fizik - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

fizik



Bedeutungen von dem Begriff "fizik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
fizik physics n.
fizik build n.
fizik physique n.
fizik physical science n.
Education
fizik physics n.
Sport
fizik physical adj.
Archaic
fizik physicology n.

Bedeutungen, die der Begriff "fizik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 143 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
nükleer fizik atomics n.
fizik tedavi physiotherapy n.
fizik hakikati physical reality n.
fizik bölümü department of physics n.
fizik yapısı physique n.
fizik laboratuvarı physics lab n.
fizik bilimi physical science n.
fizik muayene physical examination n.
teorik fizik pure physics n.
fizik bölümü physics department n.
fizik laboratuvarı physics laboratory n.
matematiksel fizik mathematical physics n.
fizik tedavisi physical therapy n.
nükleer fizik nuclear physics n.
genel fizik ve mantık yasalarının incelenmesi nomology n.
istatistiksel fizik statistical physics n.
fizik kanunu physics law n.
fizik mühendisi physics engineer n.
psiko-fizik psychophysics n.
nobel fizik ödülü the nobel prize in physics n.
nobel fizik ödülü nobel physics prize n.
fizik profesörü physics professor n.
fizik öğretmeni physics teacher n.
bütün temel etkileşimleri açıklamayı amaçlayan bir fizik teorisi theory of everything n.
fizik kuralları the rules of physics n.
fizik kitabı physics n.
fizik tedavi uzmanı physiotherapist n.
fizik muayenesi yapmak make a physical examination v.
fizik tedavi olmak have physiotherapy v.
fizik tedavi görmek have physiotherapy v.
fizik tedavi olmak receive physiotherapy v.
fizik tedavi görmek receive physiotherapy v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemleri kullanan veya bunları yapan/yaptıran kimse bodyworker v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemler bodywork v.
fizik öğretmek teach physics v.
fizik eğitimi vermek teach physics v.
fizik terimleriyle açıklamak physicalize v.
fizik terimleriyle açıklamak physicalise v.
fizik yasalarına aykırı veya sembolik önem atfedilen fetishistic adj.
(fizik) yerel dönüşüm altında sabit olan gauge adj.
fizik yasalarına uygun olarak physically adv.
fizik ile ilgili anlamını veren bir ön ek physico- pref.
Colloquial
fizik tedavi physio n.
Speaking
fizik okuyorum I'm studying physics expr.
fizik bölümünde okuyorum I'm studying physics expr.
Trade/Economic
fizik envanter physical inventory n.
Institutes
ingiltere ulusal fizik laboratuvarı national physical laboratory n.
federal fizik ve teknoloji enstitüsü federal institute for physics and technology n.
Technical
cismin kaybettiğinden daha fazla enerji kazanıp kazanmadığına ilişkin bir fizik teorisi theory of exchange n.
deneysel fizik experimental physics n.
fizik uzmanı physicist n.
fizik (vücut) physique n.
fizik bilimi physic n.
fizik (bilim) physics n.
kuramsal fizik theoretical physics n.
uygulamalı fizik applied physics n.
(cihaz) fizik olaylarını saptamak sense v.
Computer
dolam fizik rotation n.
fizik modeli physics model n.
video oyunlarında kullanılan fizik kurallarına uygun gerçekçi düşme/ölme efekti ragdoll physics n.
rastgele örnekleme tekniklerine ve birtakım fizik ve matematik problemlerinin bilgisayar simülasyon kullanımı ile çözümüne ait veya ilişkin monte carlo adj.
rastgele örnekleme tekniklerini ve birtakım fizik ve matematik problemlerinin bilgisayar simülasyon kullanımı ile çözümünü içeren monte carlo adj.
Marine
denizdeki ses dalgalarını inceleyen fizik dalı marine acoustics n.
istatistiki fizik statistical physics n.
Medical
fizik tedavi therapeutic rehabilitation n.
fizik tedavi physical rehabilitation n.
fizik tedavi physical restoration n.
fizik tedavi uzmanı physiatrist n.
fizik fonksiyonellik physical functionality n.
fizik tedavici physiotherapist n.
fizik tedavi physical treatment n.
fizik tedavi physical therapy n.
fizik tedavi ve rehabilitasyon physical therapy and rehabilitation n.
fizik muayenesi physical examination n.
fizik tedavi uzmanı physical therapist n.
fizik muayene bulguları physical examination findings n.
fizik tedavi programı physical therapy program n.
fizik tedavisi physical therapy n.
fizik tedavisi physiotherapy n.
fizik tedavi ve rehabilitasyon physical medicine and rehabilitation n.
fizik muayene physical examination n.
fizik tedavi physiotherapy n.
hastanın fizik muayenesi patient's physical examination n.
konvansiyonel fizik tedavisi conventional physical therapy n.
fizik tedavide kullanılan çeşitli aktörlerden biri modality n.
fizik tedavide kullanılan çeşitli aktörleri uygulamak için kullanılan bir aparat modality n.
(alternatif inanç sistemlerinde) kas lifi adezyonlarını çözmek için uygulanan bir fizik tedavi looyenwork n.
(fizik muayenede) ses çıkaran tümör sonorous tumor n.
Anatomy
belirli fizik yapısına sahip physiqued adj.
Math
matematiksel fizik mathematical physics n.
fizik olaylarını bir veya birden fazla alanın etkilerini hesaba katarak açıklayan matematiksel teori field theory n.
Physics
nanometre aralığındaki boyutlara sahip yapıları inceleyen fizik dalı nanophysics n.
bir olay dizisi mümkünse tam tersinin de mümkün olduğunu öne süren fizik prensibi time reversal invariance n.
alan teorisi (fizik) field theory n.
kuramsal fizik theoretical physics n.
kuramsal fizik pure physics n.
moleküler fizik molecular physics n.
nükleer fizik atomic physics n.
nükleer fizik nuclear physics n.
nükleer fizik atomics n.
teorik fizik pure physics n.
teorik fizik theoretical physics n.
elektromanyetik olguları inceleyen fizik dalı electro-magnetism n.
20. yüzyılda fizik deneylerinde kullanılan simit formunda bir reaktör zeta n.
klasik fizik classical physics n.
newton'ın hareket kanunlarına dayanan fizik alanı classical physics n.
kırılan ses dalgalarını inceleyen bir fizik dalı diacoustics n.
izole sisteme ait toplam enerjinin iç değişikliklere karşın sabit kaldığını öne süren temel bir fizik yasası first law of thermodynamics n.
ışığı inceleyen fizik dalı photology n.
oldukça düşük sıcaklıklarda meydana gelen olguları inceleyen fizik dalı cryogeny n.
düşük sıcaklıkta meydana gelen olguların incelendiği fizik dalı cryophysics n.
madde ve denge kuvvetlerinin incelendiği bir fizik/mekanik alanı staties n.
süpersonik hareketlerin çalışıldığı bir fizik alanı supersonics n.
fizik kurallarına uydurmak correct v.
fizik ilkelerinin izin verdiği (spektrum hareketi) allowed adj.
fizik yasaları dışında olan extraphysical adj.
fizik yöntemleri dışında olan extraphysical adj.
klasik fizik ile ilgili classical adj.
kuantum veya görelilik içermeyen fizik ile ilgili classical adj.
(rölativistik kuantum mekaniği) klasik fizik ögelerini muhafaza eden yaklaşımlar ile ilgili semiclassical adj.
Chemistry
atom çekirdeğinin iç yapısını inceleyen fizik dalı atomic physics n.
atom çekirdeğinin iç yapısını inceleyen fizik dalı nuclear physics n.
atom çekirdeğinin iç yapısını inceleyen fizik dalı nucleonics n.
Education
fizik bilgisi dersi natural philosophy n.
fizik mühendisliği bölümü department of physics engineering n.
fizik dersi physics lesson n.
fizik masterı master of physics n.
fizik eğitimi physics education n.
fizik felsefesi philosophy of physics n.
venezuela fizik matematik ve bilim akademisi academy of physical mathematical and sciences of venezuela n.
venezuela fizik matematik ve bilim akademisi academy of physical mathematical and natural sciences of venezuela n.
Philosophy
doğaya ve yaşama dair süreçlerin fiziksel olarak belirlendiğini ve bu süreçlerin fizik ve kimya kanunlarıyla tamamen açıklanabileceğini öne süren felsefi görüş mechanism n.
fizik veya doğa felsefesini baz alan teoloji dalı physico-theology n.
Meteorology
tam fizik sayısal model full-physics numerical model n.
Military
fizik tedavi teknisyeni physical therapy aide n.
fizik tedavi kısım şefi chief physical therapist n.
nükleer fizik atomics n.
Sport
kültür fizik physical-fitness exercises n.
kültür fizik physical culture n.
Volleyball
fizik çalışma physical training n.
Abbreviation
ulusal fizik laboratuvarı npl (national physical laboratory) n.
Archaic
ağırlık ve yerçekimini ele alan eski bir fizik dalı barology n.
Slang
güzel fizik thicc n.