have-on - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

have-on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "have-on" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have-on n. aldatma

Bedeutungen, die der Begriff "have-on" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 61 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
have on v. giymek
have on v. giyinmek
have on v. şaka etmek
have on earring v. küpe takmak
have on watch v. saat takmak
have on v. kandırmak
have on v. işletmek
have on v. işi olmak
Phrasals
have on v. katılmaya niyetli olmak
have on v. (bir şey) planlamak
have on v. planlanmış (toplantısı veya buluşması) olmak
have on v. bir şey ile meşgul olmak
Colloquial
have on v. şaka yapmak
have on v. beraberinde taşımak
have on v. yanında taşımak/olmak
have on v. üzerinde taşımak/olmak
have on v. planlanmış bir şeyi/işi olmak
have on v. birine zarar verecek bir bilgiye sahip olmak
have on v. birinin aleyhinde bilgiye sahip olmak
have on v. biri hakkında olumsuz bilgiye sahip olmak
have on v. kafaya almak
have on v. kafa bulmak
have on v. (birini) oyuna getirmek
have on v. matrak geçmek
Idioms
have on one's mind v. aklında olmak
have on one's mind v. aklını bir şeylere takmak
have on the ball v. dikkatli/uyanık/açıkgöz/canlı olmak
have on one's mind v. endişelenmek
have on the ball v. kafası basar/çalışır olmak
have on one's conscience v. kendini suçlu hissetmek
have on one's mind v. kafasında bir şeyler olmak
have on one's mind v. kafasında olmak
have on one's mind v. kafasını kurcalamak
have on one's mind v. üzerinde düşünmek
have on v. (elbise vb) giymiş olmak
have on the ball v. yeterli/belirli düzeyde akla/zekaya sahip olmak
have on one's conscience v. vicdanı rahatsız olmak
have on v. (elbise vb) giymek
have on one's conscience v. vicdanı sızlamak
have on file v. dosyaya koymak
have on file v. dosyalamak
have on file v. kayıtlı olarak tutmak
have on file v. (ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak
have on hands v. eline yapışmak
have on hands v. elinde (bir şey) olmak
have on mind v. aklında olmak
have on mind v. aklını takmak
have on mind v. kafasında olmak
have on mind v. kafasını kurcalamak
have on mind v. üzerinde düşünmek
have on one v. birinin aleyhinde kanıt olmak
have on one v. biri hakkında suçlayıcı kanıt olmak
have on one v. biri hakkında bir suç/kabahat işlediğine dair kanıt olmak
have on the string v. cevap için bekletmek
have on the string v. sürüncemede bırakmak
have on one's plate v. (işi) hemen yapması gerekmek
have on one's plate v. (sorumluluk) acil gündeminde olmak
Speaking
how much money do you have on you? expr. üzerinde ne kadar para var?
how much money do you have on you? expr. üstünde ne kadar para var?
how much money do you have on you? expr. üstünde kaç para var?
how much money do you have on you? expr. üzerinde kaç para var?