Verlauf

something else

Bedeutungen von dem Begriff "something else" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	something else pron.	başka bir şey
Phrases
2	Phrases	something else expr.	dikkate değer
3	Phrases	something else expr.	olağanüstü
Colloquial
4	Colloquial	something else expr.	başka bir şey

Bedeutungen, die der Begriff "something else" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	be so affected by something that one can't think of anything else v.	dünyayı gözü görmemek
2	General	mix something up with something else v.	bir şeyi başka bir şey sanmak
3	General	mistake something for something else v.	bir şeyi başka bir şey sanmak
4	General	mix something up with something else v.	bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak
5	General	mistake something for something else v.	bir şeyi başka bir şeyle karıştırmak
6	General	pretend to be busy doing something else v.	başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak
7	General	fluctuate between something and something else v.	arasında dalgalanmak
8	General	swap something for something else v.	(bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek
9	General	diversify from something into something else v.	bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek
10	General	be so affected by something that one can't think of anything else v.	gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek
Phrasals
11	Phrasals	play (something) off as (something else) v.	bir şeyi başka bir şey gibi sunmaya çalışmak
12	Phrasals	play (something) off as (something else) v.	rolü/numarası yapmak
13	Phrasals	play (something) off as (something else) v.	-mış gibi göstermek
14	Phrasals	play (something) off as (something else) v.	yutturmaya kalkışmak
15	Phrasals	fall between (something and something else) v.	(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek
16	Phrasals	fall between (something and something else) v.	(bir şeylerin) arasına girmek
17	Phrasals	get between (someone or something and someone or something else) v.	(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak
18	Phrasals	get between (someone or something and someone or something else) v.	(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak
19	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında havada/asılı kalmak
20	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	üzerinde uçmak/tur atmak
21	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak
22	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) kararsız kalmak
23	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) bocalamak
24	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) tereddüt etmek
25	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) tereddütte kalmak
26	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) duraksamak
27	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikte kalmak
28	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikli olmak
29	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) ikilemde kalmak
30	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek
31	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) karar verememek
32	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki kararı havada/askıda bırakmak
33	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki karar havada/askıda kalmak
34	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında havada/asılı kalmak
35	Phrasals	hover between something (and something else) v.	üzerinde uçmak/tur atmak
36	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak
37	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) kararsız kalmak
38	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) bocalamak
39	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) tereddüt etmek
40	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) tereddütte kalmak
41	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) duraksamak
42	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikte kalmak
43	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) ikircikli olmak
44	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) ikilemde kalmak
45	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek
46	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) karar verememek
47	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki kararı havada/askıda bırakmak
48	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasındaki karar havada/askıda kalmak
49	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	iki zıt kişi veya şey arasında karar vermek
50	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak
51	Phrasals	step between (someone or something and someone or something else) v.	(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak
52	Phrasals	set something apart from (something else) v.	ayrı tutmak
53	Phrasals	relate something to something else v.	bir şeyi başka bir şeyle ilişkilendirmek
54	Phrasals	tell something from something (else) v.	bir şeyi diğerinden ayırt etmek
55	Phrasals	associate something to something else v.	bir şeyi başka bir şeyle ilişkilendirmek
56	Phrasals	ply (someone with something else) v.	birine bir şey (hediyeler vb) vermek
57	Phrasals	set something back from (something else) v.	geriye koymak/çekmek
58	Phrasals	rate (someone or something) with (someone or something else) v.	ile bir tutmak
59	Phrasals	split something between (something and something else) v.	(iki kişi) arasında bölüştürmek
60	Phrasals	rate something below something else v.	(bir şeyi başka bir şeyin) altında değerlendirmek
61	Phrasals	rate something above something else v.	(bir şeyi başka bir şeyin) üzerinde değerlendirmek
62	Phrasals	split something between (someone and someone else) v.	(iki kişi) arasında bölüştürmek
63	Phrasals	yank (someone or something) off of (someone or something else) v.	çekip çıkarmak
64	Phrasals	yank (someone or something) off of (someone or something else) v.	çekip almak
65	Phrasals	put (something) down to (something else) v.	-e vermek
66	Phrasals	put (something) down to (something else) v.	yormak
67	Phrasals	put (something) down to (something else) v.	'-e bağlamak (bir şeyi başka bir şeyin nedeni saymak)
68	Phrasals	balance (something) with (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) dengelemek/eşitlemek/nötrlemek
69	Phrasals	balance (something) with (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) telafi etmek
70	Phrasals	balance (something) with (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) karşılamak
71	Phrasals	compound (something) with (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) eklemek
72	Phrasals	compound (something) with (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) birleştirmek
73	Phrasals	compound (something) with (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) karıştırmak
74	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	bir şeyi başka bir şeyin üzerinden giderek yapmak
75	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	bir şeyi başka bir şeyin üzerinden şekillendirmek
76	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	bir şeyi başka bir örnek üzerinden/örneğe göre yapmak
77	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	bir şeyi başka bir örneği taklit ederek yapmak
78	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
79	Phrasals	fashion (something) on (something else) v.	bir şeyi başka bir şeyin üzerinden giderek yapmak
80	Phrasals	fashion (something) on (something else) v.	bir şeyi başka bir şeyin üzerinden şekillendirmek
81	Phrasals	fashion (something) on (something else) v.	bir şeyi başka bir örnek üzerinden/örneğe göre yapmak
82	Phrasals	fashion (something) on (something else) v.	bir şeyi başka bir örneği taklit ederek yapmak
83	Phrasals	fashion (something) on (something else) v.	bir şeyi başka bir şeyi örnek alarak yapmak
84	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyi başka bir şey kullanarak yapmak
85	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyi başka bir şey kullanarak tasarlamak/oluşturmak
86	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyi bir şablon/model üzerinden şekillendirmek
87	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyi bir örnek/kalıp üzerinden şekillendirmek
88	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyi bir örnek kullanarak yapmak
89	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyden başka bir şey üretmek
90	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyden başka bir şey tasarlamak/geliştirmek
91	Phrasals	fashion (something) out of (something else) v.	bir şeyden başka bir şey yaratmak
92	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	iki şey arasında asılı kalmak
93	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	havada asılı kalmak
94	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(iki şey arasında) gidip gelmek
95	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(iki şey arasında) kararsız kalmak/karar verememek
96	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	muallakta kalmak/olmak
97	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	sürüncemede kalmak
98	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	seçenekler arasında bir karar vermeye çalışmak
99	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	seçenekler arasından bir seçim yapmaya çalışmak
100	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	seçenekler arasında bocalamak
101	Phrasals	hover between something (and something else) v.	iki şey arasında asılı kalmak
102	Phrasals	hover between something (and something else) v.	havada asılı kalmak
103	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(iki şey arasında) gidip gelmek
104	Phrasals	hover between something (and something else) v.	(iki şey arasında) kararsız kalmak/karar verememek
105	Phrasals	hover between something (and something else) v.	muallakta kalmak/olmak
106	Phrasals	hover between something (and something else) v.	sürüncemede kalmak
107	Phrasals	hover between something (and something else) v.	seçenekler arasında bir karar vermeye çalışmak
108	Phrasals	hover between something (and something else) v.	seçenekler arasından bir seçim yapmaya çalışmak
109	Phrasals	hover between something (and something else) v.	iki seçenek arasında kalmak
110	Phrasals	hover between something (and something else) v.	seçenekler arasında bocalamak
111	Phrasals	judge between (someone or something) (and someone or something else) v.	(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak
112	Phrasals	judge between (someone or something) (and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek
113	Phrasals	judge between (someone or something) (and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden birinde) karar kılmak
114	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak
115	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek
116	Phrasals	judge between (someone or something and someone or something else) v.	(iki veya birkaç şeyden/kişiden birinde) karar kılmak
117	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(iki şeyi/kişiyi) yan yana getirmek
118	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(iki şeyi/kişiyi) yan yana koyup karşılaştırmak
119	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak incelemek
120	Phrasals	juxtapose (someone or something) with (someone or something else) v.	(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek
121	Phrasals	print (something) in (something else) v.	(bir şeyi belirli bir şeyin/bölümün/alanın) içine matbaa harfleriyle yazmak
122	Phrasals	print (something) in (something else) v.	fiziksel bir yayının içerisinde yer almak
123	Phrasals	print (something) in (something else) v.	fiziksel bir yayının içerisinde basmak
124	Phrasals	print (something) in (something else) v.	fiziksel bir yayının içerisine dahil etmek
125	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyden/başka bir şeyin parçalarından) tekrar yapmak
126	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyden/başka bir şeyin parçalarından) tekrar kurmak/toplamak
127	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyden/başka bir şeyin parçalarından) tekrar inşa etmek/şekillendirmek
128	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi/başka bir şeyin parçalarını kullanarak) onarmak/düzeltmek
129	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi/başka bir şeyin parçalarını kullanarak) yenilemek
130	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	olay örgüsünü kurmak
131	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	bilgileri bir araya getirerek tutarlı/mantıklı bir sonuç ortaya çıkarmak
132	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	eldeki bilgilerden yola çıkarak bir şeyi çözmek
133	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	yap-bozun parçalarını/ipuçlarını birleştirerek bir şeyi çözmek
134	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	tüm taşları yerine oturtarak bir hikayeyi/bir şeyi çözmek
135	Phrasals	reconstruct (something) from (something else) v.	eldeki bilgilerin ışığında mantıklı bir sonuca varmak
136	Phrasals	scoop (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin içinden) çıkarmak
137	Phrasals	scoop (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin içinden) kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
138	Phrasals	scoop (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin içinden) çekip çıkarmak
139	Phrasals	shroud (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içine boğmak
140	Phrasals	shroud (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyle) gizlemek
141	Phrasals	shroud (something) in (something else) v.	(bir şeyin üstünü bir şeyle) örtmek
142	Phrasals	stock (something) with (something else) v.	(bir şeyi/yeri bir şeyle) doldurmak
143	Phrasals	stock (something) with (something else) v.	(bir şeyi/yeri) bir malla doldurmak
144	Phrasals	stock (something) with (something else) v.	(bir yere/bir şeyin içine bir şey) stoklamak
145	Phrasals	stock (something) with (something else) v.	(bir şeye/yere bir şeyden) stok yapmak
146	Phrasals	stock (something) with (something else) v.	(bir şeye/yere bir şeyin) stokunu yapmak
147	Phrasals	sub something for something else v.	birini (başka biriyle) değiştirmek
148	Phrasals	sub something for something else v.	bir şeyi (başka bir şeyle) değiştirmek
149	Phrasals	sub something for something else v.	birinin yerine başka birini almak
150	Phrasals	sub something for something else v.	bir şeyin yerini başka bir şey almak
151	Phrasals	sub something for something else v.	birinin yerine başka birini görevlendirmek/koymak
152	Phrasals	sub something for something else v.	bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak
153	Phrasals	sub something for something else v.	birini (başka birinin yerine) almak
154	Phrasals	suffix (something) onto (something else) v.	bir kelimenin sonuna ek getirip başka bir kelime türetmek/kelimeyi çekimlemek
155	Phrasals	suffix (something) onto (something else) v.	bir kelimenin sonuna ek getirmek
156	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyi) bırakıp başka bir şeye geçmek
157	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şey) yerine (başka bir şey) kullanmaya/tüketmeye başlamak
158	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek
159	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyin) türünü değiştirmek
160	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) dönüştürmek
161	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyi) bıraktırıp başka bir şeye başlatmak
162	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) değiştirmek
163	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyin) yerine başka bir şey vermek
164	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyin) kullanımını/tüketimini sonlandırmak
165	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyden başka bir şeye) geçirmek
166	Phrasals	switch from (something) (to something else) v.	(bir şeyi) değiştirmek
167	Phrasals	switch from something (to something else) v.	bir şeyden (başka bir şeye) geçmek/geçiş yapmak
168	Phrasals	switch from something (to something else) v.	bir şeyi (başka bir şeyle) değiştirmek
169	Phrasals	switch from something (to something else) v.	bir şey yerine (başka bir şey) kullanmaya başlamak
170	Phrasals	switch from something (to something else) v.	bir şeyi bırakıp başka bir şey kullanmaya başlamak
171	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek
172	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gözüyle bakmak
173	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek
174	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek
175	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak görmek
176	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) saymak
177	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) olarak davranmak
178	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek
179	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gibi yaklaşmak
180	Phrasals	treat (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak
181	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyi) budamak/kırpmak
182	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyin) uçlarını kesmek/ucundan almak
183	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyi) tıraşlamak
184	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyden küçük bir kısmını) kırpmak/kesmek
185	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyden küçük bir kısmını) ayırmak
186	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyden küçük bir kısmını) çıkarmak/artırmak
187	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(bir şeyden küçük bir kısmını) atmak
188	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	kilo vermek
189	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	yağlarını eritmek
190	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	diyet veya egzersizle yağlarını eritmek
191	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(birine/bir şeye bir özelliğinden dolayı) değer/kıymet vermek
192	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(birinin/bir şeyin bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli olduğunu düşünmek
193	Phrasals	trim (something) from (something else) v.	(birini/bir şeyi bir özelliğinden dolayı) çok değerli/kıymetli saymak
194	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir malzemeden bir şey) örmek
195	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir malzemeden bir şey) dokumak
196	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir bilgiden) bir hikaye uydurmak
197	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir bilgiden) bir hikaye oluşturmak
198	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir bilgiden) bir hikaye yaratmak
199	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir bilgiden) bir hikaye çıkarmak/meydana getirmek
200	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	(bir bilgiden) bir şey oluşturmak
201	Phrasals	weave (something) from (something) else v.	bir bilgiden yola çıkarak bir hikaye yazmak
202	Phrasals	fall between (something and something else) v.	(bir şeyle başka bir şeyin) arasına/ortasına düşmek
203	Phrasals	diffuse something through something (else) v.	bir şeyi (başka) bir şeye yaymak/nüfuz ettirmek
204	Phrasals	diffuse something through something (else) v.	bir şeyi (başka) bir şeyin her yanına dağıtmak/yaymak
205	Phrasals	diffuse something through something (else) v.	bir şeyi (başka) bir şeyin her yanına nüfuz ettirmek
206	Phrasals	put (something) next to (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) yanına/bitişiğine koymak
207	Phrasals	barter (something) for (something else) v.	(bir şeyi) değiş tokuşla almak
208	Phrasals	barter (something) for (something else) v.	(bir şeyi) takasla almak
209	Phrasals	barter (something) for (something else) v.	(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak
210	Phrasals	barter (something) for (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) takas etmek
211	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyin) içine (bir şey) dikmek
212	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyin) içine (bir şey) ekmek
213	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içine sabitlemek
214	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyin içine bir şeyi) sıkıca saplamak
215	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	birinin kafasına (bir şey) sokmak
216	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	birinin aklına (bir şey) düşürmek
217	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içinde gizlemek
218	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içinde saklamak
219	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içine gizlice koymak
220	Phrasals	plant (something) in (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içine gizlice yerleştirmek
221	Phrasals	mount (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) takmak/asmak
222	Phrasals	mount (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) monte etmek/tutturmak
223	Phrasals	mount (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne koymak/yerleştirmek
224	Phrasals	power (something) with (something else) v.	(bir şeyi bir şey) kullanarak çalıştırmak
225	Phrasals	power (something) with (something else) v.	(bir şeye bir şey) kullanarak enerji vermek
226	Phrasals	power (something) with (something else) v.	(bir şeyi bir şey) kullanarak işletmek
227	Phrasals	splice (something) to (something else) v.	(bir şeyin) ucunu (başka bir şeyin) ucuyla birleştirmek
228	Phrasals	splice (something) to (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) ucuna eklemek
229	Phrasals	splice (something) to (something else) v.	uçlarını birleştirmek
230	Phrasals	splice (something) to (something else) v.	uç uca eklemek
231	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstün tutmak
232	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstüne çıkarmak
233	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden) daha değer vermek
234	Phrasals	prize (someone or something) above (someone or something else) v.	(birini ya da bir şeyi) kayırmak
235	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye göre) tasarlamak
236	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	(bir şeyi yaparken başka bir şeyi) örnek almak
237	Phrasals	fashion (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) göre düzenlemek
238	Phrasals	balance (something) against (something else) v.	(olumlu ve olumsuz özelliği) karşılaştırmak
239	Phrasals	see (something) against (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) önünde görmek
240	Phrasals	see (something) against (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) arkasına almış biçimde görmek
241	Phrasals	see (something) against (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak anlamak
242	Phrasals	see (something) against (something else) v.	(bir şeyi başka bir şey) üzerinden değerlendirmek
243	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle/çiviyle tutturmak
244	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle çiviyle sabitlemek
245	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) çakarak sabitlemek
246	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) raptiyelemek/çivilemek
247	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) yapıştırmak
248	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle/çiviyle takmak
249	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle/çiviyle asmak
250	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) üstüne yersiz bir şekilde eklemek
251	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) üstüne getirip yapıştırmak
252	Phrasals	tack (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) üstüne fazladan eklemek/ilave etmek
253	Phrasals	join (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) bağlamak
254	Phrasals	join (something) to (something else) v.	(bir şeyle bir şey) arasında bağlantı kurmak
255	Phrasals	join (something) to (something else) v.	(bir şeyle bir şeyi) birleştirmek
256	Phrasals	join (something and something else) together v.	(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek
257	Phrasals	join (something and something else) together v.	(bir şeyi bir şeye) bağlamak
258	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) yan yana koyup karşılaştırmak
259	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) yan yana getirmek
260	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak incelemek
261	Phrasals	juxtapose (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek
262	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) eşit olmak
263	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) örtüşmek
264	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak
265	Phrasals	match up with (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle) denk olmak
266	Phrasals	tighten (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak
267	Phrasals	tighten (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) sıkıca takmak
268	Phrasals	tighten (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak
269	Phrasals	tighten (something) onto (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek
270	Phrasals	alternate between something and something else v.	biriyle başka biri arasında gidip gelmek
271	Phrasals	alternate between something and something else v.	biriyle başka biri arasında değişimli/dönüşümlü olmak
272	Phrasals	alternate between something and something else v.	biriyle başka biri arasında sırayla yapılmak
273	Phrasals	alternate between something and something else v.	biriyle başka biri arasında gidip gelmek
274	Phrasals	alternate between something and something else v.	biriyle başka biri arasında değişimli/dönüşümlü olmak
275	Phrasals	alternate between something and something else v.	biriyle başka biri arasında sırayla yapılmak
276	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek
277	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinin bir şeyin) dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
278	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinin bir şeyin) ilgisini (birine/bir şeye) çekmek
279	Phrasals	attract (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) cezbetmek
280	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) uydurmak
281	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) uyumlu hale getirmek
282	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) adapte etmek
283	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre ayarlamak
284	Phrasals	attune (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre düzeltmek
285	Phrasals	balance (something) against (something else) v.	olumlu ve olumsuz yanını/yanlarını tartmak
286	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeyden) türetmek
287	Phrasals	base off (of) (something else) v.	köklerini/temelini (bir şeye) dayandırmak
288	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şey) üzerine kurmak
289	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeye) dayandırmak
290	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeyden) elde etmek
291	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeyden) sağlamak
292	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeyden) kaynaklanmak
293	Phrasals	base off (of) (something else) v.	temeli (bir şeye) dayanmak
294	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeyi) esas almak
295	Phrasals	base off (of) (something else) v.	(bir şeyi) baz almak
296	Phrasals	blast (something) off (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) zorla çıkarmak/silmek
297	Phrasals	blend (something) into (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içerisine karıştırmak
298	Phrasals	blend (something) into (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içerisine yedirmek
299	Phrasals	blend (something) into (something else) v.	(bir şeyi bir şeyle) karıştırmak
300	Phrasals	come between (something and something else) v.	(iki şeyin) arasında olmak
301	Phrasals	come between (something and something else) v.	(bir şeyle başka bir şeyin) arasında olmak
302	Phrasals	come between (something and something else) v.	(bir şeyle başka bir şeyin) arasında yer almak/gelmek
303	Phrasals	contrast (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
304	Phrasals	contrast (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) mukayese etmek
305	Phrasals	contrast (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
306	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt etmek
307	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında fark görmek
308	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
309	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında ayrım yaratmak
310	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında fark oluşturmak
311	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) farklı hale getirmek
312	Phrasals	differentiate between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt edilebilir hale getirmek
313	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek
314	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırmak
315	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) farklılaştırmak
316	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin başka birinden/bir şeyden) ayırt edilebilir olmasını sağlamak
317	Phrasals	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin başka birinden/bir şeyden) farklı olmasını sağlamak
318	Phrasals	discern someone or something from something (else) v.	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek
319	Phrasals	discern someone or something from something (else) v.	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırmak
320	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak düşünmek
321	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak tasavvur etmek
322	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak gözünde canlandırmak
323	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak zihninde canlandırmak
324	Phrasals	envision (someone or something) as (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek
325	Phrasals	fashion (something) into (something else) v.	(bir şey) üzerinden giderek (başka bir şey) yapmak
326	Phrasals	fashion (something) into (something else) v.	(bir şey) üzerinden (başka bir şey) şekillendirmek
327	Phrasals	fashion (something) into (something else) v.	(bir şeyden) yola çıkarak (başka bir şey) yapmak
328	Phrasals	fashion (something) into (something else) v.	(bir şeyi) alıp (başka bir şey) haline getirmek
329	Phrasals	fashion (something) into (something else) v.	(bir şeyi) alıp (başka bir şeye) dönüştürmek
330	Phrasals	flit from (something to something else) v.	(bir şeyden başka bir şeye) uçuvermek/uçmak
331	Phrasals	flit from (something to something else) v.	(bir şeyden başka bir şeye) hızlı hızlı geçmek
332	Phrasals	go between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasına girmek/sızmak
333	Phrasals	go between (someone or something and someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasından geçmek/gitmek
334	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında duraksamak
335	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında ikircikte kalmak
336	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında ikilemde kalmak
337	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız kalmak
338	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında tereddütte kalmak
339	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında tereddüt etmek
340	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında bocalamak
341	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında gidip gelmek
342	Phrasals	hover between (something) and (something else) v.	(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında karar verememek
343	Phrasals	jab (something) into (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) sokuşturmak
344	Phrasals	jab (something) into (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) saplamak
345	Phrasals	jab (something) into (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) içine dürtmek
346	Phrasals	know (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek
347	Phrasals	know (someone or something) from (someone or something else) v.	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek
348	Phrasals	lead (someone or something) against (someone or something else) v.	(birine/bir şeye) karşı (birine/bir şeye) liderlik etmek
349	Phrasals	lead (someone or something) against (someone or something else) v.	(biri/bir şey) karşısında (birinin/bir şeyin) lideri olmak
350	Phrasals	liken (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) benzetmek
351	Phrasals	liken (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) benzeterek tanımlamak
352	Phrasals	liken (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
353	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
354	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
355	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
356	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
357	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
358	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
359	Phrasals	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
360	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
361	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
362	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
363	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
364	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
365	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
366	Phrasals	match (someone or something) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
367	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek
368	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
369	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
370	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak
371	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
372	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
373	Phrasals	match up (someone or something) with (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
374	Phrasals	mean (something) as (something else) v.	(bir şeyi bir şey) olarak kastetmek
375	Phrasals	mean (something) as (something else) v.	(bir şey) söyleyerek/yaparak (bir şey) kastetmek
376	Phrasals	mean (something) as (something else) v.	(bir şey) söylemekteki/yapmaktaki maksadı (bir şey) olmak
377	Phrasals	mean (something) as (something else) v.	(bir şey) söylemekteki/yapmaktaki niyeti (bir şey) olmak
378	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) kıyaslamak
379	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
380	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) mukayese etmek
381	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek
382	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek
383	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
384	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) ölçüsünü karşılaştırmak
385	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin) ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
386	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birinin/bir şeyin) ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
387	Phrasals	measure (someone or something) (up) against (someone or something else) v.	(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak
388	Phrasals	migrate between (some place or something) and (some place or something else) v.	(bir yerden/bir şeyden bir yere/bir şeye) göç edip durmak
389	Phrasals	migrate between (some place or something) and (some place or something else) v.	(iki yer/iki şey) arasında sürekli göç etmek
390	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) örnek olarak almak
391	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) model olarak almak
392	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) temel olarak almak
393	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) ilham olarak almak
394	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) örnek alarak geliştirmek
395	Phrasals	model (oneself or something) on (someone or something else) v.	(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) model alarak geliştirmek
396	Phrasals	model (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak/geliştirmek
397	Phrasals	model (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak/geliştirmek
398	Phrasals	model (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şey) üzerinden geliştirmek
399	Phrasals	model (something) after (something else) v.	(bir şeyi) yapmak/geliştirmek için (başka bir şeyi) örnek almak
400	Phrasals	model (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak/geliştirmek
401	Phrasals	model (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak/geliştirmek
402	Phrasals	model (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şey) üzerinden geliştirmek
403	Phrasals	model (something) on (something else) v.	(bir şeyi) yapmak/geliştirmek için (başka bir şeyi) örnek almak
404	Phrasals	nail (something) onto (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne çivilemek
405	Phrasals	nail (something) onto (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak
406	Phrasals	nail (something) to (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) çivilemek
407	Phrasals	nail (something) to (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak
408	Phrasals	palm (something) off (on one) (as something else) v.	(birine bir şeyi başka bir şey olarak) kakalamak/yutturmak
409	Phrasals	parlay (something) into (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) dönüştürmek
410	Phrasals	parlay (something) into (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyde) değerlendirmek
411	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şey) gibi sunmaya çalışmak
412	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(biri/bir şey başka biri/bir şeymiş) gibi yapmak
413	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şeymiş) gibi göstermek
414	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şey) olarak yutturmaya kalkışmak/çalışmak
415	Phrasals	pass (someone or something) off (as something else) v.	(birini/bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak
416	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) modelinde/modelini kullanarak yapmak
417	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) göre modellemek/oluşturmak
418	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) aynı modelde yapmak
419	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) taslak olarak kullanarak yapmak
420	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak
421	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) kalıbına/örneğine/şablonuna göre yapmak
422	Phrasals	pattern (something) after (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak
423	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) modelinde/modelini kullanarak yapmak
424	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeye) göre modellemek/oluşturmak
425	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyle) aynı modelde yapmak
426	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) taslak olarak kullanarak yapmak
427	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) örnek alarak yapmak
428	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) kalıbına/örneğine/şablonuna göre yapmak
429	Phrasals	pattern (something) on (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak
430	Phrasals	pawn (something) off (on one) (as something else) v.	(birine bir şeyi başka bir şey olarak) kakalamak/yutturmak
431	Phrasals	pay (something) toward (something else) v.	(bir şey) için (bir miktar) para ödemek
432	Phrasals	pay (something) toward (something else) v.	(bir şeye) yönelik olarak (bir miktar) para ödemek
433	Phrasals	place (someone or something) next to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına koymak/bırakmak
434	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyi bir şeyle) delik deşik etmek
435	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyi bir şeyle) yamuk yumuk etmek
436	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyi bir şeyle) oyuk oyuk yapmak
437	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyin) yüzeyini (bir şeyle) bozmak/mahvetmek
438	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyle bir şeyin) şeklini/düzgünlüğünü bozmak
439	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyle bir şeyin) yüzeyinde çukurlar/delikler açmak
440	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeyi bir şeyle) bozmak
441	Phrasals	pock (something) with (something else) v.	(bir şeye bir şeyle) zarar vermek
442	Phrasals	pollute (something or some place) with (something else) v.	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) kirletmek
443	Phrasals	pollute (something or some place) with (something else) v.	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) pisletmek
444	Phrasals	predicate (something) on (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek
445	Phrasals	predicate (something) on (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) dayandırmak
446	Phrasals	predicate (something) on (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) isnat etmek
447	Phrasals	predicate (something) on (something else) v.	(bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak
448	Phrasals	predicate (something) upon (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek
449	Phrasals	predicate (something) upon (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) dayandırmak
450	Phrasals	predicate (something) upon (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) isnat etmek
451	Phrasals	predicate (something) upon (something else) v.	(bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak
452	Phrasals	prefer (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birine/bir şeye) tercih etmek
453	Phrasals	prefer (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birine/bir şeye) yeğlemek
454	Phrasals	prefix (something) to (something else) v.	(bir eki bir kelimenin) başına eklemek
455	Phrasals	prefix (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) ön ek yapmak
456	Phrasals	press (something) onto (something else) v.	(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne bastırmak
457	Phrasals	press (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) bastırarak/baskı uygulayarak/sıkarak çıkarmak
458	Phrasals	promote (one) from (something) to (something else) v.	(birini) (bir pozisyondan) (başka bir pozisyona) terfi ettirmek/yükseltmek
459	Phrasals	prune (something) of (something else) v.	(bir şeyin bir şeyini) budamak
460	Phrasals	prune (something) of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) temizlemek
461	Phrasals	prune (something) of (something else) v.	(bir şeyin bir şeyini) kesmek
462	Phrasals	prune (something) of (something else) v.	(bir şeyin fazla kısımlarını) atmak
463	Phrasals	prune (something) of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) arındırmak
464	Phrasals	prune (something) of (something else) v.	(bir şeyden bir şeyi) çıkarmak
465	Phrasals	rake (something) out of (something else) v.	(bir şeyi) tırmıkla (bir şeyden) dışarıya süpürmek
466	Phrasals	rake (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir yerden) tırmıkla almak/temizlemek
467	Phrasals	rake (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) tırmıkla alır gibi almak
468	Phrasals	rake (something) out of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) sıyırıp almak
469	Phrasals	reclaim (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) geri almak
470	Phrasals	reclaim (someone or something) from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) geri kazanmak
471	Phrasals	rinse (something) out of (something else) v.	yıkayarak/bir sıvıyla (bir şeyi bir şeyden) temizlemek
472	Phrasals	rinse (something) out of (something else) v.	(bir pisliği, tortuyu bir şeyden) bir sıvıyla akıtmak
473	Phrasals	rinse (something) out of (something else) v.	(bir şeyi) durulamak/çalkalamak
474	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek
475	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek
476	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek
477	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
478	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için kurban etmek
479	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birine/bir şeye başka biri/bir şey) uğruna kıymak
480	Phrasals	sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) uğruna harcamak
481	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) kurban etmek
482	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek
483	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek
484	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek
485	Phrasals	sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak
486	Phrasals	sandwich (someone or something) between (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak
487	Phrasals	save (something) as (something else) v.	(bir bilgisayar dosyasını bir isimle) kaydetmek
488	Phrasals	save (something) as (something else) v.	(bir bilgisayar dosyasını bir şey) olarak kaydetmek
489	Phrasals	save (something) as (something else) v.	(bir bilgisayar dosyasını bir formatta) kaydetmek
490	Phrasals	scale (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) göre ölçeklendirmek
491	Phrasals	scale (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeye) uygun olarak ölçeklendirmek
492	Phrasals	scale (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) boyutuna göre tasarlamak
493	Phrasals	scale (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) ölçeğine uygun olarak yapmak/tasarlamak
494	Phrasals	scale (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) ölçeğine uygun olarak tasarlamak
495	Phrasals	scale (something) to (something else) v.	(bir şeyi bir şeyin) ölçeğine göre ayarlamak
496	Phrasals	scour (something) off of (something else) v.	(bir şeyi bir şeyden) ovarak çıkarmak
497	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) geriye/uzağa koymak
498	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına oymak
499	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına yerleştirmek
500	Phrasals	set (someone or something) back from (someone or something else) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisinde/uzağında konumlandırmak