refah - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

refah



Bedeutungen von dem Begriff "refah" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 32 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
refah prosperity n.
refah welfare n.
General
refah flourish n.
refah bonanza n.
refah weal n.
refah ease n.
refah comfort n.
refah abundance n.
refah opulence n.
refah affluence n.
refah felicity n.
refah welfare n.
refah well being n.
refah wale n.
refah prosperity n.
refah affluency [obsolete] n.
refah affluentness [obsolete] n.
refah thrift [obsolete] n.
refah happiness n.
refah hide [obsolete] [uk] n.
refah riches n.
refah secundation n.
refah sonce [scotland/ireland] n.
refah prosperous adj.
Idioms
refah a chicken in every pot n.
refah a chicken in every pot n.
Trade/Economic
refah prosperity n.
refah welfare n.
refah prosperity n.
refah well-being n.
Politics
refah welfare n.
Archaic
refah hale n.

Bedeutungen, die der Begriff "refah" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 144 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
refah ölçütleri welfare criteria n.
sosyal refah devleti social welfare state n.
sosyal refah hizmetleri social welfare services n.
refah politikası social policy n.
refah dönemlerindeki en üst noktası zenith n.
refah toplumu welfare society n.
refah iktisadı welfare economics n.
endüstriyel refah industrial welfare n.
toplumsal refah social wealth n.
bin yıllık barış ve refah dönemi millenarian n.
arta kalan refah modeli residual welfare model n.
refah dönemi summer n.
sosyal refah social welfare n.
refah politikası welfare policy n.
refah günleri palmy days n.
vücudun rahatına hizmet eden şeyler, gıda, refah, konfor vb creature conforts n.
refah devletçiliği yanlısı welfarist n.
refah ekonomisi welfare economics n.
refah devleti welfare state n.
refah seviyesi welfare level n.
maddi refah material well-being n.
sosyal refah social well-being n.
sosyal refah ölçütleri-kriterleri welfare criteria n.
refah devletçiliği welfarism n.
fiziksel refah physical welfare n.
işten kaynaklanan refah work-related wellbeing n.
uzun süreli refah prolonged welfare n.
toplumsal refah weal n.
büyük barış ve refah döneminin geleceğine inanan kimse millenarist n.
refah durumu fair-world n.
refah seviyesi yüksek olan millet have n.
sağlık ve refah hayle n.
refah dönemi boom time n.
ortak refah coprosperity n.
yüksek refah fat city n.
refah düzeyi yükselmek prosper v.
refah getirmek bring prosperity v.
refah düzeyi artmak upscale v.
refah vermek bless v.
refah kazandırmak secundate v.
refah içinde affluent adj.
refah içinde palmy adj.
refah sahibi nonpoor adj.
refah içinde olmayan unaffluent adj.
toplumsal refah veya iyilikle aktif olarak ilgilenen social-minded adj.
barış ve refah vadeden messianic adj.
refah içinde in easy circumstances adv.
refah içinde in the seventh heaven adv.
refah içinde in the lap of luxury adv.
refah içinde wealthily adv.
Colloquial
gökten gelen refah bonanza n.
gökten gelen refah gold rush n.
gökten gelen refah bunce n.
gökten gelen refah manna from heaven n.
gökten gelen refah gravy n.
gökten gelen refah windfall n.
gökten gelen refah godsend n.
gökten gelen refah boom n.
ekonomik refah fat city n.
yüksek refah fat city n.
refah içinde olma fat city n.
yüksek refah fat city n.
refah içinde yaşamak live well v.
refah içinde in clover expr.
Idioms
bolluk ve refah milk and honey n.
refah içinde yaşam the lap of luxury n.
refah düzeyi yükselmek be above water v.
refah içinde yaşamak live in clover v.
refah düzeyi yüksek bir hayat yaşamak live in clover v.
refah içinde yaşamak be in clover v.
refah düzeyi yüksek bir hayat yaşamak be in clover v.
çalışmadan rahat ve refah içinde bir yaşamın hakkı olduğunu düşünmek think the world owes (one) a living v.
çalışmadan rahat ve refah içinde bir yaşamın hakkı olduğunu düşünmek think the world owes you a living v.
lüks/refah içinde yaşamak be living high on the hog v.
refah dolu zamanlar geçtikten sonra after the party is over expr.
refah içinde on easy street expr.
refah içinde uzun bir ömür dilerim lang may yer lum reek [scotland] expr.
Trade/Economic
ekonominin refah kuramlannı inceleyen dalı welfare economics n.
en iyi refah düzeyi best level of welfare n.
ekonomik refah economic welfare n.
ekonomik refah economic well-being n.
genel refah general welfare n.
maddi refah material wellbeing n.
ortak refah alanı area of common prosperity n.
net ekonomik refah net economic welfare n.
paylaşılan refah shared prosperity n.
refah devleti welfare state n.
refah ekonomisi welfare economics n.
refah devleti welfare state n.
refah teorisi welfare theory n.
refah etkisi wealth effect n.
refah kaybı welfare loss n.
refah düzeyi level of welfare n.
refah planı welfare plan n.
refah ekonomisi welfare economy n.
refah ekonomisi welfare economics n.
refah maliyeti welfare cost n.
refah fonu welfare fund n.
refah hizmetleri welfare services n.
refah toplumu affluent society n.
sosyal refah harcamaları social welfare expenditures n.
sosyal refah social welfare n.
sosyal refah planları social welfare schemes n.
sosyal refah fonksiyonu social welfare function n.
tekelin toplumsal refah maliyeti welfare cost of monopoly n.
toplumsal refah social welfare n.
ulusal refah national wealth n.
ulusal refah national welfare n.
gayri safi milli refah gross national welfare n.
yoksulluk-refah eğrisi poverty-welfare curve
Law
tutuklu refah fonu inmate welfare fund n.
Politics
ekonomide bırakınız yapsınlar politikasını, refah karşıtlığını ve birey haklarının kamu yararından önce geldiğini savunan radikal sağcı bir ideoloji new right n.
avrupa refah devletleri the european welfare states n.
refah devleti welfare state n.
refah kesintisi welfare deduction n.
refah seviyesi karşılaştırması economic welfare comparison n.
refah partisi welfare party n.
refah kapitalizmi welfare capitalism n.
refah memuru welfare officer n.
refah fonu prosperity fund n.
sosyal refah devleti social welfare state n.
sosyal refah social welfare n.
sosyal refah social well being n.
tek bir hükümdarın refah sağlamak için halkı yönetmesi enlightened absolutism n.
(britanya'da) 65 yaş üstü ağır engelliler için vergiden muaf bir tür refah yardımı attendance allowance n.
refah devleti modeli flexicurity n.
(refah hizmetlerinde) ihtiyaca göre önceliklendirme prensibi selectivity n.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vadeden popüler liderlere ait messianic adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vadeden popüler liderlerle ilgili messianic adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vaatlerine ait messianic adj.
kurtuluş veya ideal bir barış ve refah dönemi vaatleriyle ilgili messianic adj.
Social Sciences
refah düzeyi wealth level n.
refah göçü amenity migration n.
yerliler ile yerli olmayan halk arasındaki refah farkı gap [australia] n.
Education
sosyal refah yüksek lisans derecesi msw (master of social welfare) abrev.
History
birinci dünya savaşı öncesinde avrupa'nın refah içinde olduğu dönem belle époque n.
Religious
bir tür refah teolojisi prosperity gospel n.
bin yıllık barış ve refah dönemi dini doktrinine ait chiliastic adj.
Mythology
iskandinav mitolojisinde deniz, balıkçılık ve refah tanrısı njord n.
iskandinav mitolojisinde deniz, balıkçılık ve refah tanrısı njorth n.
Archaic
refah getirmek felicitate v.
refah sahibi olmayan improsperous adj.
Slang
yüksek refah hog heaven n.
Star Wars
refah-sınıfı gümrük kruvazörü prosperity-class customs cruiser n.