| Türkisch | Englisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | karmaşık hale getirmek | complicate v. | ||
|
The fact that there are 15 Member States further complicates the procedure. Üye Devlet sayısının 15 olması prosedürü daha da karmaşık hale getirmektedir. More Sentences |
||||
| General | karmaşık hale getirmek | complex v. | ||
|
Secondly, there is an absolute need to make Europe less complex. İkinci olarak Avrupa'yı daha az karmaşık hale getirmeye mutlaka ihtiyaç vardır. More Sentences |
||||
| General | karmaşık hale getirmek | ramify v. | ||
| General | karmaşık hale getirmek | maze [dialect] v. | ||
| General | karmaşık hale getirmek | darken v. | ||
| General | karmaşık hale getirmek | complexify v. | ||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | karmaşık hale getirmek | confuse the issue v. | ||
| Türkisch | Englisch | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | aşırı karmaşık hale getirmek | overcomplicate v. |
| General | fazla karmaşık hale getirmek | over-embellish v. |
| General | gerekenden daha karmaşık hale getirmek | overengineer v. |
| General | daha az karmaşık hale getirmek | disintricate v. |
| Phrasals | ||
| Phrasals | daha karmaşık bir hale getirmek | muck something up v. |
| Phrasals | daha karmaşık bir hale getirmek | muck up something v. |
| Idioms | ||
| Idioms | işleri (bir şeyleri) karmaşıklaştırmak/ daha karmaşık hale getirmek | make a production of something v. |
| Idioms | işleri (bir şeyleri) karmaşıklaştırmak/ daha karmaşık hale getirmek | make a production out of something v. |
| Idioms | daha da karmaşık hale getirmek | open up a can of worms v. |
| Idioms | '-i karmaşık hale getirmek | make a production of v. |