Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | light up v. | parlamak | ||
Her face lit up. Onun yüzü parladı. More Sentences |
||||
General | light up v. | yanmak | ||
From where I sit it is like the radar screen is lighting up all over the House. Oturduğum yerden sanki radar ekranı Meclis'in her yerinde yanıyor gibi. More Sentences |
||||
General | light up v. | aydınlatmak | ||
If the universe is full of stars, why doesn't their light continually light up the entire sky? Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden onların ışığı tüm gökyüzünü sürekli aydınlatmıyor? More Sentences |
||||
General | light up v. | aydınlanmak | ||
Tom's face lit up when he saw the cake Mary had made for his birthday. Mary'nin doğum günü için yaptığı pastayı gördüğünde Tom'un yüzü aydınlandı. More Sentences |
||||
General | light up v. | sigara yakmak | ||
Layla lit up a cigarette. Leyla bir sigara yaktı. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | light up v. | ışıldamak | ||
His face lighted up with joy. Yüzü sevinçle ışıldadı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | flare-up light n. | el maytabı | ||
General | light up v. | ışımak | ||
General | light up v. | sevindirmek | ||
General | light up v. | neşelendirmek | ||
General | light up v. | yakmak (sigara/puro/pipo) | ||
General | light up v. | yakmak | ||
General | light up v. | ışık saçmak | ||
General | light up v. | ışıklandırmak | ||
General | (one's eye) to light up v. | gözleri parlamak | ||
General | light up v. | çakmak çakmak | ||
General | light up the darkness v. | karanlığı aydınlatmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | light up v. | bir konuyu açıklığa kavuşturmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | light up v. | coşturmak | ||
Idioms | light up v. | coşmak | ||
Idioms | light up v. | ışıklandırmak | ||
Idioms | light up v. | ışıklarla donatmak | ||
Idioms | light up v. | ışıl ışıl olmak | ||
Speaking | ||||
Speaking | don't light up in front of us expr. | (sigarayı vb) önümüzde yakma şunu | ||
Speaking | you light up my life expr. | hayatımı aydınlatıyorsun | ||
Technical | ||||
Technical | light-up burner n. | ateşleme yakıcısı | ||
Technical | back up light n. | geri gidiş lambası | ||
Automotive | ||||
Automotive | back-up light n. | geri vites lambası | ||
Automotive | back-up light n. | motorlu taşıtın arkasında aracın geri geri gittiğini göstermek için yanan ışık | ||
Automotive | back up light n. | geri vites lambası | ||
Marine | ||||
Marine | back-up light n. | yedek fener |