Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
hayatının
Bedeutungen von dem Begriff
"hayatının"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Colloquial
1
Colloquial
hayatının
of (one's) life
expr.
Idioms
2
Idioms
hayatının
of a lifetime
expr.
Bedeutungen, die der Begriff
"hayatının"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 160 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
çalışma hayatının kalitesi
quality of worklife
n.
2
General
hayatının aşkı
love of one's life
n.
3
General
hayatının anlamı
meaning of life
n.
4
General
hayatının tatili
the holiday of a lifetime
n.
5
General
hayatının şoku
the shock of one's life
n.
6
General
hayatının fırsatı/şansı
chance of a lifetime
n.
7
General
şehir hayatının zorlukları
hardships of city life
n.
8
General
şehir hayatının zorlukları
difficulties of city life
n.
9
General
ölüm anında kişinin hayatının gözünün önünden geçmesi
life review
n.
10
General
hayatının fırsatı
chance of a lifetime
n.
11
General
hayatının tecrübesi
the experience of a lifetime
n.
12
General
hayatının deneyimi
the experience of a lifetime
n.
13
General
hayatının en iyi günü
best day of your life
n.
14
General
şehir hayatının özelliklerini taşıma
towniness
n.
15
General
insan hayatının her dokuzuncu yılı
enneatical year
n.
16
General
kişinin hayatının kısa bir özeti
vita
n.
17
General
hayatının baharında olan kimse
bloomer
n.
18
General
kişinin hayatının mevcut durumu
here and now
n.
19
General
kişinin hayatının mevcut hali
here and now
n.
20
General
hayatının yarısını müzik piyasasında harcamak
spend half of his/her life in the music business
v.
21
General
hayatının yarısını bir şeye/bir yerde harcamak
spend half of one's life in something
v.
22
General
hayatının yarısını bir şeyle geçirmek
spend half of one's life in something
v.
23
General
hayatının gösterisini/performansını sergilemek
put on a performance of a lifetime
v.
24
General
hayatının en iyi/güzel/muhteşem vs. gösterisini yapmak
put on a performance of a lifetime
v.
25
General
hayatının geri kalan kısmında profesyonel bakıma ihtiyaç duymak
need professional care for the rest of one's life
v.
26
General
hayatının geri kalanı boyunca belden aşağısı felç olarak kalmak
be paralyzed from the waist down for the rest of one's life
v.
27
General
çalışma hayatının doruğunda
at the zenith of her career
adv.
28
General
hayatının sonuna doğru
in one's declining years
adv.
Phrases
29
Phrases
meslek hayatının sonlarında
in the twilight of one's career
expr.
30
Phrases
hayatının sonuna kadar
to the end of (one's) days
expr.
Colloquial
31
Colloquial
hayatının geri kalanını
for the rest of his life
n.
32
Colloquial
hayatının kadını/adamı/işi
the man/woman/thing of (one's) dreams
n.
33
Colloquial
(birinin) hayatının korkusu
the fright of (one's) life
n.
34
Colloquial
(birinin) hayatının şoku
the fright of (one's) life
n.
35
Colloquial
(birinin) hayatının şaşkınlığı
the fright of (one's) life
n.
36
Colloquial
birinin günlük hayatının filmde yer alması
hollywood moment
n.
37
Colloquial
hayatının paniği (mizah yollu)
horror of horrors
n.
38
Colloquial
hayatın/hayatının sonu
the end
n.
39
Colloquial
hayatının şoku
the shock of life
n.
40
Colloquial
hayatının aşkını bulmak
find the love of one’s life
v.
41
Colloquial
hayatının kontrolünü eline al
take your life in your hands
expr.
42
Colloquial
hayatının geri kalanın
remainder of his life
expr.
43
Colloquial
hayatının geri kalanın
rest of his life
expr.
44
Colloquial
hayatının geri kalanın
remainder of her life
expr.
45
Colloquial
hayatının geri kalanı
rest of her life
expr.
46
Colloquial
hayatının geri kalanını
for the rest of her life
expr.
Idioms
47
Idioms
hayatının aşkı
the light of someone's life
n.
48
Idioms
hayatının gözden geçirdiğin an
come-to-jesus moment
n.
49
Idioms
(birinin) iş hayatının doruğu
zenith of (one's) career
n.
50
Idioms
hayatının şansı
once-in-a-lifetime chance
n.
51
Idioms
hayatının şansı
once-in-a-lifetime opportunity
n.
52
Idioms
hayatının fırsatı
once-in-a-lifetime opportunity
n.
53
Idioms
hayatının fırsatı
once-in-a-lifetime chance
n.
54
Idioms
hayatının/yaşamının dönüm noktası
milestone in someone's life
n.
55
Idioms
hayatının övgüsü/iltifatı
praise from sir hubert
n.
56
Idioms
(ölen/hayatının sonuna yaklaşmış biri için) iyi bir yaşam
a good innings [uk/australia]
n.
57
Idioms
(ölen/hayatının sonuna yaklaşmış biri için) uzun bir yaşam
a good innings [uk/australia]
n.
58
Idioms
hayatının korkusu
the fright of your life
n.
59
Idioms
hayatının şoku
the fright of your life
n.
60
Idioms
(birinin) hayatının ışığı
the light of (one's) life
n.
61
Idioms
hayatının ışığı
the light of your life
n.
62
Idioms
hayatının en eğlenceli/heyecanlı/keyifli zamanı
the time of (one's) life
n.
63
Idioms
hayatının en eğlenceli/heyecanlı/keyifli zamanı
the time of your life
n.
64
Idioms
hayatının en eğlenceli vakti/zamanı
time of one's life
n.
65
Idioms
hayatının en keyifli vakti/zamanı
time of one's life
n.
66
Idioms
hayatının baharında ölmek
die in harness
v.
67
Idioms
birine hayatının şokunu yaşatmak
give one the shock of one's life
v.
68
Idioms
hayatının şokunu yaşamak
have the shock of one's life
v.
69
Idioms
hayatının aşkı olmak
be the love of someone's life
v.
70
Idioms
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış olmak
past someone's prime
v.
71
Idioms
hayatının geri kalanını (bir yerde vb) geçirmek/yaşamak
live out one's days
v.
72
Idioms
hayatının geri kalanını (bir yerde vb) geçirmek/yaşamak
live out one's life
v.
73
Idioms
hayatının şokunu yaşamak
get the shock of one's life
v.
74
Idioms
(çok sevilen birisi için) birinin hayatının ışığı olmak
be the light of somebody's life
v.
75
Idioms
hayatının baharında ölmek
cut (one) down in (one's) prime
v.
76
Idioms
hayatının en parlak evresinde ölmek
cut (one) down in (one's) prime
v.
77
Idioms
hayatının baharında ölmek
cut someone off (or down) in their prime
v.
78
Idioms
hayatının en parlak evresinde ölmek
cut someone off (or down) in their prime
v.
79
Idioms
hayatının baharında ölmek
cut (one) off in (one's) prime
v.
80
Idioms
hayatının en parlak evresinde ölmek
cut (one) off in (one's) prime
v.
81
Idioms
hayatının baharında ölmek
cut someone off (or down) in their prime
v.
82
Idioms
hayatının en parlak evresinde ölmek
cut someone off (or down) in their prime
v.
83
Idioms
hayatının son günlerini geçirmek
end (one's) days
v.
84
Idioms
hayatının son günlerini bir yerde/bir şekilde geçirmek
end your days/life (in something)
v.
85
Idioms
hayatının korkusunu yaşamak
get the fright of (one's) life
v.
86
Idioms
hayatının şokunu yaşamak
get the fright of (one's) life
v.
87
Idioms
hayatının şaşkınlığını yaşamak
get the fright of (one's) life
v.
88
Idioms
(birine) hayatının korkusunu yaşatmak
give (someone) the fright of (someone's) life
v.
89
Idioms
(birine) hayatının şokunu yaşatmak
give (someone) the fright of (someone's) life
v.
90
Idioms
(birine) hayatının şaşkınlığını yaşatmak
give (someone) the fright of (someone's) life
v.
91
Idioms
hayatının korkusunu yaşamak
receive the fright of (one's) life
v.
92
Idioms
hayatının şokunu yaşamak
receive the fright of (one's) life
v.
93
Idioms
hayatının şaşkınlığını yaşamak
receive the fright of (one's) life
v.
94
Idioms
hayatının sonuna kadar çalışmaya devam etmek
die in harness
v.
95
Idioms
hayatının tehlikede olduğundan korkmak
be in fear of one's life
v.
96
Idioms
hayatının tehlikede olduğundan korkmak
go in fear of one's life
v.
97
Idioms
hayatının kalanını geçirmek
spend the rest of (one's) days
v.
98
Idioms
hayatının kalan kısmını geçirmek
spend the rest of (one's) days
v.
99
Idioms
ömrünün/hayatının geri kalanını geçirmek
spend the rest of (one's) days
v.
100
Idioms
hayatının kalanını geçirmek
spend the rest of (one's) life
v.
101
Idioms
hayatının kalan kısmını geçirmek
spend the rest of (one's) life
v.
102
Idioms
ömrünün/hayatının geri kalanını geçirmek
spend the rest of (one's) life
v.
103
Idioms
hayatının sonuna yaklaşmış olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
104
Idioms
hayatının sonuna yaklaşmak
be not long for this world
v.
105
Idioms
(birinin) hayatının ışığı olmak
be the light of (one's) life
v.
106
Idioms
hayatının sonuna yaklaşmak
be circling (the drain)
v.
107
Idioms
hayatının son günlerini yaşamak/geçirmek
end (one's) life
v.
108
Idioms
hayatının son günlerini geçirmek
end your days
v.
109
Idioms
hayatının son günlerini geçirmek
end your life
v.
110
Idioms
hayatının en eğlenceli vaktini geçirmek
have the time of life
v.
111
Idioms
hayatının en eğlenceli vaktini geçirmek
have the time of your life
v.
112
Idioms
hayatının geri kalanını (bir yerde, bölgede) geçirmek/yaşamak
live out days
v.
113
Idioms
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış
past (someone's or something's) prime
adj.
114
Idioms
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış
past prime
adj.
115
Idioms
hayatının en parlak evresinde
in its prime
expr.
116
Idioms
hayatının baharında
in one's prime
expr.
117
Idioms
hayatının baharında
in the prime of life
expr.
118
Idioms
hayatının baharında
in its prime
expr.
119
Idioms
hayatının en parlak evresinde
in one's prime
expr.
120
Idioms
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca
till (one's) dying day
expr.
121
Idioms
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca
to (one's) dying day
expr.
122
Idioms
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca
until (one's) dying day
expr.
123
Idioms
… hayatının doruğunda/zirvesinde
at the summit of (one's) success
expr.
124
Idioms
(biri) hayatının son evresinde
(one's) race is run
expr.
125
Idioms
(biri) hayatının sonuna gelmiş
(one's) race is run
expr.
126
Idioms
(birinin/bir hayvanın) hayatının sonu geldi
(someone's or something's) time has come
expr.
127
Idioms
(biri/bir hayvan) hayatının sonuna geldi
(someone's or something's) time has come
expr.
128
Idioms
hayatının en parlak evresinde
at (one's) best
expr.
129
Idioms
hayatının zirvesinde
at (one's) best
expr.
130
Idioms
hayatının deneyimi
once-in-a-lifetime experience
expr.
131
Idioms
hayatının sonuna kadar
till/to/until your dying day
expr.
132
Idioms
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca
to your dying day
expr.
Speaking
133
Speaking
az önce hayatının en büyük hatasını yaptın
you just made the biggest mistake of your life
n.
134
Speaking
hayatının en önemli anı
the most important moment of his life
n.
135
Speaking
hayatının en önemli anı
the most important moment of her life
n.
136
Speaking
hayatının fırsatı
the opportunity of a lifetime
n.
137
Speaking
hayatının tehlikede olduğunu söylüyor
he says his life's in danger
expr.
138
Speaking
hayatının aşkı
the love of one's life
expr.
139
Speaking
hayatının sıkıcı mı olduğunu düşünüyorsun?
do you think your life is boring?
expr.
140
Speaking
hayatının son yıllarında
late in his/her life
expr.
141
Speaking
hayatının hatasını yaptın
you made the worst mistake of your life
expr.
142
Speaking
hayatının sonuna kadar seninle birlikte olacak
she/he will be with you for the rest of your life
expr.
Trade/Economic
143
Trade/Economic
iş hayatının gidişine ait yapılan tahminler
business forecasting
n.
Law
144
Law
kişinin özel hayatının korunması
protection of individual privacy
n.
Media
145
Media
hayatının/hayallerinin fırsatı
a dream ticket [uk]
n.
Biology
146
Biology
hayatının tamamını veya bir aşamasını yer altında geçiren
geophilic
adj.
147
Biology
hayatının tamamını veya bir aşamasını yer altında geçiren
geophilous
adj.
Zoology
148
Zoology
hayvan gelişiminde hayvanların hayatının ilk ve gençlik evrelerinin araştırıldığı bilim dalı
nealogy
n.
Botanic
149
Botanic
hayatının bir kısmında epifit olan bitki
hemiepiphyte
n.
150
Botanic
hayatının bir kısmında üstbitken olan bitki
hemiepiphyte
n.
151
Botanic
hayatının bir kısmında epifit olan bitki
semiepiphyte
n.
152
Botanic
hayatının bir kısmında üstbitken olan bitki
semiepiphyte
n.
Literature
153
Literature
(washington irvin'in hikayesinde) hayatının yirmi yılını uykuda geçirdikten sonra tamamen değişmiş bir dünya ile karşılaşan serseri bir karakter
rip van winkle
n.
Painting
154
Painting
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim
ash can
n.
155
Painting
20. yüzyılın başlarında abd'de çizilmiş, şehir hayatının gerçekçi sahnelerini tasvir eden bir resim
ashcan school
n.
156
Painting
1907'de abd'de kurulan, şehir hayatının kirli yönlerini tasvir eden bir sanat akımı
ash can school
n.
157
Painting
1907'de abd'de kurulan, şehir hayatının kirli yönlerini tasvir eden bir sanat akımı
ashcan school
n.
158
Painting
1907'de abd'de kurulan, şehir hayatının kirli yönlerini tasvir eden bir sanat akımı
eight
n.
Slang
159
Slang
hayatının bazı alanlarında sorunlar yaşayan biseksüel kişi
disaster bi
n.
160
Slang
mahalle hayatının iyi ve kötü yönleriyle ilgili
hood
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hayatının
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy