flatters - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

flatters



Bedeutungen von dem Begriff "flatters" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
flatter v. pohpohlamak
flatter v. dalkavukluk etmek
General
flatter n. methiye
flatter n. yassı gereç hadde makinesi
flatter v. yağlamak
flatter v. dil dökmek
flatter v. okşamak
flatter v. normalden iyi göstermek (kendisini vb)
flatter v. yaltaklanmak
flatter v. etek öpmek
flatter v. gururunu okşamak
flatter v. övmek
flatter v. methetmek
flatter v. yağ çekmek
flatter v. samimi olmayan iltifatlarda bulunmak
flatter v. iyi göstermek (kendisini vb)
flatter v. göklere çıkarmak
flatter v. dalkavukluk etmek
flatter v. yalakalık etmek
flatter v. kompliman yapmak
flatter v. zannetmek
flatter v. koltuklamak
flatter v. pehpehlemek
flatter v. kuyruk sallamak
flatter v. yağ yapmak
flatter v. ayartmak
flatter v. yatıştırmak
flatter v. yanlış veya aldatıcı beyanlarla cesaretlendirmek
flatter v. iyi yönlerini göstermek
flatter v. iyi yönlerini öne çıkarmak
flatter v. iyi yönlerinden azami derecede faydalanmak
flatter adj. daha düz
flatter adj. daha yassı
Technical
flatter n. baskı çekici
flatter n. yassı gereç hadde makinesi
flatter n. yassıltıcı
flatter n. yassıltma makinesi
flatter n. (saat yayı üretiminde) metali şerit şeklinde düzleştirmek için kullanılan levha paftası
Medical
flatter n. flater

Bedeutungen, die der Begriff "flatters" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 17 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
flatter somebody's pride v. gururunu okşamak
flatter oneself v. gururlanmak
make flatter v. daha düz hale getirmek
flatter oneself v. sanmak
flatter one's ego v. egosunu okşamak
flatter [obsolete] v. (hayvan) şefkat göstermek
flatter [obsolete] v. (hayvan) sevgi gösterisi yapmak
flatter-top adj. üstü yassı
Idioms
flatter someone v. birine yağ çekmek
flatter one's figure v. (bir giysi için) birini ince göstermek
flatter one's figure v. (bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak
flatter to deceive v. gerçekte olduğundan daha iyi ya da geleceği daha parlak görünmek
flatter to deceive v. göz boyamak
flatter to deceive v. gösterişle aldatmak
flatter figure v. (bir giysi için) ince göstermek
flatter figure v. (bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak
Speaking
you flatter yourself expr. o senin hüsnükuruntun