için doğal - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

için doğal



Bedeutungen von dem Begriff "için doğal" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
için doğal natural to prep.

Bedeutungen, die der Begriff "için doğal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 36 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
devletçe kamunun kullanımı ve yararı için korunan ve doğal güzellik ve özelliklere sahip bölge national park n.
doğal afetlerde hayvanların korunması için oluşturulan plan animal disaster plan n.
doğal kaynakları veya kamu arazilerini şahsi çıkar için tahsis etme giveaway n.
nesneleri bir arada tutmak için kullanılan, esnek yapılı doğal veya sentetik kauçuk halka gum band [pennsylvania] n.
abd'nin sınırları dışındaki bölgelerde gerçekleşen doğal ve beşeri afetlerin yarattığı hasarı azaltmak için yürüttüğü programlar foreign humanitarian assistance n.
Phrasals
tiyatroda seyircinin sesi iyi duyabilmesi için doğal görünmese bile yüzünü ve vücudunu seyirciye doğru çevirmek cheat out v.
(bir çeşit maden/doğal kaynak) için araştırma yapmak prospect for (something) v.
(bir çeşit maden/doğal kaynak) için bir bölgeyi araştırmak prospect for (something) v.
Idioms
'-nin için doğal bir şey olmak come easily to (one) v.
'-nin için doğal bir şey olmak come easy to (one) v.
biri için doğal bir şey olmak come easily, naturally to somebody v.
için doğal bir şey olmak come easy to v.
Trade/Economic
bir ülkenin zenginleştikçe artan ihtiyaçları karşılamak için daha fazla doğal kaynak kullanması affluence trap n.
shetland ve orkney adalarında mera gibi doğal kaynakların kullanımı için devletin aldığı vergi scat n.
Law
elektrik, doğal gaz gibi kamu hizmetleri için kullanılan toprak way n.
Industry
tuz üretimi için deniz suyunu doğal olarak buharlaştıran bir sistem salt garden n.
Technical
sıvılaştırılmış doğal gaz için tesisat ve donanımlar installation and equipment for liquefied natural gas n.
doğal bir unsuru elde etmek için işlemek mine v.
Petrol
sondajı tamamlanmış ve üretim safhasına geçmiş petrol, doğal gaz, jeotermal vs. kuyularında; bakım, onarım veya geliştirme için yapılan operasyonların tümü workover n.
Medical
doğal iyileşmeyi teşvik için gıda, egzersiz, ısı gibi yöntemler kullanma naturopathism n.
protezi daha doğal göstermek için yapılan estetik uygulama cosmesis n.
Math
başka bir sistemdeki logaritmaları elde etmek için tüm doğal logaritmalarının çarpılması gereken sayı modulus of a system of logarithms n.
Chemistry
fraksiyonel damıtma solventleri, kimyasalları, doğal ürünleri, petrolü, biyodizeli, ham petrolü ve diğer malzemeleri saflaştırmak için kullanılan bir tekniktir fractional distillation is a technique used to purify solvents, chemicals, natural products, petroleum, biodiesel, crude oil, and other materials expr.
Zoology
(bitki örtüsü, kayalık) vahşi hayvanlar için doğal sığınak ve koruma sağlayan faktörler cover n.
hayvan için doğal kamuflaj görevi gören apatetic adj.
Forestry
kütükleri akıntıya yuvarlamak için yapılmış doğal veya yapay eğim rollway n.
Linguistics
sözcük gruplarının vurgu ve etki yaratmak için kasten doğal olmayan yönde değiştirilmesi hypallage n.
Religious
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri theological virtue n.
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdemden (inanç, umut ve merhamet) biri supernatural virtue n.
hristiyan ahlakına göre doğal erdemler için bütünleyici olması için tanrı tarafından yaratılan üç erdem: inanç, umut ve merhamet theological virtues n.
Environment
toprak ve su ortamındaki çevre kirliliğine yol açan maddeleri yok etmek için doğal yollarla oluşan ya da yapay olarak oluşturulan mikroorganizmaların kullanılması bioremediation n.
dünya doğa ve doğal kaynakları koruma birliği ve dünya doğayı koruma vakfı tarafından ülkelerin ekosistemlerini korumalarına yardımcı olmak için başlatılmış bir strateji world conservation strategy n.
doğal kaynakların korunması için önem arz eden bilgilerin sahada uygulayan çalışma alanı conservation n.
halkın eğlenip dinlenmesi için ayrılmış doğal güzellik alanı scenic reserve [new zealand] n.
Military
doğal afet veya düşman saldırısı durumunda can ve mal kaybını önlemek için sivil gönüllülerden oluşan bir organın aldığı acil durum önlemleri civil defense (cd) n.
Photography
doğal renklerde bir fotoğraf etkisi vermek için çok hafif bir baskının vernikle yarı saydam hale getirilip arkası renklendirilmiş daha koyu renkli bir baskı üzerine koyulmasıyla elde edilen bir resim hellenotype n.