mainstream - Türkisch Englisch Wörterbuch

mainstream

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "mainstream" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
mainstream adj. ana akım
The mainstream political parties are more likely to win the elections.
Ana akım siyasi partilerin seçimleri kazanma olasılığı daha yüksek.

More Sentences
mainstream n. revaçta/popüler olan akım
mainstream n. talimat
mainstream n. teamül
mainstream n. anadamar
mainstream n. ana görüş
mainstream n. hakim eğilim
mainstream n. genel toplumsal tercih
mainstream n. nehrin ana kolu
mainstream n. genelgeçer kabul gören kural ve gelenekler
mainstream n. anaakım
mainstream n. bir şeyin en faal, üretken, canlı, işlek olan kısmı
mainstream v. yaygınlaştırarak yerleştirmek
mainstream v. yaygın hale getirmek
mainstream v. baskın bir sosyal gruba kabul ettirmek
mainstream v. ana akıma dahil etmek
mainstream adj. anaakım
mainstream adj. toplum veya grubun hakim değerlerine ve tutumlarına uyumlu olan
mainstream adj. toplum veya grubun hakim değer ve tutumlarını yansıtan
mainstream adj. önde gelen veya geniş kitlelerce kabul görmüş bir topluluğa, harekete veya tarza ait olan
Automotive
mainstream n. ana akım
Tobacco
mainstream adj. doğrudan ağza çekilip sonra ciğerlere teneffüs edilen tütün dumanı ile ilişkili
Education
mainstream v. (özel ihtiyaçları olan bir çocuğu) geleneksel okul derslerine sokmak
Music
mainstream n. swing'in ritmik ve armonik öğeleri ile caz esintileri barındıran, 1950'lerde ortaya çıkmış bir çalma stili

Bedeutungen, die der Begriff "mainstream" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 27 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Media
mainstream media n. ana akım medya
The mainstream media tells you the world is a scary place for women.
Ana akım medya size dünyanın kadınlar için korkutucu bir yer olduğunu söylüyor.

More Sentences
Idioms
be in the mainstream of something v. hakim akımın etkisine girmek
get into the mainstream of something v. hakim akımın etkisine girmek
get into the mainstream of something v. hakim düşüncenin etkisinde olmak
be in the mainstream of something v. hakim düşüncenin etkisinde olmak
be in the mainstream (of something) v. (bir şeyde) genel olarak kabul görmek
be in the mainstream (of something) v. (bir şeyde) yaygın olmak
be in the mainstream (of something) v. (bir şeyde) normal sayılmak
in the mainstream (of something) expr. (bir alanda) yaygın
in the mainstream expr. normalleşmiş
in the mainstream (of something) expr. (bir alanda) genel olarak kabul görmüş
in the mainstream (of something) expr. (bir alanda) normalleşmiş
in the mainstream expr. genel olarak kabul görmüş
in the mainstream expr. yaygın
Politics
mainstream politics n. ana akım siyasi görüş
mainstream politics n. ana akım siyaset/politika
gender mainstream v. kadın ve erkek arasındaki farklılıkların kişilerin yaşam koşullarını olumsuz etkileyecek sonuçlara yol açmasını engellemek
Media
mainstream media n. ana kanal medya
mainstream media n. yaygın medya
mainstream press n. yaygın basın
mainstream news media n. ana akım haber medyası
msm (mainstream media) n. anaakım medya
Technical
mainstream smoke n. ana duman
Tobacco
collection of mainstream smoke n. ana dumanın toplanması
Education
mainstream education n. normal eğitim
mainstream school n. örgün eğitim veren okul
mainstream school n. düz okul