olgu - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

olgu



Bedeutungen von dem Begriff "olgu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
olgu phenomenon n.
olgu matter of fact n.
olgu event n.
olgu fact n.
olgu casus n.
olgu phaenomenon n.
Construction
olgu feature n.
Medical
olgu case n.
Social Sciences
olgu state of affairs n.
Linguistics
olgu fact n.
Cinema
olgu action n.

Bedeutungen, die der Begriff "olgu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 57 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
olgu bulma oranı case finding rate n.
General
sosyal olgu social fact n.
genel olgu universal n.
güneş fırtınaları sonucu ortaya çıkan görsel olgu aurora borealis n.
yapay olgu artifact n.
sosyal olgu social fact-process-reality n.
olgu bilim phenomenology n.
yapay olgu artefact n.
tarihsel olgu historical fact n.
genel olgu general n.
değerli olgu happening n.
durum, olgu veya sorunun nedenini veya doğasını araştırma diagnosis n.
fiziksel açıklamaların yetersiz kaldığı zihinsel olgu deneyimi parapsychism n.
zıt olgu contrary n.
yerleşik olgu fixed fact n.
sabit olgu fixed fact n.
alışılmışın dışındaki olgu superphenomenon n.
(fiziksel olgu ve denklemler) değişmezlik symmetry n.
olgu veya ilkelere göre düzeltmek orient v.
olgu sonrası formüle edilen post hoc adj.
Idioms
zihnin insan vücudundan ayrı bir olgu olduğu düşüncesi ghost in the machine n.
Law
kanıtlanabilecek olgu provable fact n.
maddi olgu material fact n.
Computer
olgu kaydı incident record n.
yapay olgu artefact n.
yapay olgu artifact n.
Medical
adli olgu forensic case n.
alt ekstremite amputasyonu uygulanan olgu lower limb amputee n.
eşleştirilmiş olgu-kontrol çalışması matched case-control study n.
geriyatrik acil olgu geriatric emergency patient n.
indeks olgu index case n.
lökoensefalopatisi olgu sunumu leukoencephalopathy case report n.
nadir bir olgu sunumu a rare case report n.
olgu-kontrol çalışması case-control study n.
olgu sunumu case report n.
olgu sunumu report of case n.
nukuomidriyatik olgu nucquomydriatic phenomenon n.
olgu sunumu ve derleme case report and review n.
olgu geçmişi kaydı case history record n.
olgu serisi case series n.
olgu yönetimi case management n.
olgu rapor formu case report form n.
ölümle sonuçlanmayan travmatik adli olgu nonlethal traumatic forensic case n.
örnek olgu case vignette n.
progresif sistemik sklerozisli kaşektik olgu cachectic progressive systemic sclerosis case n.
Logic
olgu veya gerçeğe dahil olan karşılık obverse n.
Chemistry
(reaksiyon veya olgu) oluşumunu engellemek poison v.
Biology
biyolojik olgu biological phenomenon n.
Astronomy
zaman içinde yavaşça değişen (astronomik olgu) secular adj.
Social Sciences
olgu durumu state of affairs n.
olgu bağlamı state of affairs n.
Linguistics
olgu tümceciği fact clause n.
olgu çalışması case study n.
olgu adılı factive n.
olgu güvenirlik ölçüsü case reliability estimate n.
durum veya eylemi nesnel olgu olarak ifade eden fiil kipi common mood n.
Philosophy
gerçek olgu objective n.