işletilen - Türkisch Englisch Wörterbuch

işletilen

Bedeutungen von dem Begriff "işletilen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
işletilen operated adj.
This system can be operated independently of the Community's legislative process.
Bu sistem Topluluğun yasama sürecinden bağımsız olarak işletilebilir.

More Sentences

Bedeutungen, die der Begriff "işletilen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 41 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
otobüs gibi kamunun ihtiyaçlarına yönelik işletilen araç public service vehicle n.
elle işletilen makine manual n.
sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı meals on wheels [uk] n.
işletilen kimse mooch n.
amerikalılar tarafından işletilen (otel, benzin istasyonu) american-owned n.
devlet tarafından işletilen state-run adj.
düzgün işletilen well operated adj.
iyi işletilen well operated adj.
makine veya aletle üretilen veya işletilen mechanical adj.
düzenek veya makine ile işletilen mechanical adj.
yabancı ülkede işletilen offshore adj.
sivillerce işletilen civilian adj.
Trade/Economic
devlet tarafından işletilen şirket state-run company n.
kar amacıyla işletilen sigorta şirketi stock insurance company n.
makul faiz oranları ile ödünç para veren ve devlet tarafından işletilen tefeci mont-de-piété n.
ulusal aracı kuruluşlar birliği tarafından işletilen otomatik bir ticaret sistemi portal n.
iyi işletilen well-run adj.
Politics
devlet tarafından işletilen state-run adj.
devletçe işletilen state-run adj.
devlet tarafından işletilen state-operated adj.
devletçe işletilen state-operated adj.
hükümetçe işletilen government-run adj.
hükümet tarafından işletilen government-run adj.
hükümetçe işletilen government-operated adj.
hükümet/devlet tarafından işletilen/çalıştırılan government-run adj.
hükümet tarafından işletilen government-operated adj.
Tourism
fiilen işletilen yatak actually operated bed n.
Technical
ayakla işletilen anahtar foot operated switch n.
büyük mekanik olarak işletilen buharlı bir kazıcı veya ekskavatör steam shovel n.
işletilen prosedür employed procedure n.
pozitif basınçla işletilen kanalizasyon sistemi positive pressure driven sewerage system n.
kesintisiz işletilen continuous adj.
Automotive
ayakla işletilen karbüratör kontrolü foot operated throttle control n.
sürücü ile işletilen harici kontroller driver operated external controls n.
Aeronautic
air france ve diğer taşıyıcılar tarafından işletilen gds amadeus n.
havayolu şirketleri tarafından işletilen ve genellikle sık uçuşlarla kısa mesafeleri kapsayan bir servis air shuttle n.
optik fiberler ile işletilen sistemlerle sağlanan uçak kontrolü fly-by-light n.
Medical
avustralya devleti tarafından işletilen ve kamuca finanse edilen bir evrensel sağlık hizmetleri sistemi medicare [australia] n.
Agriculture
ortak işletilen çiftlik township [scottish] n.
Education
yerleşik eğitim kurumlarının dışında işletilen okul homeschool n.
Abbreviation
abd donanması'na ait ve donanma tarafından işletilen bir perakende mağaza zinciri nex n.