ikamet

Bedeutungen von dem Begriff "ikamet" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	ikamet	residence n.
He must also take out sickness insurance cover for his first four years of residence. Ayrıca ikametinin ilk dört yılı için hastalık sigortası yaptırmalıdır. More Sentences
General
2	General	ikamet	residency n.
I have permission for residency for ten years. On yıl boyunca ikamet iznim var benim. More Sentences
Law
3	Law	ikamet	residence n.
To this end, the European citizenship we create must no longer be based on nationality but on residence. Bu amaçla, yarattığımız Avrupa vatandaşlığı artık uyruğa değil ikamete dayalı olmalıdır. More Sentences
General
4	General	ikamet	sojourn n.
5	General	ikamet	abode n.
6	General	ikamet	habitation n.
7	General	ikamet	residing n.
8	General	ikamet	dwelling n.
9	General	ikamet	sejour n.
10	General	ikamet	inhabitancy n.
11	General	ikamet	stay n.
12	General	ikamet	tarry n.
13	General	ikamet	mansionry [obsolete] n.
14	General	ikamet	inhabitancy n.
15	General	ikamet	housing n.
16	General	ikamet	resiance n.
17	General	ikamet	res (residency) abrev.
18	General	ikamet	res (residence) abrev.
Law
19	Law	ikamet	abode n.
20	Law	ikamet	habitation n.
21	Law	ikamet	commorancy n.
22	Law	ikamet	commorance n.
23	Law	ikamet	inhabitance n.
Archaic
24	Archaic	ikamet	wone n.
Slang
25	Slang	ikamet	rez [canada] n.

Bedeutungen, die der Begriff "ikamet" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 249 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	ikamet etmek	reside v.
There are approximately thirteen million third-country subjects who reside within European territory. Avrupa topraklarında ikamet eden yaklaşık on üç milyon üçüncü dünya ülkesi vatandaşı bulunmaktadır. More Sentences
2	Common Usage	ikamet etmek	dwell v.
General
3	General	ikamet eden	resident n.
I do not think, however, that there are many offspring of European residents in the Turkish Parliament. Bununla birlikte, Türk Parlamentosunda Avrupa'da ikamet edenlerin çocuklarının çok fazla olduğunu düşünmüyorum. More Sentences
4	General	ikamet edilen yer	residence n.
The most important criterion in the European Union is not that of nationality but that of a person's place of residence. Avrupa Birliği'nde en önemli kriter vatandaşlık değil, kişinin ikamet ettiği yerdir. More Sentences
5	General	ikamet izni	residence permit n.
We also propose greater flexibility concerning the student residence permit. Ayrıca öğrenci ikamet iznine ilişkin daha fazla esneklik öneriyoruz. More Sentences
6	General	ikamet etme	residence n.
Members of armed forces (excluding residence of military barracks) and women on child-care leave are included. Silahlı kuvvetler mensupları (kışlalarda ikamet edenler hariç) ve çocuk bakım izninde olan kadınlar dahildir. More Sentences
7	General	ikamet yeri	abode n.
The poor old man doesn't have a fixed abode. Zavallı ihtiyarın belirli bir ikamet yeri yok. More Sentences
8	General	ikamet yeri	place of residence n.
The tax system is the responsibility of the Member States and it is decided in accordance with the place of residence. Vergi sistemi Üye Devletlerin sorumluluğundadır ve ikamet yerine göre belirlenir. More Sentences
9	General	ikamet adresi	residential address n.
Your request has been denied because you have no valid residential address. Geçerli bir ikamet adresiniz olmadığı için talebiniz reddedilmiştir. More Sentences
10	General	ikamet etmek	live v.
Do you live in this building? Siz bu binada mı ikamet ediyorsunuz? More Sentences
11	General	ikamet etmek	dwell in v.
He dwells in the country. O, kırsalda ikamet ediyor. More Sentences
12	General	ikamet etmek	reside v.
People must be able to reside throughout Europe. İnsanlar Avrupa'nın her yerinde ikamet edebilmelidir. More Sentences
13	General	ikamet etmek	abide v.
He abode at London. Londra'da ikamet ediyordu. More Sentences
14	General	ikamet etmek	reside in v.
The project is only accepting backers who reside in Japan. Proje yalnızca Japonya'da ikamet eden destekçileri kabul ediyor. More Sentences
15	General	ikamet etmek	live v.
Do you live in this building? Bu binada mı ikamet ediyorsunuz? More Sentences
Law
16	Law	ikamet etmek	reside v.
Your legal nationality could be anywhere you are allowed to reside. Yasal uyruğunuz, ikamet etmenize izin verilen herhangi bir yerde olabilir. More Sentences
17	Law	ikamet eden	residing adj.
The problem is with Danish nationals or other nationals residing outside Denmark. Sorun Danimarka vatandaşları ya da Danimarka dışında ikamet eden diğer vatandaşlarla ilgili. More Sentences
18	Law	ikamet eden	resident adj.
It is frequently difficult for temporary residents to obtain local insurance cover at a reasonable price. Geçici ikamet edenler için makul bir fiyata yerel sigorta teminatı almak genellikle zordur. More Sentences
Politics
19	Politics	ikamet ettiği ülke	country of residence n.
Interrail is not valid in your country of residence. Interrail ikamet ettiğiniz ülkede geçerli değildir. More Sentences
20	Politics	ikamet izni	residence permit n.
Under which circumstances is the long-term residence permit cancelled? Uzun dönem ikamet izni hangi durumlarda iptal edilir? More Sentences
General
21	General	ikamet eden kimse	resident n.
22	General	ikamet belgesi	residence permit n.
23	General	ikamet adresi	permanent address n.
24	General	ikamet beyannamesi	declaration of residence n.
25	General	ikamet eden kimse	denizen n.
26	General	ikamet eden kimse	indweller n.
27	General	ikamet eden kimse	citizen n.
28	General	ikamet eden	inhabitant n.
29	General	ikamet eden kimse	habitant n.
30	General	ikamet etme (bir yerde)	abode n.
31	General	ikamet tezkeresi	residence permit n.
32	General	baba mahallinde ikamet	patrilocal residence n.
33	General	ikamet adresi	current address n.
34	General	sakin (bir yerde ikamet eden)	inmate n.
35	General	ikamet eden kimse	shacker n.
36	General	ikamet tezkeresi	permit of residence n.
37	General	ikamet değişikliği	change of residence n.
38	General	ikamet etmeme hali	nonresidence n.
39	General	kadın sakin (bir yerde ikamet eden)	inhabitress n.
40	General	ikamet etmeyen	non-resident n.
41	General	ikamet edilen devlet	state of residence n.
42	General	ikamet senedi	certificate of residency n.
43	General	geçici ikamet	sojourn n.
44	General	ikamet edilen yer (adres)	habitual place of abode n.
45	General	ikamet etmeyen	nonresident n.
46	General	ikamet eden nüfus	resident population n.
47	General	ikamet belgesi	residence certificate n.
48	General	kısa ikamet	tarry n.
49	General	daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse	nonimmigrant [usa] n.
50	General	belirli bir yerde ikamet etmeme	nonresidence n.
51	General	ikamet yeri	biding [obsolete] n.
52	General	ikamet eden	liver n.
53	General	feodal lordun ikamet ettiği ev	mansion house n.
54	General	topluca ikamet edilen evler	mansonry n.
55	General	ikamet etme	mansion [obsolete] n.
56	General	ikamet etme	habitat n.
57	General	ikamet yeri	habitance [obsolete] n.
58	General	ikamet yeri	habitancy n.
59	General	ikamet yeri	bold [obsolete] n.
60	General	eskiden kuzeybatı florida'da yaşamış olup günümüzde güney florida'da ikamet eden seminolelerin bir kısmını oluşturan amerikan yerli kabilesi	mikasuki n.
61	General	güney dakota'nın batı-orta kesiminde ikamet eden bir amerikan yerli kabilesine mensup kimse	minneconjou n.
62	General	bir yerde ikamet eden kadın	inhabitress n.
63	General	asıl ikamet yeri	homeland n.
64	General	asıl ikamet yeri	hometown n.
65	General	ikamet etme	occupancy n.
66	General	ikamet etme	commoration n.
67	General	ikamet yeri	ferm n.
68	General	ikamet eden kimse	inhabitor n.
69	General	ikamet etme	inhabitancy n.
70	General	ikamet adresi	inhabitancy n.
71	General	ikamet temelli ayrımcılık	postcode discrimination n.
72	General	savoy'da ikamet eden kimse	savoyard n.
73	General	(bir yerde) ikamet etme	conversation [obsolete] n.
74	General	ikamet değişimi	shift [dialect] [uk] n.
75	General	şehirde ikamet etmeyen seçkin kimselere verilen şehir vatandaşlığı	freedom of the city n.
76	General	geçici ikamet	sojourning n.
77	General	(ingiltere kilisesi ruhban sınıfından) toprak sahibi kimsenin ikamet yeri	squarsonage [uk] n.
78	General	ikamet yeri	house n.
79	General	dini bir bölgede mülkü bulunup farklı bir yerde ikamet eden kimse	outdweller n.
80	General	ikamet eden kimse	residenter [us/scotland] n.
81	General	resmi konutta ikamet eden rahip	residentiary n.
82	General	bir yerde ikamet eden kimse	residentiary n.
83	General	bir yerde ikamet eden kimse	resider n.
84	General	ikamet süresi	residence n.
85	General	ikamet süresi	residentship n.
86	General	ikamet edilen dönem	residence n.
87	General	ikamet etmek	dwell v.
88	General	ikamet etmek	sojourn in v.
89	General	ikamet ettirmek	domicile v.
90	General	ikamet etmek	stay v.
91	General	ikamet etmek	inhabit v.
92	General	ikamet etmek	indwell v.
93	General	oturmak (ikamet vb)	reside v.
94	General	ikamet ettirmek	domicil v.
95	General	-de ikamet etmek	reside v.
96	General	ikamet etmek	be domiciled v.
97	General	geçici olarak ikamet etmek	sojourn v.
98	General	ikamet etmek	tarry v.
99	General	ikamet etmek	tarry v.
100	General	yeniden ikamet etmek	reinhabit v.
101	General	ikamet etmek	remain [obsolete] v.
102	General	ikamet etmek	tenant v.
103	General	ikamet etmek	set up one's staff v.
104	General	(şehir, ülke) ikamet etmek	come (from) v.
105	General	ikamet etmek	empeople [obsolete] v.
106	General	ikamet etmek	habit [obsolete] v.
107	General	ikamet etmek	win [dialect] [uk] v.
108	General	içinde ikamet etmek	inexist v.
109	General	ikamet etmek	come v.
110	General	ikamet etmek	inhabitate [obsolete] v.
111	General	bir yerde ikamet etmek	people v.
112	General	insanlar tarafından ikamet edilmek	people v.
113	General	(bir yerde) ikamet etmek	converse [obsolete] v.
114	General	ikamet etmeyen	nonresident adj.
115	General	oturan (ikamet vb)	dwelt adj.
116	General	ikamet eden	situated adj.
117	General	ikamet etmeyen	non-resident adj.
118	General	kırsal alanda ikamet eden	agrestial adj.
119	General	kendi vatanında ikamet etmeyen kimseyle ilgili	nondomiciled adj.
120	General	kendi vatanında ikamet etmeyen kimseye ait	nondomiciled adj.
121	General	kendi vatanında ikamet etmeyen	nondomiciled adj.
122	General	ikamet edilemez	unhabitable adj.
123	General	ikamet edeni olmayan	unpeopled adj.
124	General	ikamet edeni olmayan	unpopulated adj.
125	General	tek bir yerde ikamet eden	mansionary adj.
126	General	ikamet eden	mansionary adj.
127	General	ikamet eden	occupied adj.
128	General	ikamet etmeye uygun	occupiable adj.
129	General	ortak ikamet ile ilgili	coresidential adj.
130	General	birlikte ikamet eden	coresident adj.
131	General	ikamet eden	resiant adj.
132	General	ikamet yeri olarak	residentially adv.
133	General	ikamet eden anlamı veren son ek	-ite suf.
134	General	ikamet eden anlamı veren son ek	-cola suf.
135	General	ikamet eden anlamında son ek	-ote suf.
136	General	ikamet etmekte	res (resides) abrev.
Phrasals
137	Phrasals	ikamet etmek	live with v.
138	Phrasals	ikamet etmek	hang out v.
139	Phrasals	iş yerinin dışında yaşamak/ikamet etmek	live out v.
140	Phrasals	hizmetçi/temizlikçi olarak çalıştığı evin dışında ikamet etmek	live out v.
141	Phrasals	çalışma alanının dışında yaşamak/ikamet etmek	live out v.
142	Phrasals	ile ikamet etmek	reside with v.
Colloquial
143	Colloquial	bir yerde ikamet edenler	garrison n.
144	Colloquial	uzun süredir ikamet eden kimse	oldtimer n.
Idioms
145	Idioms	birleşik krallık maliye bakanının ikamet adresi	11 downing street n.
146	Idioms	birleşik krallık maliye bakanının ikamet adresi	number 11 [uk] n.
147	Idioms	birleşik krallık maliye bakanının ikamet adresi	10 downing street n.
148	Idioms	birleşik krallık başbakanının ikamet adresi	downing street n.
149	Idioms	ikamet etmek	hang your hat [us] v.
150	Idioms	(bir yerde) sürekli ikamet etmek	hang one's hat (up) (somewhere) v.
151	Idioms	ikamet etmek	hang hat v.
152	Idioms	bir süreliğine bir yerde ikamet eden ve çalışan	in residence expr.
153	Idioms	bildiklerini/tecrübesini paylaşmak ve çalışmak için bir süreliğine bir kurumda ikamet eden	in residence expr.
Trade/Economic
154	Trade/Economic	ikamet edenler	habitants n.
155	Trade/Economic	ikamet maksadıyla kullanılan bina	dwelling n.
156	Trade/Economic	ikamet etme	lodgment n.
157	Trade/Economic	yabancı ülkede ikamet	foreign residence n.
158	Trade/Economic	ikamet tezkeresi	residential permit n.
159	Trade/Economic	ikamet etme	lodgement n.
160	Trade/Economic	ikamet süresinin periyodik olarak kısa dönemlere uzatıldığı bir kiracılık biçimi	periodic tenancy n.
161	Trade/Economic	adresinde ikamet eden/oturan	resides in ….address expr.
Law
162	Law	başka bir ülkede ikamet eden mal sahibi	absentee n.
163	Law	ikamet masrafı	lodging expense n.
164	Law	geçici ikamet	sojourn n.
165	Law	yasal ikamet	lawful residence n.
166	Law	ikamet tezkeresi	permit of residence n.
167	Law	kira süresinin bitmesine rağmen mülkte ikamet etmeye devam eden kiracı	tenant at sufferance n.
168	Law	ikamet beyannamesi	declaration of residence n.
169	Law	ikamet hakkı	right of habitation n.
170	Law	mahkemenin kaza bölgesi dışında ikamet etme durumu	non-residence n.
171	Law	müşterek ikamet	co-residence n.
172	Law	ikamet şartı	residence clause n.
173	Law	daimi ikamet	permanent domicile n.
174	Law	mutat ikamet ülkesi	habitual country of residence n.
175	Law	ikamet yerinde bulunamayan sanığın bulunup getirilmesi için mahkeme emri	non est inventus n.
176	Law	geçici ikamet etme	commorance [us] n.
177	Law	ikamet eden kimse	domiciliary n.
178	Law	vatandaşlığın ikamet şartına bağlı olarak yeniden kazanılması	re-acquisition of citizenship by meeting the residence requirement n.
179	Law	vatandaşlığın ikamet şartı aranmaksızın yeniden kazanılması	re-acquisition of citizenship without meeting the residence requirement n.
180	Law	ikamet etmek	inhabit v.
181	Law	ikamet etmek	abide v.
182	Law	ikamet etmek	domiciliate v.
183	Law	ikamet eden	habitant adj.
184	Law	ikamet eden	commorant adj.
185	Law	mahkemenin kaza bölgesi dışında ikamet eden	non-resident adj.
186	Law	mahkemenin kaza bölgesi dışında ikamet eden	nonresident adj.
187	Law	abd'de farklı bir eyaletten (ikamet edilen eyaletten, şirketin kayıtlı olduğu eyaletten)	foreign [us] adj.
Politics
188	Politics	ikamet etme hakkı	right to occupy n.
189	Politics	ikamet ülkesi	country of domicile n.
190	Politics	yabancıların türkiye'de ikamet ve seyahatleri hakkında kanun	law related to residence and travel of foreigners in turkey n.
191	Politics	önceden yaşadığı ikamet ülkesi	country of former habitual residence n.
192	Politics	ikamet eden kimse	denizen n.
193	Politics	ikamet beyannamesi sureti	copy of declaration of residence n.
194	Politics	ikamet beyannamesi	declaration of residence n.
195	Politics	seyahat ve ikamet özgürlüğü	freedom of travel and residence n.
196	Politics	ülkede ikamet eden yabancılar	expatriate residents n.
197	Politics	ikamet edilen ülke	country of residence n.
198	Politics	ikamet ettiğiniz ülke	country of residence n.
199	Politics	ikamet edilen ülke	residence country n.
200	Politics	ikamet ettiğiniz ülke	residence country n.
201	Politics	geçici ikamet eden kişi	temporary resident n.
202	Politics	geçici ikamet	temporary residence n.
203	Politics	yıllık geliri 10 pound olan bir mülkte ikamet eden seçmen	tenpounder [brit] n.
204	Politics	birleşik krallık'ın dışındaki bir yerde ikamet ederek bazı özel hükümet işlerini yerine getirmesi için atanmış ingiliz bakan	minister resident [uk] n.
205	Politics	diplomatların ikamet ettiği veya yaşadığı hükümet binası	diplomatic building n.
206	Politics	valinin ikamet yeri	governorate n.
207	Politics	sovyetler birliği sınırlarında ikamet eden kimse	russian n.
208	Politics	insani ikamet izni	humanitarian residence permit n.
209	Politics	bireyin ikamet adresini değiştirmeksizin istediği yönetim şeklini seçme hakkı	panarchy n.
210	Politics	(abd'nin bazı yerel yönetim bölgelerinde) bölgede yerel mülk sahibi olup belirli bir süre boyunca burada ikamet etmiş kayıtlı seçmen	freeholder n.
211	Politics	(eskiden) ingiltere'de ikamet hakkı olup göçmenlik kontrolüne tabi olmayan kimse	patrial n.
212	Politics	yabancı ülkenin hükümet merkezinde ikamet eden diplomatik görevli	resident n.
213	Politics	iki üst soy vasıtasıyla elde edilen (ingiltere'de ikamet hakkı)	patrial [uk] adj.
Tourism
214	Tourism	kısa süreli ikamet	transient stay n.
215	Tourism	bahsi geçen ülkede ikamet etmeyen ziyaretçilerin ülkedeki turizm faaliyetlerinden oluşan turizm çeşidi	inbound tourism n.
216	Tourism	bir ülkede ikamet edenlerin o ülke dışındaki turizm faaliyetleri	outbound tourism n.
Technical
217	Technical	ikamet yoğunluğu	residential density n.
Architecture
218	Architecture	mevcut yapıya entegre edilmiş, yaşlı anne veya babanın ikamet edebileceği kendine yetebilen konut	granny annexe n.
219	Architecture	mevcut yapıya entegre edilmiş, yaşlı anne veya babanın ikamet edebileceği kendine yetebilen konut	granny flat n.
Forestry
220	Forestry	ormanda ikamet eden	wood adj.
Social Sciences
221	Social Sciences	norveç ve isveç’in bulunduğu yarımadada ikamet eden kimse	northlander n.
222	Social Sciences	(kanada'da) en kuzeyde ikamet eden kimse	northlander n.
223	Social Sciences	eskiden kuzeybatı florida'da yaşamış olup günümüzde güney florida'da ikamet eden seminolelerin bir kısmını oluşturan amerikan yerli kabilesi	miccosukee n.
224	Social Sciences	güney dakota'nın batı-orta kesiminde ikamet eden bir amerikan yerli kabilesine mensup kimse	miniconjou n.
225	Social Sciences	güney dakota'nın batı-orta kesiminde ikamet eden bir amerikan yerli kabilesine mensup kimse	miniconju n.
226	Social Sciences	londra'ya ve londra'da ikamet edenlere ait alışkanlık ve özellikler	londonism n.
227	Social Sciences	uzakta ikamet edip toplumla bir araya gelmek üzere davet edilmiş kimse	corresponding member of a society n.
228	Social Sciences	baba mahallinde ikamet eden	virilocal adj.
229	Social Sciences	yabancı ülkede ikamet eden	overseas adj.
Education
230	Education	öğrencinin ikamet ettiği yerdeki okul dışındaki devlet okuluna kaydolması	open enrollment n.
History
231	History	ırk, ikamet ve meslek belirten resmi belge	reference book [south african] n.
232	History	viking çağı'nda iskandinavlar tarafından sömürgeleştirilen alanlarda ikamet eden kimse	northman n.
233	History	ortaçağ'da iskandinavya'da ikamet eden kimse	northman n.
Geography
234	Geography	kıyının su ile ikamet edilen veya tarım yapılan arazi arasındaki bölümü	foreshore n.
Military
235	Military	müşterek olmayan ikamet maddeleri	noncommon supplies n.
236	Military	gayri kanuni ikamet eden	illegal resident n.
237	Military	ikamet tezkeresi	residence permit n.
Latin
238	Latin	ikamet eden	habitator n.
Archaic
239	Archaic	geçici olarak ikamet etme	tarriance n.
240	Archaic	ikamet eden kimse	wonner n.
241	Archaic	ikamet eden kimse	lodger n.
242	Archaic	ikamet yeri	pitch n.
243	Archaic	geçici ikamet	sojournment n.
244	Archaic	ikamet etmek	nestle v.
245	Archaic	ikamet etmek	bide [dialect] v.
246	Archaic	ikamet etmek	habit v.
247	Archaic	ikamet etmek	won v.
248	Archaic	ikamet etmek	wone v.
249	Archaic	ikamet etmek	sit v.