|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
General |
|
1 |
General |
research rocket n.
|
araştırma roketi |
|
2 |
General |
submarine rocket n.
|
denizaltı roketi |
|
3 |
General |
dyer's rocket n.
|
cehri |
|
4 |
General |
jato rocket n.
|
jato roketi |
|
5 |
General |
liquid fuel rocket n.
|
sıvı yakıtlı roket |
|
6 |
General |
solid rocket fuel n.
|
katı roket yakıtı |
|
7 |
General |
rocket engines n.
|
roket türbinleri |
|
8 |
General |
bottle rocket n.
|
(küçük/ufak) havai fişek |
|
9 |
General |
bottle rocket n.
|
(küçük) işaret fişeği |
|
10 |
General |
booster rocket n.
|
hız kazandırıcı roket |
|
11 |
General |
distress rocket n.
|
imdat fişeği |
|
12 |
General |
rocket scientist n.
|
akıllı düşünür |
|
13 |
General |
rocket scientist n.
|
bilim adamı |
|
14 |
General |
rocket scientist n.
|
yönetim ekibindeki en zeki kişi |
|
|
15 |
General |
carrier rocket n.
|
taşıyıcı roket |
|
16 |
General |
launch a rocket v.
|
roket atmak |
|
17 |
General |
get a rocket v.
|
zılgıt yemek |
|
18 |
General |
get a rocket v.
|
papara yemek |
|
19 |
General |
get a rocket v.
|
azar işitmek |
|
20 |
General |
the sales rocket v.
|
satış patlamak |
|
21 |
General |
a person's blood sugar level rocket up/shoot up v.
|
şekeri azmak |
|
22 |
General |
a person's blood sugar level rocket up/shoot up v.
|
şekeri yükselmek |
|
23 |
General |
a person's blood sugar level rocket up/shoot up v.
|
şekeri fırlamak |
|
24 |
General |
rocket the satellite into space v.
|
uyduyu uzaya roket ile yollamak |
|
25 |
General |
rocket-propelled adj.
|
roket motoruyla çalışan |
|
Phrasals |
|
26 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeyin/yerin) içine fırlamak |
|
27 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeye/yere) fırlamak |
|
28 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeyin/yerin) içine füze gibi dalmak |
|
29 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
füze gibi (bir şeye/yere) fırlamak |
|
30 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeyin/yerin) içine roket gibi dalmak |
|
31 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
roket gibi (bir şeye/yere) fırlamak |
|
32 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir şeyin/yerin) içine dalmak |
|
33 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir şeyin/yerin) içine girmek |
|
34 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeyin/yerin) içine fırlatmak |
|
35 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeye/yere) fırlatmak |
|
36 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeyin/yerin) içine füze gibi göndermek |
|
37 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
füze gibi (bir şeye/yere) fırlatmak |
|
38 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir şeyin/yerin) içine roket gibi göndermek |
|
39 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
roket gibi (bir şeye/yere) fırlatmak |
|
40 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir şeyin/yerin) içine fırlatmak |
|
41 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir şeye/yere) fırlatmak |
|
42 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) yükselmek |
|
43 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek |
|
44 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir konuma/sıralamaya/duruma) fırlamak |
|
45 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek |
|
46 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir şey) olmak |
|
47 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) yükseltmek |
|
48 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek |
|
49 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
(bir konuma/sıralamaya/duruma) fırlatmak |
|
50 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek |
|
51 |
Phrasals |
rocket into (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir şey) haline getirmek |
|
52 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) yükselmek |
|
53 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek |
|
54 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
(bir konuma/sıralamaya/duruma) fırlamak |
|
|
55 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek |
|
56 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir şey) olmak |
|
57 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) yükseltmek |
|
58 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek |
|
59 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
(bir konuma/sıralamaya/duruma) fırlatmak |
|
60 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek |
|
61 |
Phrasals |
rocket to (something or some place) v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir şey) haline getirmek |
|
62 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
gökyüzüne/uzaya fırlamak |
|
63 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
hızla bir şeyin içine dalmak |
|
64 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
hızla bir yere fırlamak |
|
65 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak |
|
66 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
hızla bir şeye yükselmek |
|
67 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
hızla bir şeye doğru tırmanmak |
|
68 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak |
|
69 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
hızla bir şeyi (ünü, başarıyı) elde etmek |
|
70 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
bir şey yolunda bir anda bir sıçrama yapmak |
|
71 |
Phrasals |
rocket into something v.
|
bir şey yolunda hızlı bir çıkış yapmak |
|
72 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
gökyüzüne/uzaya fırlamak |
|
73 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
hızla bir şeyin içine dalmak |
|
74 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
hızla bir yere fırlamak |
|
75 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
hızla bir şey (önem, ün, başarı) kazanmak |
|
76 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
hızla bir şeye yükselmek |
|
77 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
hızla bir şeye doğru tırmanmak |
|
78 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak |
|
79 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
hızla bir şeyi (ünü, başarıyı) elde etmek |
|
80 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
bir şey yolunda bir anda bir sıçrama yapmak |
|
81 |
Phrasals |
rocket to something v.
|
bir şey yolunda hızlı bir çıkış yapmak |
|
82 |
Phrasals |
rocket into v.
|
içine fırlamak |
|
83 |
Phrasals |
rocket into v.
|
-e fırlamak |
|
84 |
Phrasals |
rocket into v.
|
içine füze gibi dalmak |
|
85 |
Phrasals |
rocket into v.
|
hızla içine girmek |
|
86 |
Phrasals |
rocket into v.
|
içine fırlatmak |
|
87 |
Phrasals |
rocket into v.
|
-e fırlatmak |
|
88 |
Phrasals |
rocket into v.
|
hızla (bir şeye) yükselmek |
|
89 |
Phrasals |
rocket into v.
|
hızla (bir şeye) doğru tırmanmak |
|
90 |
Phrasals |
rocket into v.
|
hızlı bir çıkış yapmak |
|
91 |
Phrasals |
rocket into v.
|
bir anda bir sıçrama yapmak |
|
92 |
Phrasals |
rocket into v.
|
hızla (bir şeyi) yakalamak/elde etmek |
|
93 |
Phrasals |
rocket to v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) yükselmek |
|
94 |
Phrasals |
rocket to v.
|
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) gelmek |
|
95 |
Phrasals |
rocket to v.
|
-e fırlamak |
|
96 |
Phrasals |
rocket to v.
|
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek/getirmek |
|
97 |
Phrasals |
rocket to v.
|
içine dalmak |
|
98 |
Phrasals |
rocket to v.
|
-e yükselmek |
|
99 |
Phrasals |
rocket to v.
|
hızla (bir şeye) doğru tırmanmak |
|
100 |
Phrasals |
rocket to v.
|
hızlı bir çıkış yapmak |
|
101 |
Phrasals |
rocket to v.
|
bir anda bir sıçrama yapmak |
|
102 |
Phrasals |
rocket to v.
|
hızla (bir şeyi) yakalamak/elde etmek |
|
103 |
Phrasals |
rocket up v.
|
fırlamak |
|
104 |
Phrasals |
rocket up v.
|
hızla yükselmek |
|
105 |
Phrasals |
rocket up v.
|
hızla ilerlemek |
|
106 |
Phrasals |
rocket up v.
|
hızlı bir ilerleme/yükselme kaydetmek |
|
Phrases |
|
107 |
Phrases |
it is not rocket science expr.
|
atla deve değil |
|
Colloquial |
|
108 |
Colloquial |
crotch-rocket n.
|
motosiklet |
|
109 |
Colloquial |
crotch-rocket n.
|
özellikle crotch-rocket tipi motosiklet |
|
110 |
Colloquial |
rocket science n.
|
matematiksel yetenek gerektiren zeka |
|
111 |
Colloquial |
rice-rocket n.
|
Japonya'dan ithal edilen hızlı ve hafif bir motosiklet |
|
112 |
Colloquial |
rice-rocket n.
|
yüksek performanslı japon spor motosikleti |
|
113 |
Colloquial |
bolt ya rocket expr.
|
beni rahat bırak |
|
114 |
Colloquial |
bolt ya rocket expr.
|
bas git |
|
115 |
Colloquial |
bolt ya rocket expr.
|
yürü git |
|
Idioms |
|
116 |
Idioms |
put a rocket under somebody v.
|
acele ettirmek/hızlandırmak |
|
117 |
Idioms |
give somebody a rocket v.
|
birini azarlamak |
|
118 |
Idioms |
give somebody a rocket v.
|
birine verip veriştirmek |
|
119 |
Idioms |
go like a rocket v.
|
sorunsuz çalışmak |
|
120 |
Idioms |
get a rocket v.
|
papara yemek |
|
121 |
Idioms |
go like a rocket v.
|
tıkır tıkır çalışmak |
|
122 |
Idioms |
get a rocket v.
|
zılgıt yemek |
|
123 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
hızla yükselmek (ve birden çakılmak) |
|
124 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
hızla yükselip birden çakılmak |
|
125 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
roket hızında yükselmek (ve aynı hızla dibe vurmak) |
|
126 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
roket hızıyla yükselip aynı hızla dibe vurmak |
|
127 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
bir anda parlamak (ve sönmek) |
|
128 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
bir anda parlayıp sönmek |
|
129 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
roket hızıyla yükseldiği yerden aynı hızla yere çakılmak |
|
130 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
çok hızlı bir şekilde parlayıp fıs diye sönmek |
|
131 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
yıldızı bir anda parlamak (ve kısa sürede sönmek) |
|
132 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
kısa süreli parlayıp sönmek |
|
133 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
kısa süren bir başarı elde etmek |
|
134 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
geçici ve hızlı bir yükseliş yaşamak |
|
135 |
Idioms |
rise like a rocket (and fall like a stick) v.
|
çarpıcı biçimde yükselmek (ve aynı şekilde düşüş yaşamak) |
|
136 |
Idioms |
give (one) a rocket [uk/australia] v.
|
(birine) fırça atmak |
|
137 |
Idioms |
give (one) a rocket [uk/australia] v.
|
(birini) haşlamak |
|
138 |
Idioms |
give (one) a rocket [uk/australia] v.
|
(birini) azarlamak |
|
139 |
Idioms |
give (one) a rocket [uk/australia] v.
|
(birinin) canına okumak |
|
140 |
Idioms |
put a rocket under (someone or something) [uk] v.
|
(birini/bir şeyi) harekete geçirmek/hızlandırmak |
|
141 |
Idioms |
put a rocket under (someone or something) [uk] v.
|
(birini/bir şeyi) motive/teşvik etmek |
|
142 |
Idioms |
put a rocket under (someone or something) [uk] v.
|
(birini/bir şeyi) dürtmek/güdülemek |
|
143 |
Idioms |
rise like a rocket v.
|
hızla yükselmek |
|
144 |
Idioms |
rise like a rocket v.
|
roket hızında yükselmek |
|
145 |
Idioms |
rise like a rocket v.
|
bir anda parlamak |
|
146 |
Idioms |
rise like a rocket v.
|
çarpıcı biçimde yükselmek |
|
147 |
Idioms |
rise like a rocket v.
|
hızla yukarı fırlamak |
|
148 |
Idioms |
not a rocket science expr.
|
çözümlenebilecek basit olay |
|
149 |
Idioms |
it is not rocket science expr.
|
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil |
|
150 |
Idioms |
it is not rocket science expr.
|
atla deve değil |
|
151 |
Idioms |
this is not rocket science expr.
|
çok zor değil |
|
152 |
Idioms |
it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.
|
(bir şey yapmak için) bilim adamı olmak gerekmiyor |
|
153 |
Idioms |
it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.
|
(bir şey yapmak için) bilim adamı olmana gerek yok |
|
154 |
Idioms |
it doesn't take a rocket scientist (to do something) expr.
|
(bir şeyi yapmak) atla deve değil |
|
155 |
Idioms |
it's not rocket science expr.
|
atla deve değil |
|
156 |
Idioms |
it's not rocket science expr.
|
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil |
|
157 |
Idioms |
not rocket science expr.
|
çözümlenebilecek basit olay |
|
158 |
Idioms |
not rocket science expr.
|
atla deve değil |
|
159 |
Idioms |
not rocket science expr.
|
çok zor değil |
|
160 |
Idioms |
not rocket science expr.
|
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil |
|
161 |
Idioms |
you don't have to be a rocket scientist (to do something) expr.
|
(bir şey yapmak için) bilim adamı olmak gerekmiyor |
|
162 |
Idioms |
you don't have to be a rocket scientist (to do something) expr.
|
(bir şey yapmak için) bilim adamı olmana gerek yok |
|
Speaking |
|
163 |
Speaking |
you don't have to be a rocket scientist expr.
|
(bunu anlamak için) bilim adamı olmak gerekmiyor |
|
164 |
Speaking |
you don't have to be a rocket scientist expr.
|
(bunu anlamak için) bilim adamı olmana gerek yok |
|
165 |
Speaking |
it doesn't take a rocket scientist expr.
|
(bunu anlamak için) bilim adamı olmak gerekmiyor |
|
166 |
Speaking |
it doesn't take a rocket scientist expr.
|
(bunu anlamak için) bilim adamı olmana gerek yok |
|
Institutes |
|
167 |
Institutes |
section of weapon, ammunition, rocket and missile systems n.
|
silah mühimmat roket ve füze sistemleri şubesi |
|
Technical |
|
168 |
Technical |
rocket gun n.
|
bazuka |
|
169 |
Technical |
rocket booster n.
|
besleme roketi |
|
170 |
Technical |
takeoff rocket n.
|
havalanma roketi |
|
171 |
Technical |
solid-fuel rocket n.
|
katı yakıtlı roket |
|
172 |
Technical |
solid rocket propellant n.
|
katı roket sevkedici |
|
173 |
Technical |
automatic rocket n.
|
otomatik roket |
|
174 |
Technical |
rocket bobbin n.
|
roket bobin |
|
175 |
Technical |
rocket propellant n.
|
roket sevkedici |
|
176 |
Technical |
rocket launcher n.
|
roketatar taşıtı |
|
177 |
Technical |
ablative nose of a rocket n.
|
roketin ergiyen ucu |
|
178 |
Technical |
rocket launcher n.
|
roket rampası |
|
179 |
Technical |
rocket launching n.
|
roket fırlatma |
|
180 |
Technical |
rocket fuel n.
|
roket yakıtı |
|
181 |
Technical |
rocket firing n.
|
roket ateşleme |
|
182 |
Technical |
rocket engine n.
|
roket makinesi |
|
183 |
Technical |
rocket engine n.
|
roket motoru |
|
184 |
Technical |
rocket launcher n.
|
roket fırlatıcısı |
|
185 |
Technical |
rocket sled n.
|
roket kızağı |
|
186 |
Technical |
single-stage rocket n.
|
tek kademeli roket |
|
187 |
Technical |
space rocket n.
|
uzay roketi |
|
188 |
Technical |
remote controlled rocket n.
|
uzaktan kumandalı roket |
|
189 |
Technical |
white rocket (diplotaxis erucoides) n.
|
akdeniz'e özgü bir ot |
|
190 |
Technical |
rocket propellent n.
|
roketi iten patlayıcı yük |
|
191 |
Technical |
rocket science n.
|
füze bilimi |
|
192 |
Technical |
rocket science n.
|
roketçilik |
|
Textile |
|
193 |
Textile |
rocket bobbin n.
|
roket bobin |
|
Automotive |
|
194 |
Automotive |
crotch rocket n.
|
hız motoru |
|
195 |
Automotive |
rice rocket n.
|
japonya'dan ithal edilen hızlı ve hafif bir motosiklet |
|
196 |
Automotive |
rice rocket n.
|
asya menşeli araba |
|
Aeronautic |
|
197 |
Aeronautic |
rato (rocket-assisted takeoff) n.
|
roket destekli kalkış |
|
198 |
Aeronautic |
air augmented rocket n.
|
artık gazlı roket |
|
199 |
Aeronautic |
dual thrust rocket n.
|
çift itmeli roket |
|
200 |
Aeronautic |
test rocket n.
|
deneme roketi |
|
201 |
Aeronautic |
air to air rocket n.
|
havadan havaya roket |
|
202 |
Aeronautic |
hybrid rocket n.
|
hibrit roket |
|
203 |
Aeronautic |
boost rocket motor n.
|
ilk hareket motoru |
|
204 |
Aeronautic |
ideal rocket n.
|
ideal roket |
|
205 |
Aeronautic |
ducted rocket n.
|
kanallı roket |
|
206 |
Aeronautic |
red signal rocket n.
|
kırmızı işaret fişeği |
|
207 |
Aeronautic |
attitude rocket n.
|
konum roketi |
|
208 |
Aeronautic |
rocket driven n.
|
roketle hareketli |
|
209 |
Aeronautic |
rocket airplane n.
|
roketli uçak |
|
210 |
Aeronautic |
rocket assisted take-off n.
|
roketli kalkış |
|
211 |
Aeronautic |
rocket engine n.
|
roket motoru |
|
212 |
Aeronautic |
rocket assisted take-off gear n.
|
roketli kalkış düzeni |
|
213 |
Aeronautic |
liquid fuel rocket n.
|
sıvı yakıtlı roket |
|
214 |
Aeronautic |
apogee rocket n.
|
son kademe roket motoru |
|
215 |
Aeronautic |
aircraft rocket n.
|
uçak roketi |
|
216 |
Aeronautic |
hybrid rocket n.
|
yakıcısı ve yanıcısı ayrı ayrı bulunan roket |
|
217 |
Aeronautic |
boost rocket motor n.
|
yardımcı roket motoru |
|
218 |
Aeronautic |
ullage rocket n.
|
ullage motoru |
|
219 |
Aeronautic |
ullage rocket n.
|
ullage roketi |
|
220 |
Aeronautic |
ullage rocket n.
|
ana roket kapatıldığında roket yakıtını yerinde tutmak için yeterli ivme sağlayan küçük roket motoru |
|
221 |
Aeronautic |
rocket plane n.
|
roket atıcılarla mücehhez uçak |
|
222 |
Aeronautic |
rocket plane n.
|
roket taşımak ve fırlatmak için tasarlanmış uçak |
|
223 |
Aeronautic |
rocket ship n.
|
dünya atmosferinin ötesinde navigasyon yapabilen roketli araç |
|
224 |
Aeronautic |
rocket ship n.
|
roketli uçak |
|
225 |
Aeronautic |
rocket ship n.
|
atmosfer ötesinde uçabilen roket motorlu uçak |
|
226 |
Aeronautic |
ion rocket n.
|
gaz halindeki yanıcı ürünler yerine iyonları dışarı atarak itme gücü elde eden roket motoru |
|
227 |
Aeronautic |
rocket driven adj.
|
roketle çalışan |
|
228 |
Aeronautic |
rocket driven adj.
|
roketle itilen |
|
Marine |
|
229 |
Marine |
certificate for rocket parachute flare n.
|
paraşütlü işaret fişeği uygunluk sertifikası |
|
230 |
Marine |
anchor rocket n.
|
cankurtaranların kullandığı, halata bağlı çapa benzeri bir ucu olan roket |
|
Gastronomy |
|
231 |
Gastronomy |
garden rocket n.
|
roka |
|
Astronomy |
|
232 |
Astronomy |
vernier rocket n.
|
küçük bir roket motoru |
|
Botanic |
|
233 |
Botanic |
tansy-leaved rocket n.
|
küçük sarı çiçekleri olan, yıldız şeklinde çok yıllık bir bitki |
|
234 |
Botanic |
sea rocket n.
|
deniz teresi |
|
235 |
Botanic |
garden rocket n.
|
roka |
|
236 |
Botanic |
rocket salad n.
|
roka |
|
237 |
Botanic |
american sea rocket (cakile edentula) n.
|
sahil kıyılarında bulunan morumsu çiçekli bir bitki |
|
238 |
Botanic |
rocket salad n.
|
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
|
239 |
Botanic |
garden rocket n.
|
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki |
|
240 |
Botanic |
rocket cress (barbarea vulgaris) n.
|
nicarotu |
|
241 |
Botanic |
rocket cress (sisymbrium barbarea) n.
|
nicarotu |
|
242 |
Botanic |
yellow rocket (barbarea vulgaris) n.
|
nicarotu |
|
243 |
Botanic |
yellow rocket (sisymbrium barbarea) n.
|
nicarotu |
|
244 |
Botanic |
sweet rocket n.
|
akşamyıldızı |
|
245 |
Botanic |
yellow rocket n.
|
hardala benzer acı tadı olan sarı çiçekli bir bitki |
|
246 |
Botanic |
rocket cress n.
|
hardala benzer acı tadı olan sarı çiçekli bir bitki |
|
247 |
Botanic |
garden rocket n.
|
akşamyıldızı |
|
248 |
Botanic |
dame's rocket n.
|
akşamyıldızı |
|
249 |
Botanic |
dames rocket n.
|
hanım menekşesi |
|
250 |
Botanic |
rocket larkspur n.
|
güney avrupa'da yaygın bulunan bir hezaren bitkisi |
|
251 |
Botanic |
wall rocket n.
|
avrupa'ya özgü olup kuzey amerika'da da yetişen sarı çiçekli bir bitki |
|
252 |
Botanic |
london rocket (sisymbrium Irio) n.
|
bülbül otu |
|
253 |
Botanic |
london rocket (sisymbrium Irio) n.
|
londra'da yetişen çiçekleri haç biçiminde olan bir bitki |
|
254 |
Botanic |
rocket larkspur n.
|
güney avrupa'da yaygın olarak yetiştirilen çiçekli tek yıllık bir bitki |
|
255 |
Botanic |
rocket cress (barbarea vulgaris) n.
|
hardala benzer acı tadı olan sarı çiçekli bir bitki |
|
256 |
Botanic |
rocket cress (sisymbrium barbarea) n.
|
hardala benzer acı tadı olan sarı çiçekli bir bitki |
|
257 |
Botanic |
yellow rocket (barbarea vulgaris) n.
|
hardala benzer acı tadı olan sarı çiçekli bir bitki |
|
258 |
Botanic |
yellow rocket (sisymbrium barbarea) n.
|
hardala benzer acı tadı olan sarı çiçekli bir bitki |
|
259 |
Botanic |
dyer's rocket n.
|
muhabbet çiçeği |
|
260 |
Botanic |
prairie rocket n.
|
şebboy |
|
261 |
Botanic |
prairie rocket n.
|
zarifeotu |
|
262 |
Botanic |
sea-rocket n.
|
deniz teresi |
|
263 |
Botanic |
sea-rocket n.
|
deniz kenarlarında yetişen, pembe veya mor çiçekli tek yıllık bir bitki |
|
Agriculture |
|
264 |
Agriculture |
rocket seed n.
|
ızgın tohumu |
|
265 |
Agriculture |
rocket seed n.
|
roka tohumu |
|
History |
|
266 |
History |
rocket [dialect] n.
|
piskopos cübbesi |
|
Meteorology |
|
267 |
Meteorology |
rocket lightning n.
|
roket şimşek |
|
268 |
Meteorology |
rocket sounding n.
|
roketle sonda |
|
Military |
|
269 |
Military |
probe rocket n.
|
araştırma roketi |
|
270 |
Military |
research rocket n.
|
araştırma roketi |
|
271 |
Military |
moon rocket n.
|
ay roketi |
|
272 |
Military |
separation rocket n.
|
ayırma roketi |
|
273 |
Military |
barrage rocket n.
|
baraj roketi |
|
274 |
Military |
spin rocket n.
|
burgu roketi |
|
275 |
Military |
life rocket n.
|
cankurtaran roketi |
|
276 |
Military |
multiple launch rocket system n.
|
çok namlulu roket sistemi |
|
277 |
Military |
spin rocket n.
|
cayrolu roket |
|
278 |
Military |
multiple launch rocket system n.
|
çoklu roketatar sistemi |
|
279 |
Military |
multiple rocket launcher n.
|
çoklu roket fırlatıcısı |
|
280 |
Military |
multiple rocket launcher n.
|
çok namlulu roketatar |
|
281 |
Military |
multi-stage rocket n.
|
çok katlı roket |
|
282 |
Military |
multiple-launch rocket system n.
|
çok namlulu roketatar sistemi |
|
283 |
Military |
anti submarine rocket n.
|
denizaltı avcı gemisi |
|
284 |
Military |
training rocket system n.
|
ders atış roket sistemi |
|
285 |
Military |
submarine rocket n.
|
denizaltı roketi |
|
286 |
Military |
antisubmarine rocket n.
|
denizaltı savunma roketi |
|
287 |
Military |
antisubmarine rocket n.
|
denizaltı tahrip roketi |
|
288 |
Military |
rocket bomb n.
|
füze bombası |
|
289 |
Military |
general support rocket system n.
|
genel destek roket sistemi |
|
290 |
Military |
guided antitank rocket system n.
|
güdümlü tanksavar roket sistemi |
|
291 |
Military |
air-to-surface rocket n.
|
havadan yere roket |
|
292 |
Military |
anti-tank light rocket n.
|
hafif tanksavar roketi |
|
293 |
Military |
air-to-air rocket n.
|
havadan havaya roket |
|
294 |
Military |
rocket sentinel n.
|
işaret fişeği gözcüsü |
|
295 |
Military |
ideal rocket n.
|
ideal roket |
|
296 |
Military |
ion rocket n.
|
iyon roketi |
|
297 |
Military |
signal rocket n.
|
işaret fişeği |
|
298 |
Military |
landing rocket n.
|
iniş roketi |
|
299 |
Military |
signal rocket n.
|
işaret roketi |
|
300 |
Military |
step rocket n.
|
kademeli roket |
|
301 |
Military |
chemical rocket n.
|
kimyasal roket |
|
302 |
Military |
rocket motor n.
|
katı roket motoru |
|
303 |
Military |
dry fuel rocket n.
|
kuru yakıtlı roket |
|
304 |
Military |
control rocket n.
|
kontrol roketi |
|
305 |
Military |
self propelled rocket launchers n.
|
kundağı motorlu roketatarlar |
|
306 |
Military |
rocket bomb n.
|
komutalı bomba |
|
307 |
Military |
composite-based rocket fuel n.
|
kompozit esaslı roket yakıtı |
|
308 |
Military |
law rocket n.
|
lav roketi |
|
309 |
Military |
nuclear rocket n.
|
nükleer roket |
|
310 |
Military |
rocket industry n.
|
roket sanayii |
|
311 |
Military |
rocket ammunition n.
|
roket mühimmatı |
|
312 |
Military |
rocket-propelled n.
|
roket güdümlü |
|
313 |
Military |
rocket bomb n.
|
roket bomba |
|
314 |
Military |
rocket thrust n.
|
roket çekişi |
|
315 |
Military |
rocket motor pipe n.
|
roket motor borusu |
|
316 |
Military |
rocket head n.
|
roket başı |
|
317 |
Military |
principle of rocket propulsion n.
|
roket tahrik prensibi |
|
318 |
Military |
rocket missile n.
|
roketli mermi |
|
319 |
Military |
rocket-propelled grenade (rpg) n.
|
roket güdümlü el bombası |
|
320 |
Military |
rocket assisted take-off unit n.
|
roket yardımlı kalkış cihazı |
|
321 |
Military |
rocket target n.
|
roket hedefi |
|
322 |
Military |
rocket projectile n.
|
roket mermisi |
|
323 |
Military |
rocket igniter n.
|
roket ateşleme tertibatı |
|
324 |
Military |
rocket propulsion n.
|
roket itme gücü |
|
325 |
Military |
rocket projector n.
|
roket atma cihazı |
|
326 |
Military |
rocket projector n.
|
roketatar |
|
327 |
Military |
rocket warhead n.
|
roket başlığı |
|
328 |
Military |
rocket sled n.
|
roket kızağı |
|
329 |
Military |
rocket tail wing n.
|
roket kuyruk kanadı |
|
330 |
Military |
line charge launched by rocket n.
|
roketle sevk edilen hat imla hakkı |
|
331 |
Military |
rocket tail stabilizer n.
|
roket kuyruk dengeleyicisi |
|
332 |
Military |
rocket missile n.
|
roketli bomba |
|
333 |
Military |
rocket artillery n.
|
roket topçusu |
|
334 |
Military |
rocket launcher n.
|
roketatar |
|
335 |
Military |
rocket-propelled grenade (rpg) n.
|
roketatar |
|
336 |
Military |
rocket fuel n.
|
roket yakıtı |
|
337 |
Military |
free flight rocket n.
|
serbest uçuşlu roket |
|
338 |
Military |
liquid propellant rocket n.
|
sıvı yakıtlı roket |
|
339 |
Military |
rocket engine n.
|
sıvı yakıtlı roket motoru |
|
340 |
Military |
pyrotechnic tracer rocket warhead n.
|
sis işaret roket harp başlığı |
|
341 |
Military |
wet fuel rocket n.
|
sulu yakıt roketi |
|
342 |
Military |
glide rocket n.
|
süzülme roketi |
|
343 |
Military |
sounding rocket n.
|
sondaj roketi |
|
344 |
Military |
artillery rocket n.
|
topçu roketi |
|
345 |
Military |
sustainer rocket n.
|
takviye roketi |
|
346 |
Military |
life rocket n.
|
tahlisiye fişeği |
|
347 |
Military |
antitank rocket n.
|
tanksavar roketi |
|
348 |
Military |
rocket bomb n.
|
tepkili bomba |
|
349 |
Military |
aircraft rocket n.
|
uçak roketi |
|
350 |
Military |
free rocket over the ground n.
|
yer üstü serbest roket |
|
351 |
Military |
armour piercing rocket n.
|
zırh delici roket |
|
352 |
Military |
multi-stage rocket n.
|
çok kademeli roket |
|
353 |
Military |
multistage rocket n.
|
çok kademeli roket |
|
354 |
Military |
multistage rocket n.
|
arka arkaya ateşlenen iki veya daha fazla tahrik ünitesinden oluşan roket |
|
355 |
Military |
rocket base n.
|
roket füzelerinin bulunduğu askeri üs |
|
356 |
Military |
rocket range n.
|
roket füzeleri için atış poligonu |
|
357 |
Military |
rocket range n.
|
roket menzili |
|
358 |
Military |
rocket range n.
|
roket erişimi |
|
359 |
Military |
rocket ship n.
|
roketle çalışan gemi |
|
360 |
Military |
rocket ship n.
|
roketatarlarla donatılmış küçük savaş gemisi |
|
361 |
Military |
congreve rocket n.
|
congreve roketi |
|
362 |
Military |
congreve rocket n.
|
bir askeri roket türü |
|
363 |
Military |
free rocket n.
|
havadayken yönlendirme veya kontrole tabi olmayan roket |
|
Engineering |
|
364 |
Engineering |
rocket engineer n.
|
roket yapan ve test eden mühendis |
|
365 |
Engineering |
rocket scientist n.
|
roket yapan ve test eden mühendis |
|
Slang |
|
366 |
Slang |
crotch-rocket n.
|
yarış motoru |
|
367 |
Slang |
pocket rocket n.
|
minyatür motosiklet |
|
368 |
Slang |
pocket rocket n.
|
çocuk motosikleti |
|
369 |
Slang |
pocket rocket n.
|
cep motosikleti |
|
370 |
Slang |
pocket rocket n.
|
mini motosiklet |
|
371 |
Slang |
pocket rocket n.
|
vibratör |
|
372 |
Slang |
rice rocket n.
|
pirinç motoru |
|
373 |
Slang |
rice rocket n.
|
yüksek performanslı japon spor motosikleti |
|
374 |
Slang |
pocket-rocket n.
|
penis |
|
375 |
Slang |
pocket-rocket n.
|
alet |
|
376 |
Slang |
blow a snot rocket v.
|
bir parmak burnun bir deliğini kaparken diğerinden sümkürmek |
|
377 |
Slang |
blow a snot rocket v.
|
sümük roketi yollamak |
|
378 |
Slang |
snot rocket v.
|
sümkürmek |
|
British Slang |
|
379 |
British Slang |
pocket rocket n.
|
penis |
|
380 |
British Slang |
pocket rocket n.
|
alet |
|
381 |
British Slang |
sky (rocket) n.
|
cep |
|
382 |
British Slang |
snot-rocket n.
|
sümkürerek çıkarılan sümük |
|
Star Wars |
|
383 |
Star Wars |
rocket booster n.
|
roket hızlandırıcı |
|
384 |
Star Wars |
rocket ship n.
|
roket gemi |
|
385 |
Star Wars |
rocket-jumper troopship n.
|
roket zıplayıcı askergemisi |
|