konsantre - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

konsantre



Bedeutungen von dem Begriff "konsantre" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
konsantre concentrated adj.
General
konsantre concentrate n.
konsantre undiluted adj.
Idioms
konsantre on task expr.
Technical
konsantre concentrate n.
konsantre concentrated n.
Food Engineering
konsantre concentrated adj.

Bedeutungen, die der Begriff "konsantre" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 128 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
konsantre olmak concentrate v.
General
konsantre madde concentrate n.
şekerli konsantre süt condensed milk n.
konsantre domates tomato concentrate n.
meditasyon amacıyla kişinin göbek deliğine konsantre olması omphaloskepsis n.
konsantre içecek concentrated drink n.
yeniden konsantre olma reconcentration n.
konsantre edilme compactedness n.
konsantre edilip dondurulmuş portakal suyu orange-juice concentrate n.
konsantre leke çıkarıcı spot remover n.
konsantre olmak pore v.
konsantre olmak concentrate on v.
konsantre olmak pore over v.
konsantre olmak center v.
konsantre olmak centre v.
konsantre olmak concentrate v.
konsantre etmek concentrate v.
konsantre olmak focus attention v.
konsantre olamamak can not concentrate v.
konsantre olamamak be unable to concentrate v.
istenmeyen yan etkilerden kaçınmak için kesintili, çoğunlukla konsantre dozajlarda (ilaç) vermek pulse v.
yeniden konsantre olmak reconcentrate v.
derin bir şekilde konsantre olmak bury v.
diğer her şeyi bir kenara bırakıp aşırı konsantre olmak overfocus v.
konsantre etmek concenter v.
konsantre olmak concentre v.
konsantre edilmiş compacted adj.
konsantre olmuş concentrated adj.
bir noktaya konsantre olmamış unfocussed adj.
bir nesneye konsantre olmamış unfocussed adj.
aşırı derecede konsantre olmuş overfocussed adj.
konsantre bir biçimde concentratedly adv.
konsantre edilmiş şekilde compactedly adv.
Phrasals
konsantre olmak zoom in (on someone or something) v.
konsantre olmak pan in (on someone or something) v.
(birine/bir şeye) konsantre olmak zoom in (on someone/something) v.
tamamen konsantre olmak bear down v.
(bir şeye) tamamen konsantre olmak bear down on (something) v.
birine/bir şeye konsantre olmak concentrate upon someone or something v.
birine/bir şeye konsantre olmak concentrate on someone or something v.
birine/bir şeye konsantre olmak concentrate on (someone or something) v.
'-e konsantre olmak hone in v.
(bir şeye) konsantre olmak hone in on (something) v.
Phrases
bir şeye konsantre olarak with (one's) eye on expr.
Proverb
açken insan konsantre olamaz a hungry belly has no ears
Colloquial
eldeki işe tamamen konsantre olup ustalık sergileyen dialled-in adj.
eldeki işe tamamen konsantre olup ustalık sergileyen dialed in adj.
önündekine konsantre ol eyes down! expr.
Idioms
gürültüden dolayı konsantre olamamak be unable to hear (oneself) think v.
gürültüden dolayı konsantre olamamak be unable to hear yourself think v.
bir şeye konsantre olmak tune in v.
(bir konu üzerinde) konsantre olarak çalışmak get your head down v.
işe konsantre olmak get your head down v.
göreve konsantre olmak get your head down v.
konsantre olarak çalışmak set (one's) shoulder to the wheel v.
(gürültüden) konsantre olamamak can barely hear (oneself) think v.
gürültüden konsantre olamamak/sağlıklı düşünememek can hardly hear (oneself) think v.
gürültüden konsantre olamamak/sağlıklı düşünememek can't hear yourself think v.
bir şeye konsantre olmak keep your mind on something v.
konsantre şekilde ilerlemek make (one's) way through v.
-e konsantre olmak put one's mind to v.
bir şeye konsantre olmak put your mind to something v.
Industry
konsantre kostik solüsyonları sudan arındıran kimya işçisi potman n.
Technical
derişik konsantre concentrated n.
doğal konsantre natural concentrate n.
konsantre uçucu yağ asidi sayısının tayini concentrate determination of volatile fatty acid number n.
konsantre yük   concontrated load n.
konsantre asetik asit glacial aselic acid n.
konsantre asit concentrated acid n.
konsantre domates   tomato concentrate n.
konsantre depolar concentrate storage bins n.
konsantre asit   concentrated acid n.
konsantre çözelti concentrated solution n.
konsantre yük concontrated load n.
konsantre olma concentrativeness n.
konsantre etmeye yardımcı concentrative adj.
konsantre eden concentrative adj.
Mining
konsantre ve artıklar arasında olup yeniden işlenecek kadar değerli minerale sahip olan bir cevher zenginleştirme ürünü middlings n.
uranyum cevherinin öğütülmesi sırasında oluşan konsantre uranyum oksit yellowcake n.
Medical
konsantre hemodiyaliz çözeltisi concentrate for hemodialysis solution n.
konsantre daldırma süspansiyonu concentrate for dip suspension n.
konsantre infüzyon çözeltisi concentrate for solution for infusion n.
konsantre deri çözeltisi concentrate for cutaneous solution n.
konsantre gargara çözeltisi concentrate for gargle n.
konsantre enjeksiyonluk çözelti concentrate for solution for injection n.
konsantre daldırma çözeltisi concentrate for dip solution n.
konsantre daldırma emülsiyonu concentrate for dip emulsion n.
konsantre rektal çözeltisi concentrate for rectal solution n.
konsantre formdaki pankreas enzimlerini içeren bir ilaç pancrelipase n.
Psychology
bir dizi nesne veya düşünceye konsantre olma attention n.
Pharmaceutics
tıbbi bir maddenin özünü belirli bir oranda içeren konsantre sıvı ilaç fluid extract n.
ilaçla hazırlanan bir tür konsantre alkol çözeltisi fluidextract n.
Food Engineering
konsantre et suyu concentrated meat broth n.
konsantre portakal suyu concentrated orange juice n.
şekerli konsantre süt condensed milk n.
şekerli konsantre süt condensed sugared milk n.
un formunda konsantre balık proteini fish flour n.
un formunda konsantre balık proteini fish protein concentrate n.
Gastronomy
konsantre portakal suyu concentrated orange juice n.
konsantre süt condansed milk n.
konsantre süt condensed milk n.
toz, şurup veya konsantre şeklinde satılan, suyla karıştırılıp tüketilen bir içecek karışımı markası kool-aid® n.
kuzey amerika yerlilerinin kullandığı konsantre bir yiyecek türü pemican n.
kuzey amerika yerlilerinin kullandığı konsantre bir yiyecek türü pemmican n.
Chemistry
konsantre asit concentrated acid n.
tetrahidrokannabidinolün konsantre bir formu budder n.
sıvıların konsantre edilmesi dephlegmation n.
konsantre süperfosfat concentrated superphosphate n.
konsantre süperfosfat double superphosphate n.
konsantre süperfosfat treble superphosphate n.
sıvının konsantre edilmesi ile ilgili dephlegmatory adj.
sıvıyı konsantre eden dephlegmatory adj.
Biology
hücre bölünmesinin erken aşamalarında kromozomu oluşturan konsantre kromatin granül dizileri chromomere n.
Biochemistry
kesme ve mikroskobik inceleme için dokuları gömmede kullanılan konsantre piroksilin formu celloidin n.
Agriculture
konsantre safra contentrated gall n.
şekerli konsantre süt üretilen fabrika condensery n.
Breeding
konsantre sığır yemi cattle cake n.
konsantre sığır yemi cattle-cake n.
konsantre buharla sterilize edilmiş domuz yemi tottenham pudding [brit] n.
konsantre sığır yemi concentrated cattle feed n.
konsantre yem concentrated feed n.
konsantre at yemi concentrated horse feed n.
Environment
konsantre balık proteini fish protein concentrate n.
Military
maksimum konsantre ateş gücüne sahip (silah) heavy adj.
Archaic
sıvıları konsantre etmek dephlegmate v.
konsantre etmek single v.
Slang
konsantre olmak get down v.
Metallurgy
konsantre değerli maden içeren köpük skimmings n.