haze - Türkisch Englisch Wörterbuch

haze

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "haze" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 34 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
haze n. pus
General
haze n. sis
The morning haze is common in San Francisco.
San Francisco'da sabah sisi yaygındır.

More Sentences
haze n. kafa karışıklığı
The family is in a haze of shock and grief after his death.
Aile onun ölümünden beri şok ve kederin yarattığı kafa karışıklığı içinde.

More Sentences
haze v. canından bezdirmek
Newcomers are scared of being hazed.
Yeni gelenler canından bezdirilmekten korkuyor.

More Sentences
Medical
haze n. bulanıklık
This is a haze, it is incomprehensible.
Bu bir bulanıklık, anlaşılmaz bir şey.

More Sentences
General
haze n. ince duman
haze n. belirsizlik
haze n. müphemlik
haze n. şüphe
haze n. hafif sis
haze n. düşünce bulanıklığı
haze n. bulanık zihin
haze n. puslu zihin
haze n. ince toz, tuz taneleri, duman ve su partiküllerinin oluşturduğu bulanıklık
haze v. uğraşmak
haze v. bulanıklaşmak
haze v. (çömezleri) kötü şakalarla üzmek
haze v. gereksiz veya zor işlerle bezdirmek
haze v. sis basmak
haze v. sisle kaplamak
Technical
haze n. duman
haze n. blum
Marine
haze v. aşağılayıcı görevlerle rahatsız etmek
Food Engineering
haze n. bulanıklık
haze n. pus
haze n. bira veya şarapta bulanıklığa sebep olan madde
Geography
haze n. hafif sis
haze n. pus
Meteorology
haze n. hafif sis
haze n. kuru duman
haze n. kuru pus
haze n. pus
Archaic
haze v. çiseleyip sis kaplanmak
Engineering
haze n. cam veya plastiğin bulanıklık derecesi

Bedeutungen, die der Begriff "haze" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 39 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
damp haze n. hafif sis
thick haze n. kalın sis/pus
summer haze n. yaz pusu
haze [dialect] v. at sırtında gütmek
haze [dialect] [uk] v. güneşte kurutarak çeşnilendirmek
haze [us] [canada] v. (okul arkadaşıyla) alay etmek
haze [dialect] [uk] v. fiziksel ceza ile aşağılamak
haze [us] [canada] v. dalga geçmek
haze [dialect] v. at sırtında sürmek
Phrasals
haze over v. bulanıklaştırmak
haze over v. belirsizleştirmek
haze over v. sisle kaplanmak
haze over v. buğulanmak
Colloquial
in a drunken haze expr. sarhoş kafayla
Idioms
in a haze expr. zihni bulanık
in a haze expr. zihni/kafası karışmış
Technical
heat haze n. ısının görünümü bulanıklaştırması
heat haze n. ısı kaynaklı bulanıklaşma
heat haze n. serap
Aeronautic
determination of haze n. pus tayini
Optics
capsular haze n. kapsül kesafeti
corneal haze n. kornea bulanıklığı
vitreous haze n. vitreus bulanıklığı
Zoology
haze grouse n. çil
haze grouse n. dağtavuğu
Environment
coefficient of haze n. sis katsayısı
Meteorology
regional haze n. bölgesel pus
haze line n. kuru duman hattı
optical haze n. optik pus
dry haze n. kuru pus
layered haze n. tabakalı kuruduman
damp haze n. nemli sis
damp haze n. hafif yaş pus
damp haze n. hafif sis pusu
haze limit n. sis sınırı
haze top n. sis üst sınırı
Military
smoke haze n. pus
smoke haze n. hafif sis
Modern Slang
amnesia haze n. thc içeriği yüksek bir esrar türü