sağ ve sol - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sağ ve sol



Bedeutungen von dem Begriff "sağ ve sol" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Politics
sağ ve sol left and right n.

Bedeutungen, die der Begriff "sağ ve sol" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 47 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sol ve sağ left and right n.
sağ elde ince ve uzun kılıç tutarken sol elde taşınan düşmanın ince ve uzun kılıcı ile yaptığı saldırıları savuşturmaya yaran hançer main-gauche n.
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem median plane n.
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem mesial plane n.
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç saltire n.
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret fret n.
sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç içeren arma simgesi fret n.
metindeki satırların sağ ve sol kenarlarını aynı hizaya getirmek justify v.
sağ ve sol tarafları ters çevrilmiş olan mirrorwise adj.
sağ ve sol ile ilgili right-and-left adj.
sağ ve sol eller için tasarlanmış right-and-left adj.
sağ ve sol ayaklar için tasarlanmış right-and-left adj.
Politics
sağ ve sol gibi uç görüşlerden uzak duran ılımlı siyasi felsefe centrism n.
aşırı sağ ve aşırı sol tarafından önerilen yolların ortasını bulan ekonomik ve politik gelişme third way n.
sağ ve sol  right and left  n.
Electric
çift sıralı uçlu pakete gömülmüş ve doğrudan devre kartına monte edilmiş sağ sol anahtar seti dip-switch n.
Mechanic
karşılıklı uçları sırasıyla sağ dişli ve sol dişli vida için olan yivli manşon right and left coupling n.
Textile
sol ve sağ tarafların tarifi definition of left and right sides n.
Automotive
sağ ve sol bir sıra motor right-hand and left-hand in-line engine n.
Medical
sağ ve sol damak bölümlerinin birleşmemesi nedeniyle meydana gelen konjenital damak yarığı cleft palate n.
sağ ve sol kolon tümörlü hasta patient with left and right-sided tumors n.
sol ve sağ kaburga kemikleri arasında bulunan göğüs kafesi kemiği sternum n.
sol ve sağ aksesuar sinir left and right accessory nerve n.
sol ve sağ kalp yetmezliği left and right heart failure n.
sol ve sağ ventrikül atım işi indeksleri left and right ventricular stroke work index n.
kalbin sol ve sağ bölümlerinin arasındaki septumda görülen genetik abnormalite septal defect n.
Anatomy
kirli kanı kalbin sağ odacığından alıp sağ ve sol akciğer atardamarlarına dağıtan arter truncus pulmonalis n.
kirli kanı kalbin sağ odacığından alıp sağ ve sol akciğer atardamarlarına dağıtan arter pulmonary trunk n.
beyinciğin sağ ve sol lopları arasında kalan lop vermis n.
beyinciğin sağ ve sol lopları arasında kalan lop vermis cerebelli n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür lateral cerebral sulcus n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür fissure of sylvius n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür sulcus lateralis cerebri n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür sylvian fissure n.
beynin sağ ve sol hemisferinde ön lob ve paryetal lobu aşağıda bulunan temporal lobdan ayıran, korteksteki en derin ve belirgin fissür lateral sulcus n.
plevranın göğüs kafesini ikiye bölerek sağ ve sol boşlukları oluşturan kıvrımları mediastine n.
plevranın göğüs kafesini ikiye bölerek sağ ve sol boşlukları oluşturan kıvrımlar arasındaki boşluk mediastinal space n.
beyinciğin sağ ve sol lopları arasında kalan lop worm n.
Pathology
kalbin sol ve sağ kulakçıkları arasında anormal derecede açıklık atrial septal defect n.
Physics
fleming'in sağ ve sol el kuralı fleming's rules n.
Zoology
bilateral olarak simetrik olan bir hayvanı sağ ve sol olmak üzere iki eşit parçaya bölen hayali bir aks mesial plane n.
Military
marş sırasında hizanın koruması için piyade taburunun sağ ve sol taraflarında görevlendirilen iki çavuş general guides n.
Football
(eskiden) sağ ve sol iç oyuncuların her biri inside forward n.
Music
kadın ve erkeklerin birbirinden uzaklaşıp birbirine yaklaşırken sağ ve sol ellerini dönüşümlü kenetlediği bir dans figürü right and left n.
Photography
(çinkografi) sağ ve sol tarafları yer değiştirmiş resim oluşturmak flop v.
sağ ve sol tarafı yer değiştirmiş resim basmak flop v.
Entomology
gövdeyi sağ ve sol olmak üzere iki eş parçaya bölen hayali orta aks meson n.