kırılgan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kırılgan



Bedeutungen von dem Begriff "kırılgan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 42 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kırılgan fragile adj.
General
kırılgan eggshell adj.
kırılgan frail adj.
kırılgan friable adj.
kırılgan franagible adj.
kırılgan fragile adj.
kırılgan delicate adj.
kırılgan touchy adj.
kırılgan tetchy adj.
kırılgan brittle adj.
kırılgan thin-skinned adj.
kırılgan flappable adj.
kırılgan precarious adj.
kırılgan soft adj.
kırılgan caduke adj.
kırılgan nonhardy adj.
kırılgan tiffany adj.
kırılgan touch-and-go adj.
kırılgan twiggy adj.
kırılgan eager[obsolete] adj.
kırılgan unhardy adj.
kırılgan vulnerable adj.
kırılgan light adj.
kırılgan miniard adj.
kırılgan minionette adj.
kırılgan brash adj.
kırılgan brickle adj.
kırılgan brickly adj.
kırılgan brittle adj.
kırılgan bruckle [dialect] [scotland] adj.
kırılgan gainful adj.
kırılgan fine adj.
kırılgan crummable adj.
kırılgan crump adj.
kırılgan crumpy [dialect] adj.
kırılgan sly adj.
Technical
kırılgan brittle adj.
Mechanic
kırılgan brittle adj.
Food Engineering
kırılgan brittle adj.
Geology
kırılgan rotten adj.
Archaic
kırılgan minion adj.
kırılgan seely adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kırılgan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 83 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hafif ve kırılgan frail adj.
General
hafif ve kırılgan olma frailty n.
kırılgan yerler fragile sites n.
kırılgan olma thin-skinnedness n.
meksika körfezi ile batı hint adaları'nda ve florida sahili açıklarına özgü olup ticareti yapılan düşük kaliteli koyu kahverengi kırılgan bir sünger grass n.
kırılgan olmak embrittle v.
kırılgan olmak chip v.
kırılgan hale getirmek miniardize v.
kırılgan hale getirmek miniardise v.
kırılgan olmak brittle v.
aşırı kırılgan miminy-piminy adj.
gevrek ve kırılgan crackly adj.
fiziksel açıdan kırılgan crocky adj.
(odun, ahşap) kırılgan spalt [dialect] adj.
kırılgan bir şekilde touchily adv.
kırılgan bir şekilde brittlely adv.
Phrases
sağlam ancak kırılgan robust-yet-fragile adj.
Idioms
kırılgan, nazik şey veya durum candle in the wind n.
çok kırılgan bir yapıya sahip olmak have a heart of glass v.
çok kırılgan bir kalbe sahip olmak have a heart of glass v.
kedi yavrusu gibi kırılgan/narin (as) weak as a kitten adj.
çok kırılgan durumda on thin ice expr.
Trade/Economic
güvencesiz/kırılgan istihdam vulnerable employment n.
kırılgan beşli fragile five n.
Technical
kırılgan yapı brittle structure n.
kırılgan gereç brittle material n.
kırılgan metal brittle metal n.
kırılgan demir brittle iron n.
kırılgan şist arenaceous shale n.
sıcak kırılgan red short n.
kalayı sıvılaştırarak saflaştırma sırasında elde edilen beyaz renkli kırılgan bir atık madde hardhead n.
aşırı ısınıp kırılgan hale gelmek redsear v.
aşırı ısınıp kırılgan hale gelmek redshort v.
kırılgan (demir-çelik) re-short adj.
(metal) kırılgan short adj.
Computer
kırılgan olmama antifragility n.
kırılgan olmayan antifragile adj.
Construction
kalıbı kapatırken kırılgan yüzeylerle teması önlemek için pahlanan kalıp bölümü clearance n.
Woodworking
gümüşi akçaağacın sert ve kırılgan odunu silver maple n.
Automotive
kırılgan güvenlik elemanı rupture member n.
Aeronautic
kırılgan vernikle kaplama tekniği brittle lacquer technique n.
Mining
çelik gri renkte, antimon, arsenik, sülfür ve nikel içeren kırılgan bir mineral ulmannite n.
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni zincite n.
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni red oxide of zinc n.
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni red zinc ore n.
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni ruby zinc n.
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni spartalite n.
ince taneli ve hafif kırılgan bir kil prian n.
Medical
kırılgan bir plağın yırtılması rupture of a vulnerable plaque n.
kırılgan saçları brittle hair n.
kırılgan yer fragile site n.
yoğun, kırılgan kemikler ve cüceliğin görüldüğü genetik bir bozukluk pyknodysostosis n.
Anatomy
trombositin çok kırılgan olan bölümü chromomere n.
Psychology
kırılgan X sendromu fragile X syndrome n.
Pathology
kırılgan kemikler ve kötü dişlerin de görüldüğü bir cücelik çeşidi pycnodysostosis n.
Chemistry
kırılgan malzeme brittle material n.
ortalama sıcaklıklarda kırılgan olup ısıtıldığında şekil verilebilen metalik bir element zinc n.
düşük sıcaklıklarda kırılgan olup oda sıcaklığının üzerinde sıvı halde bulunan metalik bir element gallium n.
kırılgan taş rotten stone n.
(camsı malzemeyi) kristalleştirip kırılgan hale getirmek devitrify v.
(camsı bir malzeme) kristalleştirip kırılgan hale gelmek devitrify v.
Marine Biology
meksika körfezi ile batı hint adaları'nda ve florida sahili açıklarına özgü olup ticareti yapılan düşük kaliteli koyu kahverengi kırılgan bir sünger grass sponge (spongia graminea) n.
Zoology
ince ve kırılgan (toynak) shelly adj.
Botanic
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki tapioca plant (manihot esculenta) n.
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki manihot utilissima n.
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki bitter cassava n.
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki gari n.
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki mandioc n.
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki mandioca n.
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki manioc n.
hafif, kırılgan yapılı koyu renki bir ödağacı türü calambour n.
abd'nin güneybatısı ve meksika'nın kuzeyinde yetişen, kırılgan dalları ve sarı çiçekleri olan kokulu yuvarlak bir çalı brittlebush (encelia farinosa) n.
uzun yumrulu yenilebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, alkollü bir içki ve puding yapımında kullanılan, sütleğengiller familyasından bir bitki sweet cassava (manihot dulcis) n.
amazon nehri vadisi'ne özgü, hafif ve kırılgan ahşabı böcek saldırılarına karşı kullanılan bir ağaç simarouba amara n.
kırılgan meyve loment n.
Forestry
(kereste) kırılgan brashy adj.
Geology
kırılgan davranış ductile behavior n.
kırılgan şist sandy shale n.
kırılgan kayaç brittle rock n.
kırılgan deformasyon brittle deformation n.
linyitin kırılgan bir çeşidi moor coal n.
Art
kristal veya kırılgan hale gelen (cam) ambitty adj.
Slang
kırılgan tip a cream puff n.