivri uçlu sakal peak [obsolete] n.
(çene ve yanakta) kirli sakal five oclock shadow n.
(çene ve yanakta) kirli sakal five o'clock shadow n.
(cildin daha koyu görünmesine yol açan) yeni uzayan sakal shadow n.
kadında sakal büyümesi pogoniasis n.
sakal hayranı pogonophile n.
sakal kesme pogonotomy n.
stiletto sakal stiletto n.
ucu sivri bitişli bir sakal türü stiletto n.
sakal bırakmak grow a beard v.
bitmek (tohum/tüy/sakal/saç) sprout v.
sakal tıraşı olmak shave v.
kırkmak (saç/sakal vb'ni) trim v.
sakal tıraşı olmak have a shave v.
sakal bırakmak grow beard v.
sakal takmak beard v.
(sakal gibi) kıyı boyunca uzanarak çevrelemek beard v.
kaba (sakal vb) shaggy adj.
gür (saç, sakal, kuyruk vb) bushy adj.
kirli sakal stubbly adj.
Phrases
aşağı tükürsen bıyık yukarı tükürsen sakal caught between the devil and the deep blue sea expr.
Colloquial
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık all options stink expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumu catch-22 expr.
Idioms
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık damned if you do damned if you don't n.
sabah kesilmesine rağmen günün sonuna doğru yeniden uzayan sakal five o'clock shadow n.
sabah tıraş olup akşama doğru cildin altında beliren sakal a five o'clock shadow n.
sakal gölgesi a five o'clock shadow n.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık morton's fork n.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumu a catch 22 n.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık a double bind n.
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak have a wolf by the ear v.
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak have the wolf by the ear v.
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak have a wolf by the ears v.
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak have the wolf by the ears v.
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık durumunda olmak hold a wolf by the ears v.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık olmak be damned if you do and damned if you don't v.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık between hawk and buzzard adv.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık caught between the devil and the deep blue sea adv.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık a choice between of two evils expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık between the devil and the deep blue sea expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürürsen bıyık between two fires expr.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık caught between a rock and a hard place expr.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık between scylla and charybdis expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık caught between the devil and the deep blue sea expr.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık devil and deep blue sea expr.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık (caught/stuck) between a rock and a hard place expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık damned if I do, damned if I don't expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık a choice of two evils expr.
aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık scylla and charybdis expr.
Speaking
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık i'm damned if i do and damned if i don't n.
sakal bırakmışsın you have a beard expr.
Technical
sakal (çelik) scull n.
sakal oluşumu skull formation n.
Psychology
sakal görme veya sakala dokunma korkusu pogonophobia n.
Dermatology
sakal mantarı barber's itch n.
sakal mantarı barber's rash n.
Biology
yeni yeni uzayan sakal pappus n.
Marine Biology
çene-sakalı mental barbel n.
mental sakal mental barbel n.
çenesinde sakal olan parlak renkli bir tropikal balık mullus surmuletus n.
çenesinde sakal olan parlak renkli bir tropikal balık surmullet n.
çenesinde sakal olan parlak renkli bir tropikal balık mulmul n.
avrupa'ya özgü olup üst çenesinde sakal benzeri dört adet duyarga bulunan büyük bir tatlı su balığı barbel (barbus fluviatilis) n.
Zoology
balığın dudağındaki sakal barbel n.
sakal benzer dokunaç barb n.
(keçide) sakal görünümlü saçaklı tüyler beard n.
Botanic
sakal çiçeği caryopteris n.
sakal dil penstemon n.
sakal dil beard-tongue n.
sakal dil beardtongue n.
sakal otu egilops n.
sakal likeni old-man's-beard n.
sakal likeni old man's beard n.
sakal likeni treebeard n.
sakal likeni usnea barbata n.
sakal likeni beard lichen n.
sakal likeni beard moss n.
Religious
sihler'in inanç ve kültürleri doğrultusunda bıraktıkları sakal ve türban ile topladıkları uzun saçları kesh n.
Slang
cücük sakal flavor saver n.
dudak altındaki sakal soul patch n.
top sakal pudding ring n.
keçi sakal pudding ring n.
ağzın etrafında ve çenede bırakılan bıyık ve sakal modeli pudding ring n.
kirli sakal face fungus n.
fırça gibi sakal face fungus n.
tıraşı gelmiş sakal face fungus n.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık damned if (one) does, damned if (one) doesn't expr.
aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık damned if (one) does and damned if (one) doesn't expr.
aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık damned if I do and damned if I don't expr.
aşağı tükürsem/tükürsen/tükürse sakal yukarı tükürsem/tükürsen/tükürse bıyık damned if I/you/they do, damned if I/you don't expr.
aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık damned if you do and damned if you don't expr.
British Slang
(sakal/bıyık gibi) yüz kılı face pubes n.
(sakal/bıyık gibi) yüz kılı face-fungus n.