|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse |
imposter n.
|
|
2 |
General |
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse |
hallow n.
|
|
3 |
General |
amerikan yerlilerinin ritüel ve tedavi amaçlarla içine girerek terlediği, sıcak taşlara akıtılan suyla ısınan kulübe, barınak veya mağara |
medicine lodge n.
|
|
4 |
General |
amerikan yerlilerinin ritüel ve tedavi amaçlarla içine girerek terlediği, sıcak taşlara akıtılan suyla ısınan kulübe, barınak veya mağara |
sweathouse n.
|
|
5 |
General |
maddenin oksijenle tepkimeye girerek dışarıya ısı ve ışık verme süreci |
burning n.
|
|
6 |
General |
önceden bahse girilen şey için bahse girerek riski azaltma |
hedging n.
|
|
7 |
General |
araya girerek ödeme |
intervention n.
|
|
8 |
General |
başka isimlerle farklı kılıklara girerek insanları kandıran kimse |
imposter n.
|
|
9 |
General |
(golf) topun delik ve diğer bir topun arasına girerek engel oluşturması |
stimey n.
|
|
10 |
General |
bir şeyin olmasını (araya girerek) engellemek |
get in the way v.
|
|
11 |
General |
(pazara) girerek pay almak |
penetrate v.
|
|
12 |
General |
(ürünü) mağazaya girerek incelemek |
showroom v.
|
|
13 |
General |
fazla detaya girerek yazmak |
overwrite v.
|
|
14 |
General |
rekabete girerek |
emulously adv.
|
|
15 |
General |
rekabete girerek |
avie adv.
|
|
16 |
General |
riske girerek |
venturingly adv.
|
|
17 |
General |
iki ayağı bir pabuca girerek |
rushingly adv.
|
|
18 |
General |
içine girerek |
influxively adv.
|
|
19 |
General |
polemiğe girerek |
polemically adv.
|
|
|
Phrasals |
|
20 |
Phrasals |
(bir konuşmayı/tartışmayı vb) içeri girerek bölmek |
walk in on someone or something v.
|
|
21 |
Phrasals |
bilgisayar, web sitesi, bilgisayar programı hesabını kişisel bilgilerini girerek açmak |
sign into v.
|
|
22 |
Phrasals |
(bir şeyin/işin) altına girerek zorluk çekmek |
trouble (someone or oneself) with (something) v.
|
|
23 |
Phrasals |
araba yarışında yakıt ikmali veya tamire girerek sıralamada geriye düşmek |
pit out v.
|
|
24 |
Phrasals |
(başkasının mülküne girerek) araba ile uzaklaşmak |
run off v.
|
|
25 |
Phrasals |
(bir şeyi biri/bir şey) üzerine iddiaya/bahse girerek riske atmak |
risk (something) on (someone or something) v.
|
|
26 |
Phrasals |
bilgisayar, web sitesi, bilgisayar programı hesabını kişisel bilgilerini girerek açmak |
sign into (something) v.
|
|
27 |
Phrasals |
'-in altına girerek zorluk çekmek |
trouble with v.
|
|
28 |
Phrasals |
-i içeri girerek bölmek |
walk in on v.
|
|
Phrases |
|
29 |
Phrases |
(bir şey yapma) riskine girerek |
at the risk of (doing something) expr.
|
|
Idioms |
|
30 |
Idioms |
(hapse girerek) cezasını çekmek |
pay one's debt (to society) v.
|
|
31 |
Idioms |
(bir şeyin) olmasını (araya girerek) engellemek |
get in the way (of something) v.
|
|
32 |
Idioms |
birinin sorumluluk alanına girerek gücendirmek |
step on someone's toes v.
|
|
33 |
Idioms |
birinin sorumluluk alanına girerek gücendirmek |
tread on someone's toes v.
|
|
34 |
Idioms |
gittikçe sıkıntıya girerek |
with sinking heart expr.
|
|
Trade/Economic |
|
35 |
Trade/Economic |
araya girerek ödeme |
payment by intervention n.
|
|
36 |
Trade/Economic |
(mal piyasası) uzun pozisyona girerek |
long adv.
|
|
Law |
|
37 |
Law |
başkasının arazisine girerek o arazideki ekinlere zarar veren hayvanın gerçekleştirdiği eylem |
damage feasant n.
|
|
38 |
Law |
izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama |
covert entry search warrant n.
|
|
39 |
Law |
izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama |
sneak and peek search warrant n.
|
|
|
40 |
Law |
izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama |
surreptitious entry search warrant n.
|
|
41 |
Law |
meskene aniden girerek |
no-knock adj.
|
|
42 |
Law |
kapıyı açan kişiyi itip zorla içeri girerek işlenen (suç) |
push-in adj.
|
|
Technical |
|
43 |
Technical |
sönmüş kireçle tepkimeye girerek çimentolu bileşik oluşturan toz halindeki silisli veya alüminli maddeler |
pozsony n.
|
|
Construction |
|
44 |
Construction |
alev ısısı ile reaksiyona girerek şişen kaplama |
intumescent coating n.
|
|
45 |
Construction |
alev ısısı ile reaksiyona girerek şişen kaplama tipi boya |
intumescent paint n.
|
|
Marine |
|
46 |
Marine |
savaş zamanında hükümetin yönetimine girerek savaş gemisi gibi donatılan, özel teşebbüse veya kişiye ait gemi |
armed ship n.
|
|
Pathology |
|
47 |
Pathology |
proksimal bağırsak segmentinin distal segmente girerek tıkanıklık yapması |
introsusception n.
|
|
48 |
Pathology |
vücut dokusuna zararlı etkenin girerek yayılması |
invasion n.
|
|
Physics |
|
49 |
Physics |
klistronda elektron demetlerinin ışınlarıyla rezonansa girerek osilatör çıktısını üreten eleman |
catcher n.
|
|
Chemistry |
|
50 |
Chemistry |
(yüksek sıcaklıkta hidrojen sülfit ile tepkimeye girerek) karbon tetraklorürden elde edilebilen kırmızı renkli, kötü kokulu bir sıvı bileşik |
thiophosgene n.
|
|
Military |
|
51 |
Military |
memuriyete girerek askerlikten kaytaran kimse |
embusqué n.
|
|
52 |
Military |
ateş hattına girerek müdahale etmek |
blanket v.
|
|
53 |
Military |
ateş hattına girerek durdurmak |
blanket v.
|
|
Sport |
|
54 |
Sport |
şeffaf eğlence topu içine girerek dolaşan kimse |
zorbonaut n.
|
|
55 |
Sport |
şeffaf eğlence topu içine girerek dolaşmak |
zorb v.
|
|
Basketball |
|
56 |
Basketball |
savunmacının zıplayan hücumcunun altına girerek yaptığı faul |
submarining n.
|
|
Photography |
|
57 |
Photography |
(fotoğraf) kimyasal reaksiyona girerek rengi değişmek |
tone v.
|
|
58 |
Photography |
kimyasal reaksiyona girerek rengi değiştirilmemiş (fotoğraf) |
untoned adj.
|
|