| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | grower n. | yetiştirici | ||
|
More than half of that total has been specifically earmarked for olive growers. Bu toplamın yarısından fazlası özellikle zeytin yetiştiricileri için ayrılmıştır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | grower n. | yetiştirici (bitki) | ||
|
The coffee growers must, however, be guaranteed a minimum income here and now. Bununla birlikte kahve yetiştiricilerine burada ve şimdi asgari bir gelir garanti edilmelidir. More Sentences |
||||
| General | grower n. | üretici | ||
|
We know that tobacco growers in the Member States have different priorities. Üye Devletlerdeki tütün üreticilerinin farklı öncelikleri olduğunu biliyoruz. More Sentences |
||||
| General | grower n. | yetişen bitki | ||
| General | grower n. | (belirli bir şekilde) büyüyen kimse veya şey | ||
| General | grower n. | zamanla daha sevimli hale gelen kimse | ||
| Agriculture | ||||
| Agriculture | grower n. | bitki yetiştiricisi | ||
| Agriculture | grower n. | bitki üreticisi | ||
| Music | ||||
| Music | grower n. | başta dinleyiciyi etkilemeyip zamanla hoşa giden müzik parçası | ||
| Slang | ||||
| Slang | grower n. | ereksiyon halinde değilken küçük fakat ereksiyon haline geçtiğinde oldukça büyük olan penis | ||
| Slang | grower n. | sertleştiğinde/kalktığında oldukça büyük olan penis | ||
| Slang | grower n. | normalde küçük ama ereksiyon halinde oldukça büyüyebilen penis | ||