başka bir şey - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

başka bir şey



Bedeutungen von dem Begriff "başka bir şey" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
başka bir şey something else pron.
Colloquial
başka bir şey something else expr.
Idioms
başka bir şey a horse of another n.
başka bir şey a different color n.
Speaking
başka bir şey anything else expr.

Bedeutungen, die der Begriff "başka bir şey" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 338 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
başka bir yere yerleştirilen kimse/şey transplant n.
bir başka şeyden gelişerek büyüyen şey outgrowth n.
başka bir şeyin yerine kullanılabilen şey substitute n.
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey tally n.
başka bir eylemden önce yapılan şey antefact n.
uyumsuz gibi görünen başka bir unsurla bağlantılı olduğu düşünülen şey blood brother n.
birinden başka birine karşılıksız olarak devredilen bir şey gift n.
başka bir şey ile karıştırma confusion n.
başka bir şeyle bağlantılı olan şey concomitance n.
başka bir şeye çarpan şey percutient n.
başka bir şeyi anlamak için bilinmesi gereken şey praecognita n.
bir şey başka bir şeye bağlı olmak be conditioned by v.
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak shade into v.
bir şey başka bir şeye uymak tally up with v.
bir şey başka bir şeyin sonucunu etkilemek tilt the balance v.
başka bir şey yaparak bir şeyi tamamlamak follow up v.
bir şey başka bir şeyden farksız olmaya başlamak shade off into v.
geliştirerek (başka bir şey) yapmak work up into v.
bir şey mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek presuppose v.
bir şeyin yerine başka bir şey koymak replace v.
meydana gelmek (bir olay/bir durum sürerken başka bir şey) supervene v.
meydana gelmek (bir olay/bir durum meydana geldikten sonra başka bir şey) supervene v.
bir şeyi başka bir şey sanmak mistake something for something else v.
bir şeyi başka bir şey sanmak confuse one thing with another v.
bir şeyi başka bir şey sanmak mix something up with something else v.
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek diversify from something into something else v.
başka bir şey haline gelebilmek make v.
(başka bir şey kadar) iyi performans gösterememek underperform v.
(birine başka bir şey) vermek hit v.
başka bir şey tarafından meydana getirilmeyen noncontingent adj.
başka bir şey gibi gösterilmemiş undissembled adj.
-den başka bir şey nothing but prep.
(bir şey, başka bir şeyin) arasından through prep.
Phrasals
bir şeyi başka bir şey gibi sunmaya çalışmak play (something) off as (something else) v.
başka bir şey olarak düşünmek/görmek/algılamak read (someone or something) as (someone or something) v.
başka bir şey olduğunu sanmak read (someone or something) as (someone or something) v.
(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek fall between (two things) v.
(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek fall between (something and something else) v.
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between v.
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between (someone or something and someone or something else) v.
(başka bir şey) demek istemek mean (something) by (something) v.
(başka bir şey) kastetmek mean (something) by (something) v.
(başka bir şey) demek istemek mean by something v.
(başka bir şey) kastetmek mean by something v.
(bir şeyi başka bir şey) olarak saymak construe (something) as (something) v.
bir şeyi başka bir şey olarak saymak construe something as something v.
(bir şey yaptıktan sonra başka bir şeye) geçmek continue by (doing something) v.
bir şey yaptıktan sonra başka bir şeye geçmek continue by doing something v.
(bir şeyi başka bir şey olarak) parçalamak crush (someone or something) to (something) v.
(bir şeyi başka bir şey olarak) parçalamak crush (someone or something) into (something) v.
bir şeyi başka bir şey haline gelecek şekilde ezmek crush someone or something to something v.
bir şeyi başka bir şey ile uyuşturmak deaden something with something v.
bir şeyin içine başka bir şey sokmak ram (something) down v.
bir şeyin bittiği yere başka bir şey koymak/eklemek edge with (something) v.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak düşünmek envisage someone or something as someone or something v.
birini/bir şeyi gözünde başka biri veya bir şey olarak canlandırmak envisage someone or something as someone or something v.
birini/bir şeyi başka biri veya bir şey olarak hayal etmek envisage someone or something as someone or something v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak yapmak fashion (something) out of (something else) v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak tasarlamak/oluşturmak fashion (something) out of (something else) v.
bir şeyden başka bir şey üretmek fashion (something) out of (something else) v.
bir şeyden başka bir şey tasarlamak/geliştirmek fashion (something) out of (something else) v.
bir şeyden başka bir şey yaratmak fashion (something) out of (something else) v.
bir şeyi başka bir şey haline getirmek fashion something out of something v.
bir şeyden başka bir şey yapmak fashion something out of something v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden yapmak reconstruct something from something v.
ir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden kurmak/inşa etmek reconstruct something from something v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak onarmak/yenilemek reconstruct something from something v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden düzenlemek reconstruct something from something v.
bir şeyin yerini başka bir şey almak sub someone for (someone else) v.
bir şeyin yerini başka bir şey almak sub something for something else v.
(bir şey) yerine (başka bir şey) kullanmaya/tüketmeye başlamak switch from (something) (to something else) v.
(bir şeyin) yerine başka bir şey vermek switch from (something) (to something else) v.
bir şey yerine (başka bir şey) kullanmaya başlamak switch from something (to something else) v.
bir şeyi bırakıp başka bir şey kullanmaya başlamak switch from something (to something else) v.
(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gözüyle bakmak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak görmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) saymak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) olarak davranmak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gibi yaklaşmak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak treat (someone or something) as (someone or something else) v.
birini/bir şeyi, başka bir şey gibi değerlendirmek/düşünmek treat someone or something as something v.
birine/bir şeye, başka bir şey olarak davranmak treat someone or something as something v.
birine/bir şeye, başka bir şey gibi yaklaşmak treat someone or something as something v.
birini/bir şeyi başka bir şey olarak ele almak treat someone or something as something v.
birini/bir şeyi, başka bir şey saymak treat someone or something as something v.
gelişip başka bir şey haline gelmek evolve from (something) into (something) v.
evrim geçirip (başka bir şey) haline gelmek evolve from (something) into (something) v.
bir şeyden başka bir şey yaratmak form something out of something v.
bir şeyden başka bir şey yapmak form something out of something v.
bir deneyimden başka bir şey elde etmek gain something from something v.
(bir şeyden başka bir şey) uydurmak/yapmak make up (something) from (something) v.
(bir şeyleri) bir araya getirip (başka bir şey) yapmak make up (something) from (something) v.
(bir şeyleri) bir araya getirip (başka bir şey) yaratmak make up (something) from (something) v.
bir şeyden başka bir şey yapmak/yaratmak make something up from something v.
başka bir şey olarak küllerinden doğmak rise from (something) v.
başka bir şey olarak yeniden doğmak rise from (something) v.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter for v.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter for something v.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter over something v.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter (something) for (something else) v.
(bir partiye, gruba başka biri/bir şey) olarak giyinip gitmek go to (something) as (someone or something) v.
(bir partiye, gruba başka biri/bir şey) kostümüyle gitmek go to (something) as (someone or something) v.
bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek grind something into something v.
bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek grind something into something v.
bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek grind something into something v.
bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek grind into v.
bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek grind into v.
bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek grind into v.
bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek grind something to something v.
bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek grind something to something v.
bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek grind something to something v.
yontarak başka bir şey haline getirmek hack out v.
yayın, film, tv, video akışını kesip araya başka bir şey sokmak cut to (someone or something) v.
biri/bir şey ile başka biri bir şey arasında bağlantı kurmak interface someone or something with someone or something v.
(bir şeyi başka bir şey) üzerinden değerlendirmek see (something) against (something else) v.
(bir şeyi başka bir şey) üzerinden değerlendirmek see something against something v.
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something v.
işinin başından kaldırıp başka bir şey yaptırmak call away v.
üstüne (başka bir şey) giymek change into v.
üstüne (başka bir şey) giymek change into (something) v.
(bir şeyden başka bir şey) haline dönüşmek convert from (something) into (something) v.
(bir şeyden başka bir şey) haline dönüşmek convert from (something) to (something) v.
başka bir şey olarak da görev yapmak double as v.
başka bir şey görevi de yapmak double as v.
(bir şeyin) yerine (başka bir şey) almak exchange (something) for (something) v.
(bir şey) üzerinden giderek (başka bir şey) yapmak fashion (something) into (something else) v.
(bir şey) üzerinden (başka bir şey) şekillendirmek fashion (something) into (something else) v.
(bir şeyden) yola çıkarak (başka bir şey) yapmak fashion (something) into (something else) v.
(bir şeyi) alıp (başka bir şey) haline getirmek fashion (something) into (something else) v.
(başka bir şey) haline getirmek fashion into v.
(başka bir şey) şekillendirmek fashion into v.
(başka bir şey) haline getirmek fashion out of v.
-den başka bir şey üretmek fashion out of v.
-den başka bir şey tasarlamak/geliştirmek fashion out of v.
-den başka bir şey yaratmak fashion out of v.
ufalayıp başka bir şey haline getirmek grind to v.
ezip başka bir şey haline getirmek grind to v.
öğütüp başka bir şey haline getirmek grind to v.
(bir şeyi başka bir şey) üzerinden geliştirmek model (something) after (something else) v.
(bir şeyi başka bir şey) üzerinden geliştirmek model (something) on (something else) v.
(birine bir şeyi başka bir şey olarak) kakalamak/yutturmak palm (something) off (on one) (as something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şey) gibi sunmaya çalışmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(biri/bir şey başka biri/bir şeymiş) gibi yapmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şey) olarak yutturmaya kalkışmak/çalışmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şey) olarak kakalamaya çalışmak pass (someone or something) off on (someone) v.
(birine bir şeyi başka bir şey olarak) kakalamak/yutturmak pawn (something) off (on one) (as something else) v.
kendini (başka biri/bir şey) gibi göstermek pose as (someone or something) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için kurban etmek sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birine/bir şeye başka biri/bir şey) uğruna kıymak sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) uğruna harcamak sacrifice (someone or something) for (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak sacrifice (someone or something) to (someone or something else) v.
(biri/bir şey/kendi ve başka biri/bir şey) arasında bir fark yaratmak set (someone, something, or oneself) apart (from someone or something) v.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında mekik dokumak shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında gidip gidip gelmek shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında mekik dokutmak shuttle from (something or some place) to (something or some place) v.
(birini/bir şeyi başkası/başka bir şey) sanmak take (someone or something) for (something) v.
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak trade (something) in for (something) v.
(eski bir şeyi verip başka bir şey) satın almak trade (something) in on (something) v.
bir şey yerine/varken (başka bir şey) kullanmak use (something) over v.
yerine/varken (başka bir şey) kullanmak use over v.
bir şeyi bir grup başka şey arasından seçmek pick someone or something from someone or something
Phrases
tamamen başka bir şey something else entirely v.
o başka bir şey, o başka bir şey something else entirely v.
… başka bir şey, … başka bir şey something else entirely v.
(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey) not so much (something) as (something else) adv.
(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey) not so much something as something adv.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de not so much (something) as (something else) adv.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de not so much something as something adv.
(bir şey) olmasını geçtim (başka bir şey) de not so much (something) as (something else) adv.
(bir şey) olmasını geçtim (başka bir şey) de not so much something as something adv.
bir şeyle başka bir şey arasında somewhere between adv.
'-den başka bir şey yapamamak/kalmamak can but expr.
benim için maktan başka yapacak bir şey yoktu there was no course open to me but to expr.
elden/elimden vs başka bir şey gelmiyor/gelmedi/gelemezdi/gelmiyordu cannot but expr.
-den başka bir şey değil nothing short of expr.
yapacak/yapılabilecek/yapabileceğim başka bir şey yok/yoktu cannot but expr.
başka türlü bir şey/biri he/she/it is something else expr.
gözlerim senden başka bir şey görmüyor can't take my eyes off you expr.
Proverb
adına başka bir şey de deseydik gül yine aynı güzellikte kokacaktı rose by any other name would smell as sweet
boş cüzdan kederden başka bir şey getirmez light purse makes a heavy heart
Colloquial
gözün başka bir şey görmemesi eye full n.
nottan başka bir şey düşünmeyen öğrenci grade-grubber n.
elinde bulundurana sorundan başka bir şey sağlamayan şey a white elephant n.
elinden (başka bir şey) gelmemek cannot but v.
(bir şey) yerine (başka bir şey yapmayı) tercih etmek had (just) as soon (do something) v.
(bir şey yapmaktansa başka bir şey yapmayı) tercih etmek had (just) as soon (do something) v.
(bir şey) yerine (başka bir şey yapmayı) tercih etmek would (just) as soon do something v.
(bir şey yapmaktansa başka bir şey yapmayı) tercih etmek would (just) as soon do something v.
(bir şeylerden) başka (bir şey) çıkarmak/uydurmak make (something) from (other things) v.
(bir şeylerden) başka (bir şey) yaratmak/meydana getirmek make (something) from (other things) v.
(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey) olmak be not so much (something) as (something else) v.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak be not so much (something) as (something else) v.
(bir şeyden) çok (başka bir şey) olmak be not so much (something) as (something else) v.
bir şey olmaktan çok başka bir şey olmak be not so much something as something v.
bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak be not so much something as something v.
(bir şeyden) başka bir şey olmamak be so much/many (something) v.
bir şeyden başka bir şey olmamak be so much/many something v.
-den başka yapabilecek bir şey olmamak cannot choose but v.
nottan başka bir şey düşünmeyen grade-grubbing adj.
nottan başka bir şey düşünmeyen grade-grubbing adj.
size yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı? anything else can I do for you? expr.
yardım etmemi istediğiniz başka bir şey var mı? anything else can I do for you? expr.
başka bir şey istiyor musunuz? anything else can I do for you? expr.
(bir şey) yerine (başka bir şey yapmayı) tercih ederim I'd (just) as soon (as) do something expr.
(bir şey yapmaktansa başka bir şey yapmayı) tercih ederim I'd (just) as soon (as) do something expr.
başka türlü bir şey/biri he/she/it is something else expr.
seksten başka bir şey düşünmezler they're only after one thing expr.
saçmalıktan başka bir şey değil a lot of hooey expr.
ya da başka bir şey or otherwise expr.
başka bir şey sor ask me another expr.
başka bir deyişle (bir şey) can you/we say (something)? expr.
biri bir şey de yapabilir başka bir şey de he/she would just as soon do a (as b) expr.
bir şeyden başka bir şey değil little/nothing short of something expr.
bir şey yapmaktan başka short of something/of doing something expr.
(bir şey yapmaktan) başka yapılacak bir şey yok there's nothing (else) for it (but to do something) expr.
(bir şey yapmaktan) başka çare yok there's nothing (else) for it (but to do something) expr.
(bir şey yapmaktan) başka çıkar yol yok there's nothing (else) for it (but to do something) expr.
tamamen başka/farklı bir şey whole other thing expr.
az önce öyle demiyordun/başka bir şey söylüyordun you were saying? expr.
başka yardımcı olabileceğim bir şey var mı? how else may I help you? exclam.
sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı? how else may I help you? exclam.
Idioms
bir işle ilgili paradan başka bir şey düşünmeyen kimse a bean counter n.
sağlayacağı kazançtan başka bir şey düşünmeyen kimse a bean counter n.
paradan başka bir şey düşünmeyen an itching palm n.
paradan başka bir şey düşünmeyen an itchy palm n.
paradan başka bir şey düşünmeyen an itching palm n.
paradan başka bir şey düşünmeyen an itchy palm n.
iş hayatına (başka bir şey) olarak başlamak start (life) as (something) v.
iş hayatına (başka bir şey) olarak başlamak start off as (something) v.
başlangıçta başka bir şey olmak start (life) as (something) v.
başlangıçta başka bir şey olmak start off as (something) v.
(işi, görevi başka bir şey için) ertelemek clear the decks v.
(işi, görevi başka bir şey için) ertelemek clear the deck v.
aklında başka bir şey olmak have other fish to fry v.
başka bir şey haline getirmek fashion something into something v.
gözleri başka bir şey görmemek have eyes only for v.
paradan başka bir şey düşünmemek have an itching palm v.
(bir şey başka bir şeyin) yanında çocuk oyuncağı gibi kalmak make something seem like a picnic v.
(bir şeyi başka bir şey) gibi yutturmaya çalışmak/kalkışmak play (something) off as (something else) v.
(bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak play (something) off as (something else) v.
başka bir şey olmak be another matter v.
başka/farklı bir şey söylemek tell a different story v.
başka/farklı bir şey söylemek tell another tale/story v.
başka/farklı bir şey söylemek tell a different tale v.
başka/farklı bir şey söylemek tell another story v.
başka/farklı bir şey söylemek tell another tale v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaybetmek relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaptırmak relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) devretmek relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) vermek relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) v.
başka bir konu/şey olmak be another thing v.
(bir şeyden) başka bir şey olmamak be nothing short of (something) v.
(bir şey yapmaktan) başka çare olmamak can't help (doing something) v.
(bir şey yapmaktan) başka çare olmamak can't help but (do something) v.
başkası/başka bir şey olarak düşünmek/hayal etmek envision as else v.
başkası/başka bir şey olarak gözünde canlandırmak envision as else v.
başkası/başka bir şey olarak tasavvur etmek envision as else v.
başkası/başka bir şey olarak zihninde canlandırmak envision as else v.
aklında başka bir şey olmak have other cats to whip v.
(bir şey) olur olmaz (başka bir şey) olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
(bir şeyin) olmasıyla/bitmesiyle birlikte (başka bir şey) olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
(bir şey) olduğunda (başka bir şey) daha yeni/henüz bitmiş/olmuş olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
gözleri başka bir şey görmemek only have eyes for v.
gözleri (birinden) başka bir şey görmemek only have eyes for (one) v.
gözü (bir şeyden) başka bir şey görmemek only have eyes for (something) v.
gözünde (bir şeyden) başka bir şey olmamak only have eyes for (something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaybetmek relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaptırmak relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) devretmek relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) vermek relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaybetmek relinquish control over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) kaptırmak relinquish control over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak relinquish control over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) devretmek relinquish control over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) teslim etmek relinquish control over (something) (to someone or something) v.
(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) vermek relinquish control over (something) (to someone or something) v.
başka/farklı bir şey söylemek tell a different, another tale/story v.
(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek treat (someone or something) like (someone or something else) v.
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek treat (someone or something) like (someone or something else) v.
(bir şeyle başka bir şey) arasında ince bir çizgi üzerinde yürümek/ilerlemek walk on a thin line between (something) and (something else) v.
gözü arzuladığı şeyden başka bir şey görmeyen consumed by desire adj.
gözü (birinden/kendinden) başka bir şey görmeme as if the sun shines out (someone's) backside expr.
bunun arkasında başka bir şey var thereby hangs a tale expr.
bunun arkasında başka bir şey var therein hangs a tale expr.
(içecek vb.) başka bir şey ister miydiniz? care for another one? expr.
(içecek vb.) başka bir şey ister miydiniz? would you care for another one? expr.
(içecek vb.) başka bir şey ister miydiniz? care for another? expr.
hayalden başka bir şey değil (no more than) the man in the moon expr.
(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar scratch (something) and you'll find (something else) expr.
(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar scratch (something) and you'll find (something else) expr.
saçmalıktan başka bir şey değil a bunch of hooey [us] expr.
(bir şeyden) başka bir şey değil nothing if not (something) expr.
(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar scratch a and you'll find b expr.
(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar scratch a and you'll find b expr.
bunun arkasında başka bir şey var thereby hangs a tale expr.
bunun arkasında başka bir şey var herein lies a tale expr.
bunun arkasında başka bir şey var therein lies a tale expr.
bunun arkasında başka bir şey var thereby lies a tale expr.
Speaking
başka bir şey? anything else? expr.
başka bir şey ister misin do you want anything else expr.
başka bir şey konuşalım let's talk about something else expr.
başka yapılacak bir şey yok there is nothing else for it expr.
başka bir şey düşündüğün yok that's all you think about expr.
bu vakit kaybetmekten başka bir şey değil a sheer waste of time expr.
başka bir şey var mı? Is there anything else? expr.
çay ya da başka bir şey ister misin? would you like to have tea or something? expr.
ceplerinde başka bir şey var mı? is there anything else in your pockets expr.
eklemek istediğin başka bir şey var mı? anything else you'd like to add? expr.
tamamen başka bir şey whole nother thing expr.
tamamen başka bir şey whole another thing expr.
(onun) üzerinde başka bir şey var mı? does she have anything else on him? expr.
(onun) üzerinde başka bir şey var mı? does she have anything else on her? expr.
-mekten başka yapacak bir şey yok there is nothing for it but to expr.
üzerinde başka bir şey var mı? do you have anything else on you? expr.
(onun) üzerinde başka bir şey var mı? does he have anything else on him? expr.
Trade/Economic
(başka bir şey almak için) varlığı elden çıkarmak turn v.
Gastronomy
(içkiyi vb.) başka bir şey katarak yumuşatmak temper v.
Biology
biçim olarak başka bir şeye benzeyen şey homomorph n.
Librarianship
kitaptan başka bir şey olan nonbook adj.
Slang
biri tarafından çöpe atılan fakat başkası tarafından alınıp başka bir amaç için değerlendirilen şey mongo n.
biri/bir şey hakkında başka birine dert yanmak rag out v.
Modern Slang
amacına ulaşmaktan başka bir şey düşünmeyen kimse achievaholic n.