için cezalandırmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

için cezalandırmak



Bedeutungen von dem Begriff "için cezalandırmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
için cezalandırmak punish someone for something v.
Phrasals
için cezalandırmak discipline for v.
için cezalandırmak punish for v.

Bedeutungen, die der Begriff "için cezalandırmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 30 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç tawse [scottish] n.
eskiden çocukları cezalandırmak için kullanılan püsküllü deri kırbaç taws [scottish] n.
cezalandırmak/yola getirmek için yapılan muamele treatment n.
eskiden dedikoducuları cezalandırmak için kullanılan metal çerçeveli bir alet brank n.
ıslah etmek için cezalandırmak chasten v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay one's hands on v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay hands on v.
ibreti alem için cezalandırmak punish as a warning or deterrent to others v.
cezalandırmak için (sopa, kamçı ile) vurmak lay v.
cezalandırmak için kötülük yapmak hang v.
Phrasals
(birini bir şey) için cezalandırmak discipline (one) for (something) v.
(birini/kendini bir şey) için cezalandırmak punish (someone or oneself) for (something) v.
Idioms
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık stick to beat (someone or something) with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık a rod to beat somebody with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık a stick to beat somebody with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık stick to beat (someone or something) with n.
üstüne gitmek/cezalandırmak için bulunan açık a stick with which to beat someone [brit] n.
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık a rod to beat somebody with n.
birinin üstüne gitmek/birini cezalandırmak için bulunan açık a stick to beat somebody with n.
ibreti alem için cezalandırmak make an example of v.
öldürmek/cezalandırmak/intikam için peşine düşmek be after somebody's blood v.
(birini) ibreti alem için cezalandırmak make an example (out) of (one) v.
Technical
mahkumları cezalandırmak için kullanılan hızla dönen ahşap kafes whirligig n.
Religious
münzevilerin kendilerini disipline etmek veya cezalandırmak için kırbaçlaması flagellantism n.
Military
geçmişte orduda askerleri cezalandırmak için askerlerin sürmesi istenen ata benzeyen kereste timber mare n.
Sport
ragbide hakemin serbest vuruş veya penaltıya itiraz eden tarafı cezalandırmak için serbest vuruş noktasını dokuz metre ileriye çekmesi kuralı ten-yard rule n.